Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3736 E. 2022/75 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3736
KARAR NO: 2022/75
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2019
NUMARASI: 2016/967 Esas – 2019/207 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/01/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. maddesi kapsamında geçici ve kalıcı güç kaybı tazminatı istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın kabulü ile, 2.104,78 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 166.267,78 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 168.372,56 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince, müvekkili şirket nezdinde sigortalı kamyonun sürücüsü …’un, kazanın meydana gelmesinde %80, davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü …’un %20 oranında kusurlu olduğunu belirten bilirkişi raporu dikkate alınarak hüküm kurulduğunu, ancak aynı kazada zarar gören … tarafından İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/823 Esasa sayılı ve … tarafından İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/631 Esas sayılı dosyasında Adli Tıp Kurumundan alınan kusur raporunda, sigortalı araç sürücüsünün %65 kusurlu olduğunun belirtildiğini, bu raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu; kazanın meydana geldiği tarihte 15 yaşında olan davacı için geçici iş göremezlik tazminatına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı hesaplamasına, asgari geçim indirimi dahil edilmesinin ve davacının askere gideceği süre dikkate alınmaksızın tazminat hesabı yapılmasının hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 26/06/2011 tarihinde; davalı Sigorta Şirketi’nin ZMS sigortacısı olduğu araç ile davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın kaza yapması neticesinde, davacının yaralandığı; işbu davada davacı tarafça, geçici ve kalıcı güç kaybı tazminatı talebinde bulunulduğu ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
A-Geçici güç kaybı tazminatı hakkında kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. HMK’nın 341/4. maddesine göre ise alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin 1. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu Yerel Mahkeme hükmünün verildiği 2019 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 4.400,00 TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece hükmedilen 2.104,78 TL’lik geçici güç kaybı tazminat miktarı, kararın verildiği 2019 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından, davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen karar için HMK’nın 341/4. maddesi gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel Mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 352/1-b maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
B-Kalıcı güç kaybı tazminatı hakkında kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi:Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı nezdinde sigortalı bulunan araç sürücüsünün %100 kusuru üzerinden tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece karara dayanak yapılan 02/10/2018 tarihli kusur – zarar bilirkişi kurulu raporunda; davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %80, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün ise %20 oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiş; işbu rapor davalı vekiline tebliğ edilmiş ve davalı vekili tarafından 05/12/2018 tarihli dilekçeyle işbu rapora itiraz edilmiştir. Ancak itiraz dilekçesinin yapılan incelemesinde; kusur oranına yönelik herhangi bir itirazın yer almadığı, bir başka deyişle, itirazların sadece tazminat hesaplanmasına yönelik olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda HMK’nın 357. maddesinde düzenlenen “İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların İstinaf aşamasında dinlenemeyeceği” kuralı gereğince bu itirazın dikkate alınamayacağı kanısına varılmıştır. Ayrıca, davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğuna dair bir itiraz ileri sürmemektedir. Bir başka deyişle, sadece kusur oranlarına itiraz etmektedir. Bu nedenle de, kusura yönelik itirazı yerinde değildir.İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan 14/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacının, %100 kusur oranı üzerinden talep edebileceği geçici ve kalıcı güç kaybı tazminatı toplamının 210.525,70 TL, sigortalı araç sürücüsünün %80 kusuruna denk gelen miktarın ise 168.372,56 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun yapılan incelemesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, raporda herhangi bir hatanın bulunmadığı, raporun dosya kapsamına uygun, hüküm ve denetim kurmaya elverişli olduğu kanısına varıldığından, davalı vekilinin tazminat hesaplanmasına yönelik iddia ve itirazı da kabule şayan görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A-Davalı vekilinin, geçici güç kaybı tazminatı hakkında kurulan hükme yönelik istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine,
B-1-Davalı vekilinin, kalıcı güç kaybı tazminatı hakkında kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 11.501,52 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.875,38 TL karar ve ilam harcının mahsup edilerek bakiye 8.626,14 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, geçici güç kaybı tazminatı yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin; kalıcı güç kaybı yönünden HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/01/2022