Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/383 E. 2020/21 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/383
KARAR NO: 2020/21
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2017
NUMARASI : 2014/86 Esas – 2017/510 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/01/2020
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 21.01.2012 tarihinde davacıların içinde bulunduğu yolcu otobüsü ile İstanbul ilinden Bulgaristan Ülkesine … Plakalı otobüs ile seyir sıralarında Kırklareli istikametinden Dereköy Gümrük Kapısı mevkiinde yolun karlı ve buzlu olması sebebiyle meydana gelen tek taraflı trafik kazasında müvekkillerinin ağır şekilde yaralandığını belirterek her bir müvekkili için ayrı ayrı 1.000’er TL maluliyet tazminatı ile her bir müvekkili için Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yapılmaması sebebiyle ayrı ayrı 1.000’er TL. tazminat ile her bir davacı için ayrı ayrı 40.000 ‘er TL manevi tazminatın 21.01.2012 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur.Davalı … Taşıtlar Bürosu vekili davanın reddini talep etmiştir.Diğer davalılara usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermemişlerdir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde Davacı … için 380.716,94 TL ( 328.216,94 TL sürekli iş göremezlik ve 52.500 TL zorunlu koltuk sigortası tazminatından oluşan) maddi tazminatın, davalılardan … San. Tic. AŞ ve … ile davalı … Bürosundan (Taşıt Bürosu 225.000 TL sinden sorumlu olmak üzere) avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, Davacı … için ise 113.919,94 TL ( 95.769,94 TL sürekli iş göremezlik ve 18.150,00 TL zorunlu koltuk sigortası tazminatından oluşan) maddi tazminatın ise avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline; Davacı … için 15.000 TL, Davacı … için de 15.000 TL manevi tazminatın davalılar … San. Tic. AŞ ve …tan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı … San. Ve Tic. A.Ş vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; husumet itirazına ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığına, kazaya karışan aracın müvekkil şirketin filosunda bulunan bir otobüs olmadığını, otobüsün Bulgar plakalı olduğunu, yabancı plakalı bir aracın Türk firması tarafından sigortalatılamayacağından ötürü müvekkil şirketin zorunlu trafik sigortası yaptırma yükümlülüğünün bulunmadığını, bilirkişi raporunda da zorunlu ferdi kaza sigortası yaptırıma mecburiyetinin bulunmadığının ifade edildiğini, öte yandan avans faizine hükmedilmesinin doğru olmadığını, manevi tazminatın da fahiş bir şekilde takdir edildiğini, maluliyet oranına ilişkin itirazlarının dinlenilmediğini, meydana gelen kazada davacıların emniyet kemeri takmamış olmasının maluliyetin oluşmasında önemli etkenlerden biri olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davacılar vekili tarafından katılma yoluyla verilen istinaf dilekçesinde özetle; takdir edilen manevi tazminatın düşük olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Taraf vekillerinin hesap ve yöntemine dair herhangi bir istinaf itirazı bulunmamaktadır. Bununla birlikte davalı otobüs firmasının zorunlu koltuk sigortasının yaptırılmamış olduğu da uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı otobüs firmasının kazadan kaynaklanan sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ile zorunlu koltuk sigortası yaptırma yükümlülüğü bulunup bulunmadığı ve manevi tazminatın doğru takdir edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davalı … San. Tic. AŞ firması tarafından yolcu taşımacılığında kullanılan … Bulgaristan plakalı aracın İstanbul ilinden Bulgaristan ülkesine giderken (Türkiye sınırları içerisinde) Dereköy Gümrük Kapısı mevkiinde yolun karlı ve buzlu olması sebebiyle otobüsün viraja girdiğinde kayması sonucu sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle ölümlü ve yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, davalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, davacıların 21/01/2012 tarihinde gerçekleşen bu kazada ağır şekilde yaralandıkları, davacıların bu otobüste davalı otobüs şirketi tarafından kesilen ( … için … ve … için ise … seri numaralı yolcu biletleri) yolcu biletiyle seyahat ettikleri anlaşılmaktadır. 