Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3514 E. 2021/1284 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3514
KARAR NO: 2021/1284
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2018
NUMARASI: 2016/929 (E) 2018/629 (K)
DAVANIN KONUSU: Kasko sigortacısının dava dışı sigortalıya ödediği tazminatın, zarar sorumlusundan rücuen tahsili istemi
KARAR TARİHİ: 28/09/2021
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, kasko sigortacısının dava dışı sigortalıya ödediği tazminatın, zarar sorumlusundan rücuen tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulüne, 10.000,00 TL’nin 07/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; 02/03/2018 günü Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) vasıtasıyla gönderdikleri kanıt listesinde yer alan hasara ilişkin tanıklar ile kaza tespit tutanağı ve aracın tamiri ile kontrol ve teslimine dair belgeler ve hasarlı parçalar dava dışı …’den getirtilmediği gibi kanıt listesinde bildirdikleri kanıtlar toplanmadan savunma hakkının kısıtlandığını, hatalı ve eksik bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğunu, davanın ispat edilemediğini, davacı lehine hatalı ve fazla vekalet ücreti takdir edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı biçimde yapılan incelemede: Davacı sigorta şirketine kasko sigorta poliçesiyle sigortalı olan ve 14/11/2015 günü meydana gelen kazanın ardından onarım için götürüldüğü … adındaki iş yerinde yapılan kontrolde direksiyonun sola dönmediği belirlenen … plakalı otomobilin (arazi taşıtı) sökülen elektrikli direksiyon kutusunun onarım için davalı … Limited Şirketine götürüldüğü, adı geçen davalı tarafından onarımı yapılarak …’e teslim edilen otomobilin elektrikli direksiyon kutusunun otomobile monte edilmesinin ardından, sürücüsünün yönetimindeki … plakalı aracın 30/12/2015 tarihinde seyir halinde iken direksiyonun kilitlenmesi sonucu meydana gelen kazada tekrar hasar gördüğü konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Somut olayda tartışılması gereken sorun, 30/12/2015 tarihinde meydana gelen kazanın, davalı tarafından onarımı gerçekleştirilen elektrik takviyeli direksiyon kutusundan kaynaklanıp kaynaklanmadığına ilişkindir. Cevap dilekçesi içeriğinden, davalının onarım için …’den teslim aldığı davaya konu otomobilin elektrik takviyeli direksiyon kutusunun onarımının ardından tekrar …’e teslim edildiği anlaşılmaktadır. Diğer yandan, otomobilin sürücüsünün beyanını içeren davacı sigorta şirketine verilen dilekçe içeriğinde 30/12/2015 günü hasarın meydana geliş biçimi anlatılmış, dosyada yer alan ekspertiz raporunda davaya konu otomobilin hasar gören ve onarılan parçalarına da yer verilmiştir. Bu itibarla, HMK’nin 146’ncı maddesi uyarınca dosyaya toplanan kanıtlarla davanın hüküm için yeterli derecede aydınlandığı anlaşıldığından, davalı vekilinin ileri sürdüğü dilekçe ile bildirdikleri kanıtların toplanmadığına ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Dosyada yer alan 08/02/2016 tarihli yazı içeriğinden onarımının tamamlanmasından sonra test sürüşü yapılarak araç sahibine teslim edilen davaya konu aracın elektrikli direksiyon kutusunda sertleşme olduğuna ilişkin yakınma üzerine tekrar kontrol edildiğinde, elektrikli direksiyon kutusunda ara ara sertleşmelerin oluştuğunun tespit edildiği, tekrar onarıma alınan elektrikli direksiyon kutusunun onarıma cevap vermediği bildirilmiş; bilirkişiler kurulu tarafından düzenlenen raporda da davalı şirketin direksiyon kutusunun onarılamayacağının tespit edilmesine rağmen bu durumun zamanında bildirmemesi nedeniyle yapılan işlemin ayıplı olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.Bilirkişiler kurulunun raporlarında, rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle zarar gören otomobilin onarım maliyetinin, dosyaya eklenen kasko ekspertiz raporundan anlaşılan somut olgu ve ölçütlere dayalı biçimde belirlendiği, kazanın onarımı ayıplı yapılan elektrikli direksiyon kutusundan kaynaklandığının neden sonuç ilişkisine uygun biçimde açıklandığının anlaşılması karşısında, HMK’nin 279’uncu maddesine uygun düzenlenen ve yeterli gerekçeyi de taşıyan bilirkişiler kurulu raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, davacı vekili lehine hükmolunan vekalet ücreti de ilk derece mahkemesinin hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uygun biçimde saptandığından davalı vekilinin bu konulara yönelen istinaf başvurusu yerinde değildir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 683,10 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 170,78 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek, bakiye 512,32 TL karar ve ilam harcı davalıdan tahsil edilerek, Hazineye verilmesine, 3-Davalının, istinaf başvurusu nedeniyle sarf ettiği yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’nin 333/1’inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince kendiliğinden yatıran tarafa geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 28/09/2021