Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3915 E. 2022/205 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3915
KARAR NO: 2022/205
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2019
NUMARASI: 2018/416 Esas – 2019/428 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 53. ve 56. maddeleri kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze – defin gideri ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın kısmen kabulüne, A)Maddi tazminat davası yönünden; Davacı … için 14.212,15 TL, davacı … için 4.113,05 TL, Davacı … için 3.404,42 TL, davacı … için 3.334,67 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden ödeme tarihi olan 25/04/2018 tarihinden itibaren, davalı … yönünden kaza tarihi olan 08/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 1.050,00 TL cenaze giderine ilişkin maddi tazminatın kaza tarihi olan 08/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’ten tahsiline, davalı sigorta şirketi yönünden talebin reddine, B)Manevi tazminat davası yönünden; Davacı … için 7.000,00 TL, davacı … için 5.000 TL, davacı … için 5.000 TL, davacı … için 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …ten tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili ile davalı … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilleri lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olduğunu belirtmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın, müvekkilinin yerleşim yeri olan Malatya’da meydana gelmesi nedeniyle Mahkemece, yetki itirazları dikkate alınarak yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, yetki itirazlarının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, meydana gelen kazada müvekkilinin kusursuz olduğunu, caza dosyasında yapılan yargılamanın sonucunun beklenilmesi gerektiğini, ceza dosyasında davacıların murisinin asli kusurlu olduğu tespitinin yapıldığını, ancak, davacıların murisinin kırmızı ışıkta geçtiğini, olay yerinde keşif yapılarak kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini; cenaze giderleri yönünden verilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 08/02/2018 tarihinde, davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı ve davalı …’in sürücüsü olduğu aracın, davacıların desteği (davacı …’ın eşi ve diğer davacıların anneleri) yaya …’a çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde; davacıların desteği …’ın vefat ettiği; işbu davada davacılar tarafından, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulduğu ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. A- Davacılar …, … ve … lehine hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatları ile cenaze – defin gideri hakkındaki hükümlere yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: HMK’nın 341/2.fıkrasına göre miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. HMK’nın 341/4.fıkrasına göre ise alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin 1. fıkrasında;” HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu Yerel Mahkeme hükmünün verildiği 2019 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 4.400,00 TL’dir. Bu durumda, Mahkemece, davacı … için 4.113,05 TL, davacı … için 3.404,42 TL, … için 3.334,67 TL olarak hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatı miktarları ile cenaze ve defin gideri için 1.050,00 TL olarak hükmedilen miktar, kararın verildiği tarih olan 2019 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından, davalı … vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen karar için HMK’nın 341/4. maddesi gereğince istinaf hakkı bulunmamaktadır. Yerel Mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. B- Davacı … için hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatı ile tüm davacılar için hükmedilen manevi tazminat hakkındaki hükümlere yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: Kazaya karışan aracın ZMS sigortacısı olana davalı … Sigorta AŞ.’nin yerleşim yeri, Sarıyer – İstanbul olduğuna göre Mahkemece 07/12/2018 tarihli 1. celsenin 7 nolu ara kararıyla, davalı …’in yetki itirazının reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasa açısından herhangi bir hata bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı vekilinin yetkiye yönelik itirazı kabul edilmemiştir. İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 27/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün %35 oranında tali kusurlu, davacıların desteği müteveffa …’ın ise %65 oranında asli kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, raporun, trafik kazası tespit tutanağı ile ceza yargılaması aşamasında aldırılan bilirkişi raporlarıyla örtüştüğü, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalı … vekilinin kusura yönelik itirazı kabule şayan görülmemiştir. Kazanın oluş şekli, kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Mahkemece, davacıların her biri için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, TBK’nın 56/2. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun ve makul olduğu kanısına varıldığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar kabul edilmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. Maddesi gereğince esastan reddine, B-Davalı … vekilinin, davacılar …, … ve … hakkında destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin giderine dair kurulan hükme yönelik istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine, C-Davalı … vekilinin, davacı … hakkında destekten yoksun kalma tazminatına dair kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 1-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 3.286,69 TL harçtan, peşin alınan 821,67 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.465,02 TL harcın davalı …’ten tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacı …’tan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 3-Tarafların istinaf başvurusu nedeniyle yaptıkları yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.01/02/2022