Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3520 E. 2021/1694 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3520
KARAR NO: 2021/1694
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2018
NUMARASI: 2016/135 (E) 2018/163 (K)
DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, müvekkili tarafından dava dışı … AŞ’den kiralanan … plaka sayılı aracın çalındığını, kira sözleşmesi kapsamında kiralayanın zararının giderilerek 60.995,00 TL ödeme yapıldığını, çalınan aracın davalı sigorta şirketi tarafından kasko sigortasıyla teminat altına alındığını, çalınması nedeniyle oluşan riziko bedelinden sorumlu olduğunu belirterek 60.995,00 TL bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında, aracın yedek anahtarının bulunmadığını, bu nedenle rizikonun teminat kapsamında olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, kasko sigorta sözleşmesinin taraflarının dava dışı … AŞ ile davalı taraf olduğu, davacı tarafından âkidi olmadığı kasko sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunmak konusunda aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, alacağın davacıya temlik edildiğine dair dosyaya sunulmuş herhangi bir bilgi ve belgenin de olmadığı gerekçesiyle davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacılar vekili, müteselsil sorumluluk hükümleri kapsamında halefiyetten kaynaklı dava açma haklarının bulunduğunu, kaldı ki sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak dahi dava açabileceklerini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinafa konu uyuşmazlık aktif husumet ehliyetinin (sıfat) bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. TBK’nın 61. maddesinde birden çok kişinin, aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olmaları halinde haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir. Yine aynı yasanın 168. maddesinde, rücu hakkına sahip olan müteselsil borçlulardan her birinin, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, dava dışı … AŞ’ye ait olan aracın çalınmasından kaynaklı çeşitli sebeplerden dolayı birden fazla sorumlunun bulunduğu, bu minvalde olmak üzere aracı çalan faili meçhul kişinin haksız fiil hükümlerine, kiracı olan davacının, zilyetliğindeyken çalınmış olması nedeniyle kira sözleşmesine, diğer davacı Hüdayi’nin kefalet sözleşmesine ve davalı şirketin de kasko sigorta sözleşmesine dayalı olarak meydana gelen zararda müteselsilen sorumlu oldukları, bunlar arasında haksız fiil failinin sorumluluğunun en önce geldiği, sonrasında ise sigorta şirketinin ve ondan sonra da davacı şirketin ve ondan sonra da kira sözleşmesinde kefaleti bulunan diğer davacı tarafın zarardan müteselsilen sorumlu olduğu, buna göre, müteselsil sorumluluk hükümlerine dayalı olarak davacı kiracının, kiralayanın zararını karşılaması durumunda karşıladığı oranda haklarına halef olacağı, giderek dava açmak sıfatının bulunduğu halde sigorta sözleşmesinin âkidi olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Bu durumda, davacı tarafından zarar görene ödeme yapılıp yapılmadığı, zararının karşılanıp karşılanmadığı, karşılanmış ise hangi davacı tarafından zararın tazmin edildiği hususu ilgili taraftan sorulup, buna ilişkin delillerin ibrazı sağlandıktan sonra ödeme yapıldığının anlaşılması halinde, ödeme yapan davacı tarafın, dava açmak sıfatının bulunduğu kabul edilerek, rizikonun teminat kapsamında olmadığı savunması üzerinde durulup, bu konuda, tarafların iddia ve savunmaları ve bildirdikleri deliller çerçevesinde bir değerlendirme yapılıp, sonucuna göre karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 4-Peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istinaf kanun yoluna başvurana iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 16/11/2021