2981 sayılı yasanın 85. Maddesinde motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi doğan zarardan sorumlu olduğu açıklanmıştır. Davacıların davalı otobüs firması tarafından kesilen bilet ile taşındıklarına göre doğan zarardan sorumludur. Buna yönelik istinaf itirazı yerinde değildir. Dosyada mübrez Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 01/06/2015 tarihli raporda davacı İlayda’nın maluliyet oranının %12,1, aynı kurum tarafından düzenlenen 09/10/2015 tarihli raporda ise diğer davacı …’in maluliyet oranının %35 olarak belirlendiği, maluliyet raporlarının kaza tarihinde yürürlükte bulunan 27021 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan yönetmelik hükümlerine göre belirlendiği, davacı … maluliyetinin kaza öncesinde de mevcut olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığına göre trafik kazasından sonra zuhur eden maluliyete esas alınan olan rahatsızlığın kazadan kaynaklı olduğunun kabulü gerektiği, maluliyet raporlarının hüküm vermek bakımından yeterli olduğu, buna yönelik istinaf itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.Dosya kapsamında davalı taraf araç içerisinde emniyet kemeri tertibatı olduğu ve davacıların emniyet kemeri takmak suretiyle yolculuk ettiği yönünde herhangi bir ispat ortaya koymamıştır.Bir an için savunmanın doğru olduğu kabul edilse dahi BK’nın 112. maddesinde “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme ile TK’nın 914. maddesinde “Taşıyıcı, yolcuları rahat bir yolculukla ve sağlıklı olarak gidecekleri yere ulaştırmakla, özellikle hava, ses, yer ve çevre kirliliğine meydan vermemek için gerekli düzeni kurmakla, gerekli diğer tüm önlemleri almak ve mevzuatta öngörülen kurallara uymakla yükümlüdür. Taşıyıcı, yolcuların kazaya uğramalarından doğacak zararı tazmin eder.”şeklindeki yasal düzenleme gereğince davacı ile davalı otobüs işletmesi arasındaki taşıma sözleşmesine göre taşıyıcının, davacı yolcuyu sağlıklı bir şekilde gideceği yere ulaştırmakla yükümlü olduğu, bir başka ifadeyle davacının güvenli oturuş pozisyonunda emniyet kemeri takarak seyahat etmesini sağlamakla yükümlü olduğu, işbu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüğüne aykırı davranarak hak iddia edemeyeceği karşısında buna ilişkin savunması da yerinde değildir. Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası 25/02/2004 tarih, 25384 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2004/6789 nolu Bakanlar Kurulu Kararı ile ihdas edilmiş olup, 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu hükümleri çerçevesinde yolcu taşımacılığı yapan taşımacıların, yurtiçi ve uluslararası yolcu taşımalarında görevlendirecekleri sürücüler ile bunların yardımcıları ve taşıyacakları yolcular için “Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” yaptırmak zorunda oldukları belirtilmiştir.Türkiye’de yerleşik ve Türkiye sınırları içerisinde taşımacılık faaliyetinde bulunma hakkı olan davalı otobüs firması kestiği bilet üzerinden kazaya karışan yolcu otobüsü ile uluslararası taşımacılık faaliyetinde bulunduğuna göre 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve ilgili mevzuat gereğince zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırmakla yükümlüdür. Kaza tespit tutanağından anlaşıldığı üzere taşımacılık faaliyetinde kullanılan ve dava dışı …. şirketine ait olan aracın Bulgaristan plakalı olması nedeniyle zorunlu koltuk sigortası yaptırma yükümlülüğü bulunmaması, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin varlığı karşısında sonuca etkili değildir. Taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin varlığı davalı otobüs firmasını, yolcular yararına zorunlu koltuk sigortasını da yaptırma yükümlülüğü altına sokar. Bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen taşımacı kaza halinde yolcunun bundan kaynaklanan zararını da sözleşmeye aykırılık nedeniyle gidermek zorundadır (Yargıtay 11. H.D 01/10/1999 tarih 1999/5295 K. 1999/7412 sayılı kararı). Zorunlu sigortanın yapılmamış olması nedeniyle Güvence Hesabının sigortayı yaptırmakla yükümlü olan tarafa yönelik yasadan kaynaklanan rücu hakkının varlığı da bu kabul şeklini doğrulamaktadır. Buna ilişkin istinaf itirazı da yerinde değildir.Yine, davalının kurumsal taşımacılık faaliyetinde bulunuyor olmaları,caydırıcılık ilkesi, maluliyet oranı ve tedavi süresi, tarafların mali ve sosyal durumu, paranın alım gücü ve hak ve nesafet ilkesi nazara alınarak yapılan değerlendirmede takdir edilen manevi tazminat miktarı uygundur. Bu yöne ilişkin taraf vekillerinin istinaf başvurusu da yerinde değildir.Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı… San. Ve Tic. A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davacılar vekilinin manevi tazminata yönelen istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,3-Davacı bakımından istinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,4-Davalı … San. Ve Tic. A.Ş bakımından eksik kalan 26.909,85 TL istinaf karar ve ilam harcının adı geçen davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,Dair, gerekçeli kararın taraflara/ vekillerine tebliğinden itibaren Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere iki hafta içerisinde Dairemize yahut Dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi.14/01/2020