Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3732
KARAR NO: 2022/58
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2019
NUMARASI: 2017/358 (E) 2019/319 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 18/01/2022
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkil sigorta şirketi tarafından sigortalı bulunan araca park halinde iken davalı …’ın maliki olduğu ve davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu trafik sigortası yapılan araçla çarpması sonucu hasara uğradığını belirterek sigortalıya ödenen 4.573,57 TL hasar bedelinin ödeme tarihi olan 11/08/2014 tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen olacak şekilde rücuen tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini talep etmiştir. Davalı …, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davalı tarafın gerçekleşen kazada tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacının sigortalısına ödediği 4.573,57 TL tazminatın kararda belirtilen faiz başlangıç tarihlerinden itibaren avans faiziyle birlikte olacak şekilde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı …, gerçekleşen kazada kusurlu olmadığını, asıl kusurlu olan tarafın karşı taraf olduğunu, kendisi tarafından imzalanmayan tutanağın bir geçerliliğinin bulunmadığını belirterek kararın kaldırılması talebinde bulunmuştur. Dava, trafik kazası nedeniyle sigortalı araçta meydana gelen hasarın TTK’nın 1472. maddesinden kaynaklı halefiyet hakkına dayalı olarak kusurlu olduğu iddia edilen aracın işleteni ve trafik sigortacısı olan davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davalının işleteni bulunduğu … plaka sayılı kamyonet şeklindeki araç ile davacı tarafından kasko sigorta sözleşmesiyle teminat altına alınan … plaka sayılı aracın karışmış olduğu trafik kazasında, davacı sigorta şirketinin hasar bedelini sigortalısına ödeyerek haklarına halef olduğu, davalının işleteni bulunduğu araç sürücüsünün kaza mahallini terk ettiği, bu nedenle kaza tutanağının düzenlenemediği, ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğu, kazanın hemen akabinde çekilmiş araçların çarpışma sonrasındaki durumlarını gösterir fotoğraftan yola çıkılarak hazırlanan bilirkişi raporuna göre kazanın, davacının iddia ettiği şekilde gerçekleştiği yönünde mütalaada bulunulduğu, bilirkişi raporu, denetime elverişli olup, hüküm vermek bakımından yeterli olduğu, bu itibarla davalıya ait aracın park halinde bulunan davacıya ait otomobile çarptığı, davalının gerçekleşen kazada tam kusurlu olduğu, park halinde bulunan araç sürücüsünün ise kusurunun olmadığı, giderek davacının davasını ispatladığı anlaşılmaktadır. Davalının istinaf başvurusunda isabet bulunmamaktadır.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı …’ın istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 312,42 TL istinaf karar harcından peşin alınan 78,20 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 234,22 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı …’dan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (4.573,57 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 18/01/2022