Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3519 E. 2021/1693 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3519
KARAR NO: 2021/1693
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2018
NUMARASI: 2017/144 (E) 2018/680 (K)
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde, davalı …’e ait olan … plaka sayılı aracın müvekkil şirket tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alındığını, diğer davalı sigortalı araç sürücüsünün, ehliyetsiz bir şekilde sebebiyet verdiği kaza nedeniyle oluşan 4,755,00 hasar bedelinin zarar gören kişiye ödendiğini belirterek yapılan bu ödemenin araç sürücüsü ve işleteni olan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılara yapılan usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemişlerdir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacıya trafik sigortasıyla sigortalı bulunan araç sürücüsünün ehliyetsiz bir şekilde kaza yapması nedeniyle, sigortalı ve araç sürücüsü olan davalılara rücu şartlarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle 4.305,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili, kaza tarihi olan 06/11/2011 tarihinde müvekkilinin cezaevinde tutuklu olduğunu, bu hususta savcılığa ihbarda bulunduklarını, savcılık dosyasının mahkemece celbedilmeden eksik incelemeyle karar verildiğini, motosikletin çalınma halinin mücbir sebep teşkil ettiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalı … istinaf dilekçesiyle, hakkında verilen kararın bozulmasını ve davanın yeniden görülmesini talep etmiştir. Dava, ZMSS poliçesi gereği dava dışı 3. kişiye ödeme yapan sigortacının ödediği bedeli, ehliyetsiz araç kullanımı nedeniyle kendi sigortalısı olan davalıdan ve kazaya sebebiyet veren sigortalı araç sürücüsünden rücuen tahsili istemine ilişkindir. 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Davaya konu kazanın 06/11/2011 tarihinde gerçekleştiği, davalının davaya cevap vermeyerek davayı inkar ettiği, yargılama aşamasında ise herhangi bir soruşturma numarası vs. bildirilmeksizin soyut bir şekilde çalınma hadisesine ilişkin savunmada bulunulduğu, ancak davalı tarafça, kaza tarihi öncesinde veya 12/07/2012 tarihinde tahliye olunmasına rağmen o tarihten itibaren (istinaf dilekçe içeriğine göre) 2017 yılına kadar çalınma ihbarında bulunulmadığı, davalı sigorta şirketine de aracın çalındığı hususunun bildirilmediği, bu safahate göre tutukluluk halinin, hırsızlık olayının sigorta şirketine bildirilmemesi hususunda mücbir sebep teşkil etmediği, bu durumda, davacı sigorta şirketinin, çalınma hadisesinden haberdar olmaksızın ehliyetsiz araç kullanımı nedeniyle trafik sigortası genel şartları uyarınca ödemiş olduğu zarardan kaynaklı sigortalısına rücu hakkının bulunduğu, kaldı ki 2918 sayılı Yasanın 107. maddesi uyarınca aracın çalınmış olduğunu bilen veya gereken özeni gösterdiği takdirde öğrenebilecek durumda olan kişinin araç sürücüyle birlikte sorumlu olacağı hususunun düzenlendiği, yine işbu madde hükmüne göre aracın çalınmasında kusurlu olmadığını ispat etmesi durumunda sorumlu olmayacağının açıklandığı, çalınma ihbarında bulunulan tarihe bakıldığında davalının, aracın gözetimiyle ilgili gereken özeni göstermediği hususunun anlaşılmakta olduğu karşısında, davalı vekilinin istinaf iddia ve itirazları yerinde değildir. 2-Davalı …’nun istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1-d maddesi uyarınca, istinaf kanun yoluna başvuru talebinde başvuru sebep ve gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Madde hükmünde istinaf sebep ve gerekçelerinin bildirilmemesi durumunda gereken kararın verileceği öngörülmüştür. İstinaf dilekçesinde, istinaf kanun yoluna başvuru sebepleri ile gerekçelerinin somut bir şekilde gösterilmediği, mahkeme gerekçesinin ne sebepten ötürü yerinde olmadığına dair itiraz ve sebeplerinin açıklanmadığı karşısında istinaf dilekçesinin usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; A)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1-d maddesi hükmü uyarınca davalı …’nun istinaf dilekçesinin usulden reddine, 2-İstinaf başvuru ve karar harcının istek halinde istinafa başvuran tarafa iadesine, B)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 294,07 TL istinaf karar harcından peşin alınan 74,00 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 220,07 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı …’den tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (4.305,00 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 16/11/2021