Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3817 E. 2019/842 K. 27.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3817
KARAR NO : 2019/842
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/08/2019
NUMARASI : 2019/5492 Esas – 2019/34 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan İş Gücü Kaybı Tazminatı
KARAR TARİHİ: 27/12/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın 01/07/2017 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucu araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralanarak malul kaldığını belirterek 100,00 TL tazminat talebinde bulunmuş, talebini dilekçesi ile 65.493,95 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; hukuki dinlenme hakkının ihlal edildiğini, başvuranın davadan önce yaptığı başvurunun usulsüz olduğunu, poliçenin tanzim tarihi itibariyle özürlü raporu alması gerektiğini, genel şartlara uygun hesaplama yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının teminat harici olduğunu, başvuran lehine vekalet ücretinin 1/5 olması gerektiğini belirterek başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; 26/03/2019 tarih K-2019/26522 sayılı karar ile başvurunun kısmen kabulüne, 63.218,44 TL tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsiline dair verilen karara davalı tarafın itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından 26/06/2019 tarih 2019/İHK-7614 karar sayılı kararı ile; başvuru sırasında başvuru dilekçesine eklenen maluliyet raporunun, yönetmelikte belirtilen rapor formatı ve muhtevasında olmaması nedeniyle usulüne uygun olarak sigorta şirketine başvuru şartının ikmal edilmediği gerekçesiyle başvurunun dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından; başvuru şartı gerçekleşmiş olmasına rağmen başvurunun usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Maluliyete ilişkin alınacak raporlar kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Davacı vekili, usul ve yönetmeliğe uygun şekilde Selçuk Üniversitesi Hastanesinden aldığı Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre düzenlenmiş maluliyet raporunu ibraz ederek sigorta şirketine başvuruda bulunmuştur. Kaldı ki, başvuru şartının yerine getirilebilmesi için maluliyet raporunun ibrazı yeterli olup bunun hükme esas alınabilecek yeterlilikte olması aranmamalıdır. Bu durumda, dava konusu kaza öncesinde 6704 sayılı yasayla değiştirilen KTK’nın 97. Maddesinde öngörülen başvuru şartı gerçekleşmiştir. Yine, gerek istinaf ve gerek temyiz uygulamasında sözü geçen madde hükmünde öngörülen dava şartı yargılama sırasında ikmal edilebilecek bir dava şartı olarak kabul edilmektedir. Bu nedenlerle İtiraz Hakem Heyetinin başvuru şartının ikmal edilmediğine ilişkin kabulünde isabet bulunmamaktadır. Davacı vekilinin bu yöndeki istinaf gerekçeleri yerinde olup kararın kaldırılmasına karar verilerek tahkim yargılamasının amacı, usul ekonomisi ilkeleri gözetilerek davalının itirazlarının incelenmesine geçilmiştir. Davalı sigorta şirketi geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışı olduğu ve davacı yararına hükmedilen vekalet ücretinin AAÜT’deki miktarın 1/5’i oranında hükmedilmesi gerektiği yönünde İtiraz Hakem Heyetine itirazda bulunmuş ve İtiraz Hakem Heyetince bu itirazlar değerlendirilmeden usuli eksiklik sebebiyle ve Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de heyetimizce davacının sunmuş olduğu maluliyet raporunun yasada da genel şartlarda aranan kayıtları taşıması sebebiyle başvuruya ve hüküm kurmaya yeterli olduğu değerlendirildiğinden, davalının diğer itiraz sebeplerinin incelenmesinde:Her ne kadar yeni genel şartların A.5.b. maddesinde tedavi süresine ilişkin çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri teminatı kapsamında ve bu teminatın da Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu, bu nedenle sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmış ise de; 6111 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak tedavi giderleri arasında geçici iş göremezlik tazminatının sayılmadığı, bu durumda, sözü geçen ilgili genel şart hükmünün uygulanma kabiliyetinin bulunmadığı, geçici iş göremezlik tazminatının da ZMSS teminatları kapsamında kaldığı değerlendirildiğinde, davalı sigorta vekilinin iş göremezlik tazminatına ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Davalının vekalet ücretine yönelik itiraz nedenleri değerlendirildiğinde; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesine 13/06/2012 tarihli ve 6327 sayılı Kanun’un 58. maddesi ile eklenen 17. fıkrasında, “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Bu düzenlemeye uygun olarak da yukarıda belirtildiği gibi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde “Tarifenin 3. kısmına göre, nispi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nispi ücretin 1/5’ine hükmedilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bu maddelerde “talebi reddedilenler” olarak belirtilenler, Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuran sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenlerdir. Çünkü Sigorta Tahkim Komisyonunun önüne gelen tek bir talep vardır. O da, sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenlerin talebidir. Tahkim Komisyonuna talepte bulunan sigortalının talebine cevap veren ve karşı gerekçelerini ileten sigortacının bu anlamda “talebi kabul edilen” veya “talebi reddedilen” olarak kabul edilmesi olanağı yoktur. Sigortalılar ve sigorta poliçesinden menfaat temin edenler lehine karar verilmesi halinde ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Tahkim’de ve Sigorta Tahkim Komisyonunda Ücret” başlıklı 17. maddesine göre, tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte olup davalının bu yöndeki itirazı yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir.Bu bağlamda; davacı vekili tarafından ibraz edilen maluliyet raporu başvuru için yeterli kabul edilerek, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince, gerekçenin düzeltilmesi amacıyla Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararının KALDIRILMASINA,Buna göre; 1-Davacının talebinin KISMEN KABULÜNE, 63.218,44 TL’nin 30/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … A.Ş’den alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,2-6728 sayılı Kanun’un 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından yapılan 100,00 TL, tahkim başvuru ücreti, 883,00 TL Ek Harç Tutarı, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 5,20 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.488,20 TL tutardan kabul ve ret olunan tutarlar göz önüne alınarak 1.436,49 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul tutarına göre, AAÜT’nin 17. Maddesi ve tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanan 7.304,03 TL vekalet ücretinin aleyhine başvuru yapılan davalı sigorta şirketinden tahsil edilerek, davacıya ödenmesine,5-Davalı sigorta şirketi vekil ile temsil edilmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ve Sigortacılık Kanununa uyulmak kaydıyla, hükmedilen ücretin kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceğinden reddedilen tutar üzerinden hesaplanan avukatlık ücretinin 1/5’ine tekabül eden 455,50 TL vekalet ücreti tutarının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,B-İSTİNAF TALEBİ BAKIMINDAN :1-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,2-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,3-Davacı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı ile 37 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,5-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/12/2019