Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/389 E. 2019/822 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/389
KARAR NO : 2019/822
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2017
NUMARASI : 2017/4677 Esas – 2017/4677 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maluliyet Tazminatı
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna yapmış olduğu başvuru dilekçesinde; 27/11/2014 tarihinde meydana gelen kazadan dolayı yaralanan ve sakat kalan müvekkili için kazaya sebebiyet veren araçların ZMSS sigorta poliçelerini düzenleyen … ve … Sigorta’ya başvurdukları halde sonuç alamadıklarını, %51 oranında davacının maluliyetinin bulunduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50.000,00 TL maluliyet tazminatının davalı sigorta şirketlerinden müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.Davacı vekili 29/05/2017 tarihli dilekçesinde talebini 384.790,29 TL’ye yükselterek ıslah etmiştir.Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde; eksik evrak tamamlanmadan tahkime başvurulduğunu, davanın usulden ve esastan reddi gerektiğini beyan etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararında; kazada müterafik kusur uygulanmasını gerektirecek bir durum olmadığını, zarar gören kişinin araçta yolcu konumunda bulunması sebebiyle oluşan zarardan birden fazla kişi sorumlu olduğunda müteselsil sorumluluk gereği zararın tamamından sorumlu olacaklarını benimseyerek 384.790,29 TL tutarındaki tazminat talebinin kabulü ile davalı sigorta şirketlerinden müştereken müteselsilen tahsiline karar vermiştir.Davalı … Sigorta vekili İtiraz Hakem Heyetine vermiş olduğu dilekçesinde; başvurunun ön şart eksikliği sebebiyle reddi gerektiğini, gerekli evrakın hiçbiri tamamlanmadan dava açma yolunun tercih edildiğini, Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, kendi kurumlarınca alınan medikal eksper raporuna göre %51’lik maluliyet oranının kabul edilemez olduğunu, olayda davacının emniyet kemeri takmayarak zararın artmasına sebep olduğunu, müterafik kusur indirimi yapılmadığını, davacı yararına vekalet ücretine hükmedilecek ise bunun AAÜT 1/5’i oranında olması gerektiğini beyan ederek itirazda bulunmuştur.İtiraz Hakem Heyetince; sigorta şirketinin sunmuş olduğu medikal eksper raporunun daha önce cevap dilekçesinde sunulmadığı için bu aşamada ileri sürülemeyeceğini, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastane raporunun yönetmelikte aranan şartlara uygun olduğunu kabul ederek başvuranın tahkimden önce sigorta şirketine başvurusunun da usule uygun olduğunu, davacının emniyet kemeri takmadığının ispatlanamadığını kabul ederek tüm itirazların reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Davalı … Sigorta vekili; öncelikle eksik inceleme sebebiyle kararın kaldırılmasını, başvurusunun ön incelemeden reddi gerektiğini, gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuru yapıldığını ve bu eksik belgeler giderilmeden de tahkime başvuru yapıldığını, Dokuz Eylül Üniversitesinden alınan raporun yasa ve yönetmeliklere uygun olmadığını, kendileri tarafından alınan medikal eksper raporunda maluliyet oranının % 18 olarak belirlenmiş olduğunu, davacı emniyet kemeri takmadığı için tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması, davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin AAÜT’nin 1/5’i oranında olması gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı … Sigorta vekili dilekçesinde; maluliyet raporunun Adli Tıp Kurumundan alınması gerektiğini, dosyada mevcut maluliyet raporuna göre karar verilmesinin yerinde olmadığını, kendilerinin yaptırmış olduğu medikal exper raporunda maluliyet oranının % 18-25 aralığında olduğunun bildirildiğini, sigortalı araç sürücüsünün % 25 oranında kusurlu olmasına rağmen müteselsilen hüküm kurulmasının yerinde olmadığını beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet tazminatı istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Maluliyete ilişkin alınacak raporlar kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Dosyada mevcut hükme esas alınan maluliyet raporu incelendiğinde, Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Bilirkişi Kurulunca kaza tarihi 27/11/2014 tarihindeki yasa ve yönetmeliklere uygun şekilde Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenmiş olduğu anlaşıldığından ve davalı sigorta şirketinin itirazlarında sunduğu medikal eksper raporu soyut beyanlara dayalı olup somut ve ayrıntılı gerekçe içermediği için sigorta şirketlerinin maluliyet raporunun hükme esas alınmayacağına yönelik ve bu maluliyet raporu ile tahkim başvurusundan önce sigorta şirketine yapılan başvurunun yetersiz evrakla yapılmış olması sebebiyle tahkim talebinin ön şart eksikliği nedeniyle reddi gerektiğine yönelik istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Kaza sırasında davacının emniyet kemeri takmadığı iddiasının sigorta şirketlerince ispatlanamadığı, kaza tespit tutanağında da buna ilişkin bir saptama bulunmadığı değerlendirildiğinde, davalı sigorta şirketlerinin müterafik kusur indirimi yapılması yönündeki istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir. Bu nedenlerle; davalı … A.Ş. ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı … AŞ ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,6-İstinaf talebi için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.26/12/2019