Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/369 E. 2020/103 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/369
KARAR NO: 2020/103
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/03/2017
NUMARASI: 2016/1090 Esas- 2017/187 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ: 21/01/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 25/10/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, sürücüsü tespit edilemeyen … plakalı aracın benzin istasyonundaki çiçeklik duvarına çarpmasıyla, müvekkillerinin murisi …’ın vefat ettiği kazada sürücünün tam kusurlu olduğunu ve aracın geçerli bir trafik poliçesi bulunmadığını, yapılan kısmi ödemenin de zararı tam karşılamadığını beyan ederek, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının eksik ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiz ile tahsilini talep etmiştir. Davalı Güvence Hesabı cevap dilekçesinde; Davacılar adına daha önce ödeme yapıldığını ve davanın yetkisiz mahkemede açıldığını iddia ederek davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. maddesine göre davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; Karayolları Trafik Kanunu, 109/2 maddesi gereğince olayda uzamış zamanaşımının uygulanması gerektiğini, davalı tarafından yapılan ödemenin makbuz kabul edilmesi gerektiğini beyan ederek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: KTK’nın 111. maddesi uyarınca; tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren iki yıl içinde iptal edilebilirler. Yasanın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi yapıldığı tarihten itibaren iki yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen iki yıllık süre hak düşürücü süre olup mahkemece res’en dikkate alınmalıdır. Somut olayda; olay nedeniyle davalı tarafından davacıya 23/06/2010 tarihinde ödeme yapılmış ve ibraname alınmıştır. İbranamenin, davacı … tarafından asaleten ve çocukları olan diğer davacılara velayeten imzalandığı anlaşılmıştır. Bu koşullarda eldeki davanın KTK’nın 111. maddesinde öngörülen iki yıllık hak düşürücü sürenin dolmasından sonra 04/10/2016 tarihinde açılmış olmasına göre davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde dosya içeriği ile usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 21/01/2020