Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3811 E. 2019/431 K. 11.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2019/3811
KARAR NO : 2019/431
KARAR TARİHİ : 11/11/2019
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/09/2019
NUMARASI : 2019/2873 Esas – 2019/16 Karar
DAVANIN KONUSU: Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 01/04/2019 gün 2019/İHK-3592 sayılı kararının incelenmesi başvuran vekili tarafından istenilmekle re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Başvuran vekili dilekçesinde özetle 20/03/2008-20/03/2009 dönemini kapsayan trafik sigortası ile sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsünün karıştığı trafik kazasında müvekkili olan … desteğini kaybettiğini belirterek destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuş, talebini ıslahen 85.152,37 Türk Lirası olarak artırmıştır.Aleyhine başvurulan vekili cevap dilekçesinde, kimsenin kendi kusurundan faydalanamayacağı ilkesi gereği talebin ZMMS teminatı dışında kaldığını, işleten, sürücü ve bu kişilerin mirasçılarının üçüncü şahıs olmadıklarını, tazminat talep haklarının bulunmadığını, tazminat hesabı yapılması halinde destekten yoksun kalma tazminatının aktüer sıfatını haiz bir bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini belirterek talebin reddine karar verilmesini istemiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından yapılan tahkikat neticesinde 2018.E.69882-2019.K.5583 sayılı karar ile başvurunun kabulüne, birden fazla hak sahibi olduğundan ötürü yapılan garame hesabı neticesinde başvuran için hesaplanan 85.152,37 Türk Lirası destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı sigortacıdan tahsiline karar verilmiş; işbu karara vaki itiraz üzerine itiraz Hakem Heyeti tarafından Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/1315 esas 2017/1239 karar sayılı kararı gerekçe gösterilmek suretiyle kazanın 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlardan önce vuku bulmuş olması halinde dahi destek şahsının kusurunun dikkate alınması gerektiği kabul edilerek itirazın kabulüne başvurunun reddine karar verilmiştir.Karara karşı başvuran vekili tarafından istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Yine, karara karşı aleyhine başvurulan vekili tarafından destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuş ise de İtiraz Hakem Heyeti kararının zaten bu yönde olduğu, bu nedenle o yöne ilişkin istinaf itirazının hukuken dinlenilmesinin mümkün olmadığı, ancak bunun yanında vekalet ücreti bakımından da istinaf başvurusunda bulunduğu görülmektedir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre 23.05 2008 tarihinde zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan başvuranın desteği … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile … sevk ve idaresindeki .. plaka sayılı aracın karışmış olduğu trafik kazası neticesinde … vefat ettiği, müteveffanın eşi …, müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı, Adli Tıp Kurumunun 30.08.2008 tarih 2473 sayılı kusur raporuna göre araç sürücüsü müteveffa … asli ve tam kusurlu olduğu, başvurandan başka müteveffanın annesi ve kızının da desteklerini yitirmiş oldukları anlaşılmaktadır. Somut olayda, kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olan başvuranın desteği olan araç sürücüsü vefat etmiş olup; başvuran, destekten yoksun kalan sıfatıyla, desteğin kendi zorunlu mali sorumluluk sigortacısını hasım göstererek, destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat isteminde bulunmaktadır.Destek zararı, ölenin mirasçılarının (yakınlarının) zarara neden olanlardan talep ettikleri bir tazminattır. İşletenin (sürücünün) yakınlarının uğradıkları destek zararının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığı konusunda açık bir yasal düzenleme bulunmadığı gibi poliçe genel şartlarında da böyle bir kısıtlamanın olmadığı anlaşılmaktadır. O halde; işletenin ölümü nedeni ile onun desteğinden mahrum kalanların trafik sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecekleri ilke olarak kabul edilmelidir.Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 14/03/2019 gün ve 2017/17-1089 E, 2019/294 K sayılı ilamında, işletenin ve şoförün, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemeyeceğinden destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilebileceği kabul edilmiştir. (HGK’nın 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Kararı, HGK’nın 22.2.2012 gün, 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08/12/2015 tarih, 2014/3061 Esas, 2015/13605 Karar sayılı kararları da aynı yöndedir.)Bu durumda, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlar öncesindeki uygulama ile bağdaşmayan sözü geçen genel kurul kararı (bu karardan yukarıda alıntılanan karar ile dönülmüş bulunmaktadır) emsal alınarak başvurunun reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.Diğer yandan, aleyhine başvurulan vekili tarafından Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına esas alınan aktüer rapora yönelik yargılama sırasında herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Hükme esas alınan asgari ücret üzerinden PMF yaşam tablosu ve iskontolama yöntemi ile hesaplama yapan raporda resen nazara alınabilecek bir aykırılığa da rastlanmamıştır. HMK 353/1-b-2 maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilipte yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği öngörülmüştür.O halde, başvuran vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile anılan yasal düzenleme doğrultusunda aşağıdaki şekilde başvurunun kabulüne; kararın kaldırılması nedenine göre vekalet ücretine yönelik aleyhine başvurulan vekilinin istinaf başvurusunun konusu kalmadığından, istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile;A-) 1- Davalı sigorta şirketi vekilinin konusu kalmayan istinaf başvurusu hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,2- İstinaf karar harcı ve gider avansının davalı tarafa iadesine, B) 1-Başvuran vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca yukarıda numarası yazılı itiraz hakem heyeti kararının BÜTÜNÜYLE KALDIRILMASINA,
3- Başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, B)6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 maddesi hükmü uyarınca düzelterek yeniden esas hakkında kararla; BAŞVURUNUN KABULÜ ile,
1- 85.152,37 TL destekten yoksun kalma tazminatının 09/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den alınarak başvuran … ödenmesine, 2- Başvuran tarafından yapılan 1.782,20 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak başvuran tarafa ödenmesine, 3- Başvuran taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden 9.562,19 TL nispi vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak başvuran tarafa ödenmesine, 4- 6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,Dair, gerekçeli kararın taraflara/vekillerine tebliğinden itibaren Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere iki hafta içerisinde Dairemize yahut Dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.11/11/2019