Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3737 E. 2021/2047 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3737
KARAR NO: 2021/2047
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/05/2019
NUMARASI: 2018/98 (E) 2019/455 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 28/12/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilerinden …’in eşi ve değerlerinin de babası olan Suriye uyruklu …’in, yolcu olarak bulunduğu …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın, 26/06/2017 tarihinde yapmış olduğu tek taraflı trafik kazasında vefat ettiğini belirterek şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 26/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, sigortalı aracın malikinin … olduğunu, ancak poliçede sigortalı olarak gözüken araç malikinin ise … olduğunu, işleten değişmesi nedeniyle poliçenin geçersiz hale geldiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulü ile toplam 292.224,70 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı taraftan tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili, poliçede yazılı araç maliki ile kazanın gerçekleştiği tarihteki araç malikinin farklı kişiler olduğunu, araç işleteninin, kaza öncesinde değiştiğini, araç işleteninin değişmesi durumunda trafik sigortası genel şartları C.4. maddesi uyarınca poliçenin geçersiz hale geldiğini, ilk derece mahkemesince bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadığını, kaldı ki araç sürücüsü, ehliyetsiz ve alkollü olup, araçta yolculuk yapmakta olan müteveffanın kendi kusuru ile zarar görmüş olduğunu, buna ilişkin hakkaniyet indirimi yapılmamış olmasının doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davacılar vekili, vekalet ücreti bakımından istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, davalı tarafa trafik sigortasıyla sigortalı olduğu iddia edilen araçta yolcu olarak bulunan desteğin vefatından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası işleteni değil, aracı takip eder. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 94. maddesinde, işletenlerin değişmesi halinde, devreden kişinin 15 gün içinde sigortacıya durumu bildirmek zorunda olduğu, sigortacının, durumun kendisine tebliği tarihi itibariyle sigorta sözleşmesini, 15 gün içinde feshedebileceği ve sigortanın fesih tarihinden 15 gün sonrasına kadar geçerli olacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Kanun’un 95. maddesinde ise, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurulabileceği hükümlerine yer verilmiştir. Davalı vekilince sicilde malik olarak gözüken kişi ile-kaza tarihinden önceki bir tarihte kısa süreli düzenlenen- poliçede sigortalı olarak gözüken kişinin örtüşmediği, dolayısıyla işletenin değiştiği, giderek trafik sigortasının geçersiz hale geldiği savunulmuş ise de; Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğünden gelen 13/02/2018 tarihli yazı cevabı ve ekinde bulunan tescil kaydına göre, kazaya karışan Suriye menşeli aracın, 08/01/2016 tarihinde Türkiye’de gerçekleşen ilk tescil kaydından bu yana kaza tarihini de kapsar şekilde malikinde bir değişiklik olmadığı, zira tescil kaydında, “başkasına satılamaz ve devredilemez” şerhinin bulunduğu, sözü geçen yazı cevabına göre, kaza tarihinde de ilk tescil edildiği tarihteki gibi araç malikinin … olarak gözüktüğü, bu durumun, yani aracın kaza tarihinde maliki olarak gözüken kişi ile poliçede sigortalı olarak gözüken kişilerin farklı kişi olmasının, aracın kaza öncesinde haricen el değiştirmiş olduğuna ve sigorta şirketinin de yeni işletenle sözleşme yaptığı anlamına geldiği, dolayısıyla poliçenin düzenlenmesinden sonra gerçekleşen bir işleten değişiklik hali söz konusu olmayıp; bizatihi değişen işleten üzerinden yapılan bir poliçenin varlığının söz konusu olduğu, davalının buna ilişkin savunmasının yerinde olmadığı, tanzim ettiği poliçeyle bağlı olduğu, bir an için aksinin kabulü durumunda dahi bu savunmanın 3. kişi konumundaki davacılara karşı ileri sürülemeyeceği, buna ilişkin benzer gerekçelerle mahkeme kabulünde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte davalıya sigortalı araç sürücüsü olan dava dışı …’ın Aksaray 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/495 Esas – 2019/157 Karar sayılı kararı ile mahkumiyetine karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği, anılan kararda sözü geçen araç sürücüsünün 1,541 promil alkollü olduğu, davacıların desteği ile davalı araç sürücüsünün, akraba ziyareti nedeniyle gittikleri Şanlıurfa İlinden Ankara’ya dönüşleri esnasında kazanın meydana geldiği, ceza mahkemesi kararı ve soruşturma dosyası içeriğine göre birlikte Şanlıurfa’ya akraba ziyaretine gidip, geri dönen ve akraba ziyaretine gidecek kadar yakın olan kişilerin birbirlerinin alkollü olup olmadıklarını bilebilecek durumda oldukları, dolayısıyla davacıların desteğinin, zararın meydana gelmesini öngörmüş olmasına rağmen alkollü bir kişinin aracına binmesinden mütevellit %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yapılmamış olması doğru olmamıştır. Bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerindedir. Her ne kadar davalı vekilince ehliyetsizlik nedeniyle de müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği savunulmuş ise de araç sürücüsünün ehliyetnamesinin bulunduğu, bir an için aksinin kabulü durumunda dahi %20 oranından fazla müterafik kusur indirimi yapılamayacağı, dolayısıyla %40 oranında indirim yapılması gerektiği yönündeki istinaf itirazında isabet bulunmamaktadır. