Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/368 E. 2019/839 K. 27.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/368
KARAR NO : 2019/839
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2017
NUMARASI : 2016/134 Esas – 2017/323 Karar
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kay. Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ: 27/12/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin eşi müteveffa sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halinde iken 24.07.2007 tarihinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, …. plaka sayılı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin bulunmadığını, Güvence Hesabı’nın zarardan sorumlu olduğunu, davacının destekten yoksun kaldığını beyanla fazlaya dair hakları saklı tutularak 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili bilirkişi raporu doğrultusunda talebini 34.240, 94 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep hakkı bulunmadığını, 6704 sayılı kanun ile değiştirilen K.T.K. 92. maddesi gereği hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, sorumlulukları bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini, kaza ile müteveffanın ölümü arasındaki illiyet bağının tespiti gerektiğini, beyan ile davanın reddini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; kazanın karayolu ya da karayolu istisnası teşkil eden bağlantı yolu niteliğinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin ret kararının yerinde olmadığını, dava konusu yerin tarla olup karayolu ile bağlantısı olduğunu, mahkeme aksi kanaatte ise bu konuda keşif yapılmadığını, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat talebine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Yargıtay 17. H.D.’nin 2016/12156 E. – 2019/7414 K. sayılı kararında ve benzer nitelikteki kararlarında içtihad olunduğu üzere Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’nun 2. maddesi uyarınca, kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur.Olay yeri inceleme raporunda, olayın, Kars İli, Digor ilçesi, … Köyü, … istasyonuna giden stabilize yol ile ulaşılan tarlada meydana gelmiş olduğu tespitinde bulunulmuştur. Buna göre, davaya konu trafik kazasının meydana geldiği yerin (tarlanın) stabilize yol vasıtasıyla karayolu ile bağlantısı bulunduğu anlaşılmaktadır. 2918 sayılı KTK’nun 2. maddesi gereğince karayolu bağlantısı olduğundan, kazanın meydana geldiği yer karayolu sayılan yerlerdendir. Bu nedenle meydana gelen zarar teminat kapsamındadır. İlk Derece Mahkemesinin dava konusu kazanın karayolu sayılmayan yerde meydana gelmesi sebebiyle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmeyip davacı vekilinin bu yöndeki itirazlarının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının zararları tespit edilerek bir karar verilmek üzere HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermmek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/12/2019