Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3699 E. 2022/85 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3699
KARAR NO: 2022/85
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/07/2019
NUMARASI: 2016/184 Esas – 2019/807 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/01/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık;TBK’nın 54. ve 56. maddeleri kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın kısmen kabulün 3.884,95 TL geçici iş göremezlik, 22.943,97 TL sürekli iş göremezlik zararının, 2.294,02 TL geçici iş göremediği döneme ilişkin bakıcı giderinin, 225,00 TL yol gideri, 150,00 TL tıbbi malzeme, tıbbi ilaç giderinin davalı … yönünden kaza tarihi olan 11/12/2015 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 16/02/2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki bakıcı gideri talebinin reddine, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihi olan 11/12/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine, (…) Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara hükmedilen manevi tazminat tutarı üzerinden belirlenen 600,00 TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili ile davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili lehine 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğine göre vekalet ücretinin 2.725,00 TL olarak hükmedilmesi gerekirken 600,00 TL’ye hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maluliyet raporunun hiçbir somut veriye dayanmadan çok yüksek belirlendiğini, maluliyet raporunun “sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat” hükümlerine göre düzenlenmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının, sağlık gideri teminatı kapsamında olması nedeniyle SGK’nın sorumlu olduğunu, müvekkilinin sorumlu olmadığını, tedavi, yol, yemek, refakatçi, protez ve benzeri tüm giderlerin SGK’nın sorumluluğu olduğunu, bakıcıya muhtaç olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda; TRH 2010 Yaşam Tablosu ve 1,8 teknik faize göre hesaplama yapılması gerekirken PMF Yaşam Tablosu’na göre hesaplama yapıldığını, manevi tazminat bakımından müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belitmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 11/12/2015 tarihinde, davalı … Sigorta Şirketi’nin ZMS sigortacısı ve davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davacının yönetimindeki … plakalı motosikletin karıştığı kaza neticesinde, davacının yaralandığı, işbu davada, davacı tarafça maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulduğu ve Mahkemece yapılan yargılamana neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. A-Geçici iş göremezlik zararı, bakıcı gideri, yol gideri ve tıbbi malzeme gideri hakkında kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. HMK’nın 341/4. maddesine göre ise alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin 1. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2019 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 4.400,00 TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, geçici iş göremezlik zararı 3.884,95 TL, bakıcı gideri 2.294,02 TL, yol gideri 225,00TL, tıbbi malzeme gideri 150,00 TL olarak hükmedilen miktarlar (objektif dava birleşmesi nedeniyle) ayrı ayrı değerlendirildiğinde; kararın verildiği 2019 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından, davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen karar için HMK’nın 341/4. maddesi gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel Mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 352/1-b maddesi gereğince reddine karar verilmiştir. B-Kalıcı iş göremezlik zararı ve manevi tazminat hakkında kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: İlk Derece Mahkemesince davacı lehine 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Bu durumda, davacı lehine kabul edilen manevi tazminat davası nedeniyle, İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi gereğince 2.725,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hüküm fıkrasının 15. bendinde 600,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki itirazı yerinde görülmüştür. Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen maluliyet raporu davalıya tebliğ edilmiş ve davalı vekili tarafından rapora karşı 21/11/2017 tarihli dilekçeyle itiraz edilmiştir. Dilekçenin incelemesinde maluliyete esas alınan yönetmelik yönünden rapora karşı bir itirazın bulunmadığı, bu hususun ilk kez istinaf başvuru dilekçesinde dile getirildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, HMK’nın 357. Maddesindeki “İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların istinaf aşamasında dinlenemeyeceği” şeklindeki düzenleme gereğince bu itirazın dikkate alınması olanağı yoktur. Yine, TRH 2010 Yaşam Tablosu’ndaki muhtemel yaşam süreleri PMF tablosundaki süreden daha uzun bir süreye tekabül etmektedir. Karara dayanak yapılan bilirkişi raporunda muhtemel yaşam süresi, PMF Yaşam Tablosu’na göre belirlenmiştir. 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş olmakla bedensel zarar tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden artık uygulanması mümkün değildir. Bu durumda davalının, tazminat hesaplamasının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve 1,8 teknik faize göre yapılması gerektiği yönündeki itirazında hukuki yararı bulunmamaktadır. Öte yandan; Mahkemece karara dayanak yapılan 05/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ın %75, davacı sürücü …’nin %25 oranında kusurlu oldukları mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun incelemesinde; raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, ceza yargılaması aşamasında alınan raporla örtüştüğü, dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanısına varıldığından, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı da kabule şayan görülmemiştir. Ancak; davalı Sigorta Şirketi vekilinin manevi tazminat nedeniyle hükmedilen vekalet ücretinden, diğer davalıyla birlikte müvekkilinin sorumlu tutulmasının hatalı olduğuna ilişkin itirazı yerindedir. Hükümde manevi tazminattan davalı … sorumlu tutulmasına karşın manevi tazminattan sorumlu tutulmayan davalı Sigorta Şirketi aleyhine de vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin, geçici iş göremezlik zararı, bakıcı gideri, yol gideri ve tıbbi malzeme gideri hakkında kurulan hükümlere yönelik istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nın 353/1-b maddesi gereğince reddine, B-Davacı vekilinin ve davalı … Sigorta Şirketi vekilinin kalıcı güç kaybı tazminatı ve manevi tazminat hakkında kurulan hükümlere yönelik istinaf başvurularının kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 3.884,95 TL geçici iş göremezlik, 22.943,97 TL sürekli iş göremezlik zararı, 2.294,02 TL geçici iş göremediği döneme ilişkin bakıcı gideri, 225,00 TL yol gideri, 150,00 TL tıbbi malzeme, tıbbi ilaç giderinin davalı … yönünden kaza tarihi olan 11/12/2015 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta Şirketi yönünden dava tarihi olan 16/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Davacının sürekli iş göremezlik dönemindeki bakıcı gideri talebinin reddine, 3-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihi olan 11/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.356,55 TL harçtan, davacı tarafça yatırılan 54,65 TL peşin ve 100,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.201,91 TL harcın, 2.015,00 TL’sinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen; 186,91 TL’sinin yalnızca davalı …’dan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 54,65 TL peşin nispi harç, 100,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 183,85 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 6-Davacı tarafından yapılan 455,40 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.800,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 2.255,40 TL yargılama giderinin, kabul ve ret oranları gözetilerek 2.251,58 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, 7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hükmedilen maddi tazminat miktarı üzerinden İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 3.539,75 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hükmedilen manevi tazminat miktarı üzerinden İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi gereğince belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, 10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, C-İstinaf İncelemesi Bakımından: 1-Davacı ile davalı … Sigorta Şirketi tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendilerine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 49,10 TL posta ve tebligat gideri ile 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf aşamasında davalı Sigorta Şirketi tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18/01/2022