Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3694 E. 2022/7 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3694
KARAR NO: 2022/7
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2019
NUMARASI: 2017/303 (E) – 2019/683 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 12/01/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; kaza tarihi itibarıyla geçerli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesi bulunmayan … plakalı otomobilin müvekkilleri davacılar …ve …’e çarparak yaralanmalarına neden olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası niteliğinde davacı … için sakatlık, geçici ve sürekli iş göremezlik maddi tazminatı olarak 10.000,00 TL, davacı … için ise sakatlık, geçici ve sürekli iş göremezlik maddi tazminatı olarak 2.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce müvekkiline başvuru yapılmadığını belirterek, davanın usulden reddine karar verilmesini talep ederek, esasa ilişkin gerekçelerle davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne, davacı … için 10.615,80 TL geçici iş göremezlik, 105.559,23 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 116.175,03 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı …’in açtığı davanın reddine hükmolunmuştur.Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili dilekçesinde özetle; davacı küçük … yönünden geçici iş göremezlik zararının hesaplanması gerektiğini, bilirkişi tarafından yapılan hukuki değerlendirmeleri içeren rapora itibar edilemeyeceği, kaldı ki müvekkili küçüğün maluliyetinin raporda belirtilenden daha fazla olduğunu, dosya kapsamında lehlerine hükmolunan yargılama giderinin eksik olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 97’nci maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra, davacılar vekili tarafından müvekkiline dava açılmadan önce başvuruda bulunulmaksızın açılan davanın usulden reddi gerektiğini, davacıların yaralanmalarına ilişkin olarak Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre rapor alınması gerekirken, bu kapsamda alınmayan raporun hükme esas alınamayacağını, ZMSS Genel Şartları uyarınca geçici iş göremezlik taleplerinin teminat kapsamı dışında olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı yapılan inceleme sonunda: 25/2/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/2/2011 tarihli 6111 sayılı Kanunun 59’uncu maddesi ile 2918 sayılı KTK’nin 98’inci maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” öngörülmüştür. Motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alan zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesini düzenleyen sigorta şirketleri ile işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülükleri 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla 2918 sayılı KTK’nin 98’inci maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk davalı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. Bununla birlikte söz konusu yasal düzenleme haksız fiil sorumluları (işleten ve sürücü gibi) yönünden her hangi bir ayrıksı düzenleme getirmemiş olduğundan bu kişiler yönünden belgesiz tedavi giderlerine ilişkin sorumluluk devam edecektir. Bununla birlikte Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nin 98’inci maddesi kapsamında, tüm tedavi giderlerinden değil, yalnızca söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı Kanun kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, … ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir. Somut uyuşmazlık yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında değerlendirildiğinde; ZMSS poliçesi bulunmayan … plakalı otomobil sürücüsünün %100 kusuruyla neden olduğu kazada davalı …’nın belgesiz tedavi gideri niteliğindeki geçici iş göremezlik tazminatı yönünden sorumluluğunun devam ettiğinin anlaşılması karşısında davalı vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Bir davada mahkemece öncelikle dava şartlarının inceleneceği ve bu konuda karar verileceği HMK’nin 138/1’inci maddesinde hükme bağlanmış; genel dava şartları aynı Kanunun 114/1’inci maddesinde tek tek sayılmış, bu maddenin 2’nci fıkrasında da diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. Öngörülen dava şartlarının bir bölümü nitelikleri gereği dava açıldıktan sonra giderilmesi olanağı bulunmayan; bir bölümü ise giderilebilecek nitelikteki dava şartlarıdır. HMK’nin 30’uncu maddesiyle yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini, gereksiz gider yapılmamasını sağlamak bakımından “usul ekonomisi ilkesi” benimsenmiş, bu ilkeye uygunluğun sağlanması bakımından HMK’nin 115/2’nci maddesiyle dava şartı eksikliğinin giderilmesi olanaklıysa bunun tamamlanması için kesin süre verileceği belirtilmiştir. 2918 sayılı KTK’nin “Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı” başlıklı 97’nci maddesinde “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Tazminat talebine konu kazanın, 2918 sayılı KTK’nin 97’nci maddesinde değişiklik yapan 6704 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 26/04/2016 gününden önce 6/4/2016 tarihinde meydana geldiği; eldeki davanın ise dava şartı niteliğindeki dava yoluna gidilmeden önce sigorta şirketine /…’na yazılı başvuru zorunluluğunu getiren bu hükmün yürürlüğe girdiği tarihinden sonra 29/3/2017 günü açıldığı konusunda uyuşmazlık yoktur. Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; 2918 sayılı KTK’nin 97’nci maddesinde öngörülen giderilebilir dava şartı niteliğindeki “sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunma” koşulunu yerine getirmesi için davacıya ilgili (davalı) sigorta şirketine yazılı başvuru yapması için uygun kesin süre verilmesi, sürenin sonunda oluşacak hukuki duruma göre yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Diğer yandan ZMSS poliçesi bulunmayan … plakalı otomobil sürücüsünün %100 kusuruyla neden olduğu trafik kazasının meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.5.c maddesi uyarınca sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınır. Bu itibarla davacılar … ve …’in sürekli sakatlık oranının, 30/03/2013 gün ve 28613 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerekirken, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenmiş raporların esas alınarak hüküm kurulması doğru olmamıştır. Kararın kaldırılması gerekçesine ve niteliğine göre davacı… vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf incelemesi bu aşamada inceleme dışı bırakılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davacı… vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 2-Davalı … vekili ile davacılar vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-a/4-6’ncı maddesi gereğince kaldırılmasına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 4-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harçlarının, istek halinde ilk derece mahkemesince yatıran taraflara ayrı ayrı geri verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinafa başvuranlar tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 7-İstinaf talep edenler tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran taraflara geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.12/01/2022