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde ise her bir davacı bakımından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilecek yerde tek bir vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru olmamıştır. O halde, taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile, istinaf itirazı bulunamayan hesap raporunda belirlenen tazminat miktarlarından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak (davacı Hatun bakımından 161.904,39 x %80 =129.523,51 TL; davacı … bakımından 29.189,66 x %80 = 23.351,72 TL; davacı … yönünden 37.376,40 x %80 = 29.901,12 TL; davacı … bakımından 30.911,95 x %80 = 24.729,56 TL; davacı … bakımından 32.842,30 x %80 = 26.273,84 TL) ve her bir davacı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmek suretiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacılar vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararı bütünüyle kaldırılmak suretiyle düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla, Davanın kabulü ile; temerrüt tarihi olan 18/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faizleri ile birlikte; Davacı … yönünden 129.523,51 TL Davacı … yönünden 23.351,72 TL Davacı … yönünden 29.901,12 TL Davacı … yönünden 24.729,56 TL Davacı … yönünden 26.273,84 TL olmak üzere toplam 233.779,75 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktar kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, 3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 15.969,49 TL karar ve ilam harcından, dava açılırken yatırılan 35,90 TL harç ile bilahare ıslah talebi ile birlikte yatırılan 995,00 TL harcın toplamı olan 1.030,90 TL harcın mahsubuna, eksik alınan 14.938,59 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 4-Müterafik kusur indirimin re’sen yapılıyor olması nedeniyle yargılama giderinin tamamının takdiren davalı üzerinde bırakılmasına, bu minvalde olmak üzere davacı tarafından dava açılırken yapılan 77,00 TL toplam harç masrafı, 995,00 TL ıslahla birlikte yatırdığı harç masrafı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 304,00 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam sarfedilen 2.376.00 TL yargılama giderinin tümünün davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 5-Müterafik kusur indirimin re’sen yapılıyor olması nedeniyle takdiren davalı lehine vekalet ücreti dahil yargılama gideri takdir edilmesine yer olmadığına, 6-a)Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ilk derece mahkemesi karar tarihindeki yürürlükteki tarife hükümleri gereğince 13.111,88 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsil edilerek adı geçen davacıya ödenmesine, b)Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ilk derece mahkemesi karar tarihindeki yürürlükteki tarife hükümleri gereğince 2.802,21 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsil edilerek adı geçen davacıya ödenmesine, c)Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ilk derece mahkemesi karar tarihindeki yürürlükteki tarife hükümleri gereğince 3.588,13 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsil edilerek adı geçen davacıya ödenmesine, d)Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ilk derece mahkemesi karar tarihindeki yürürlükteki tarife hükümleri gereğince 2.967,55 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsil edilerek adı geçen davacıya ödenmesine, e)Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden ilk derece mahkemesi karar tarihindeki yürürlükteki tarife hükümleri gereğince 3.152,86 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsil edilerek adı geçen davacıya ödenmesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından: 7-İstinafa başvuran davacılar vekili tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 8-İstinafa başvuran davalı vekili tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 9-Her iki tarafın istinaf başvurusunun kabul edilmiş olması nedeniyle vekalet ücreti hariç taraflarca sarf edilen istinaf yargılama giderlerinin takdiren üzerilerinde bırakılmasına, 10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 11-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda ihtiyari dava arkadaşı konumundaki …, …, …, … bakımından açılan objektif dava birleşmesi teşkil eden davalarda davalı aleyhine hükmedilen ve davacı bakımından reddedilen miktarlar göz önünde bulundurulmak sureti ile bu davacılar yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin; ihtiyari dava arkadaşı konumundaki davacı … yönünden ise kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. olarak oybirliği ile karar verildi. 28/12/2021