Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/391 E. 2019/712 K. 16.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO : 2019/391
KARAR NO : 2019/712
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2017
NUMARASI : 2017/5485 Esas – 2017/5462 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 16/12/2019
İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 17/09/2017 gün 2017/İHK-3500 sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Başvuran … vekili dilekçesinde özetle; davalı … şirketine trafik sigortasıyla sigortalı bulunan araç sürücüsünün 15/12/2016 tarihinde sebebiyet verdiği kaza neticesinde müvekkilinin malul kaldığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuş, talebini sürekli iş göremezlik bakımından 87.342,61 TL artırarak 97.242,61 TL maddi tazminatın hüküm altına alınmasını istemiştir.Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından 97.242,61 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı taraftan tahsiline dair verilen karara davalı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararı kaldırılarak kusur oranında indirim sonucu 86.191,30 TL tazminatın davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından; başvuru şartı yerine getirilmeden tahkim başvurusunda bulunulduğu, kaza tarihi dikkate alındığında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranının belirlenmesi gerektiği, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalı aracın kusuru oranında olduğu, davacının talebi tek araca göre olduğu göz önünde bulundurulduğunda iki araç hakkında talep olmadan hüküm kurulmasının doğru olmadığı, tahkim masraflarının, başvuruya sebebiyet verilmediğinden ötürü müvekkil üzerinde bırakılmasının da hatalı olduğu belirtilerek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Başvuran vekili tahkim başvurusu öncesinde gerekli belgeleri ibraz ederek sigorta şirketine başvurmuştur. Bu durumda, dava konusu kaza öncesinde 6704 sayılı yasayla değiştirilen KTK’nın 97. maddesinde öngörülen başvuru şartı gerçekleşmiş bulunmaktadır.Yargıtay 17 H.D.nin 2017/3610E. 2018/4373 K. sayılı kararında 1.6.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına ilişkin hükümlerin, 6704 sayılı yasa ile KTK’da yapılan değişikliklerin yürürlüğe girdiği 26.04.2016 tarihinden itibaren değil, genel şartların yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanacağına hükmetmiş bulunmaktadır. Gerçekten de KTK’nın 90 maddesinde, tazminatın biçim ve kapsamının Borçlar Kanunun haksız fiillere ilişkin hükümleri doğrultusnda belirleneceği öngörülmüş iken; bu maddede, 6704 sayılı yasa ile değişikliğe gidilerek tazminatların bu kanun ve bu kanuna göre hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olduğu düzenlenmiştir. Bu madde hükmü esasen aynı zamanda zımni bir yürürlük hükmüdür. Zira, atıf yapılan genel şartlar, işbu yasal düzenlemeden önce yürürlüğe girdiğine göre, madde hükmünün yürürlüğü, genel şartların yürürlük tarihine uzanacak şekilde, bir başka deyişle, madde hükmü, geriye etkili hüküm doğuracak biçimde düzenlenmiş olmaktadır.Bu değerlendirmeler doğrultusunda somut olay ele alındığında; kazaya sebebiyet veren araca ilişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin tanzim tarihi 04/02/2016 olup bu tarih 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarından sonradır.Bu durumda davacının maluliyet oranının, davaya konu trafik kazasından önce yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları gereğince Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerekirken Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak karar verilmiş olması doğru olmayıp buna yönelik istinaf itirazı yerindedir.Davalı vekilinin, kusur oranında davalının sorumluluğuna hükmedilmesi gerektiğine ilişkin itirazının değerlendirilmesine gelince;Dava konusu trafik kazası, davalı … şirketi tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan …plaka sayılı araç ile davacının yolcu konumunda bulunduğu … plaka sayılı aracın çarpışmaları neticesinde meydana gelmiştir. 04/07/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre … plaka sayılı araç %25, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın ise %75 oranında kusurlu olduğu tespitinde bulunulmuştur. Davacı taraf tahkim başvurusunu, maddi tazminatın müştereken ve müteselsilen davalı taraftan tahsili şeklinde talepte bulunmak suretiyle gerçekleştirmiştir. Bu durumda araçta yolcu olarak bulunan ve kusursuz olan başvuran taraf bakımından, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararında olduğu gibi, hesaplanan tazminatın tamamına hükmedilmesi gerekirken sigortalı aracın kusuru mahsup edilerek karar verilmiş olması doğru değil ise de, davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf başvurusunda bulunmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. O halde tazminat hesabının 01/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren genel şartların A.5.c/2. bendi gereğince 30.03.2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri gereğince sakatlık oranın belirlenmesi ve kesinleşen hesap yöntemi ile sair hususlar aynen esas alınmak suretiyle sürekli işgöremezlik tazminatının hesaplanması, bu miktardan karara esas alınan bilirkişi raporundaki oranda kusur indirimi yapılarak sonucuna göre (belirlenecek tazminata ilişkin davalı tarafın kazanılmış hakkı gözetilerek) bir karar verilmesi amacıyla İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/6. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan KABULÜNE,2- Yukarıda tarih ve numarası belirtilen İtiraz Hakem Heyeti kararının KALDIRILMASINA,3-Tahkim başvurusunun yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren hakem heyetine gönderilmesi amacıyla saklama kararını veren MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 4-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının İADESİNE,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.16/12/2019