Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/372 E. 2020/23 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/372
KARAR NO: 2020/23
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/10/2017
NUMARASI : 2017/4947 D.İş
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 14/01/2020
İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 12/09/2017 gün 2017/İHK-3505 sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Başvuran … vekili dilekçesinde özetle; trafik sigortası bulunmayan … plaka sayılı aracın 11/05/2011 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazasında araçta yolcu konumunda bulunan müvekkilinin yaralanarak malul kaldığını belirterek sürekli iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık hakem heyeti tarafından yapılan tahkikat neticesinde 47.519,00 TL’sı tazminatın davalı taraftan tahsiline dair verilen karara vaki itiraz üzerine itiraz hakem heyetince itirazın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; başvuru işlemleri tamamlanmadan tahkim başvurusunda bulunulmasının doğru olmadığını, bu nedenle başvurunun usulden ret edilmemesinin hatalı olduğunu, esas bakımından ise maluliyet raporunun yetersiz olduğunu, raporun özürlülük ölçütüne göre düzenlenmediğini, ekte sunulan medikal görüş ile maluliyet arasında çelişki bulunduğunu, müterafik kusur indirimine gidilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının aracın kasasında istiap haddini aşarak ve güvenlik önlemleri almadan yolculuk etmesinin müterafik kusur teşkil ettiğini, olayda hatır taşıması söz konusu olmasına rağmen hatır indirimine gidilmemesinin de hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Hükme esas alınan 21/07/2016 tarihli maluliyet raporu, Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından düzenlenmiş olup kaza tarihinde yürürlükte bulunan 11/10/2008 tarihli yönetmelik hükümleri esas alınarak düzenlenmiştir. Hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekili tarafından ibraz edilen sözü geçen yönetmeliğe göre %6 ile %10 arasında davacının maluliyeti olduğuna dair medikal raporda kesin bir maluliyet oranı verilmeden maluliyet aralığı belirtilmiş olup hükme esas alınan raporu çürütecek nitelikte değildir. Bu yöne ilişkin istinaf itirazında isabet bulunmamaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre kazanın, … Taş Ocağında çalışan davacının da aralarında bulunduğu işçilerin trafik sigortası bulunmayan araç ile taşındığı esnada meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle olayda hatır indirimine ilişkin koşullar bulunmamaktadır. Kazanın trafik iş kazası olabileceği ihtimaline binaen dairemizce SGK’dan rücuya tabi bir ödeme gerçekleşip gerçekleşmediği sorulmuş olup kurumun 20/12/2019 tarihli cevabı yazısına göre davacıya herhangi bir rücuya tabi ödemenin yapılmadığı bildirilmiştir. Öte yandan yolcu taşıması yapılan kamyonette aracın yolcu taşımasına uygun hale getirilmiş olması nedeniyle yolcu taşımasında kullanılmasının mevzuata aykırılık teşkil etmediği(Trafik Yönetmeliği 130. madde), istiap haddi aşılmış olsa bile davacının bunu bilerek araca binmiş olduğuna ilişkin herhangi bir ispatın ortaya konulamadığı gibi kazanın da istiap haddinin aşılmış olmasından kaynaklandığına ilişkin dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı karşısında müterafik kusur indirimine gidilmemiş olmasında da isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf karar harcı alınmışsa İADESİNE,3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oybirliğiyle karar verildi..14/01/2020