Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/351 E. 2019/718 K. 16.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2019/351
KARAR NO : 2019/718
KARAR TARİHİ 16/12/2019
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2017
NUMARASI : 2017/5631 D.İş
DAVANIN KONUSU : Sürekli İş Göremezlik Tazminatı
İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 04/10/2017 gün 2017/İHK-3810 sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Başvuran vekili dilekçesinde özetle ; 06.01.2009 tarihinde plakası tespit edilemeyen aracın sebebiyet verdiği kaza nedeniyle malul kalan müvekkili bakımında bakiye sürekli işgöremezlik tazminatı, geçici bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanamayan tedavi gideri harcaması olmak üzere toplam 42.000,00 Türk Lirası tazminatın davalı taraftan tahsiline kadar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi vekili başvuran tarafa yapılan ödemeden sonra müvekkili kurumun ibra edildiğini, bu nedenle borçtan sorumluluklarının kalmadığını belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık hakem heyeti tarafından yapılan tahkikat neticesinde bakiye sürekli işgöremezlik tazminatına ilişkin talebin, ibranamenin düzenlendiği tarihten itibaren 2 yıllık hak düşürücü süreden sonra başvuru yapılmış olması nedeniyle reddine, ibranameye konu edilmeyen bakıcı gideri ve SGK tarafından karşılanamayan tedavi giderine ilişkin talebin kabulüne karar verilmiş, işbu karara taraflarca itiraz edilmesi üzerine İtiraz hakem heyetince başvuranın itirazının reddine; Sigorta şirketinin itirazının kabulü ile ibranamenin, hak düşürücü süre nedeniyle iptalinin istenemeyeceği, taraflar arasındaki ibra anlaşması nedeniyle bakıcı ve tedavi gideri de dahil Güvence Hesabının sorumluluğunun kalmadığı, kaldı ki, SGK tarafından karşılanamayan gider yapıldığı olgusunun da ispatlanamadığı gerekçesiyle Uyuşmazlık hakem heyeti kararının kaldırılarak başvurunun reddine karar vermiştir Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf dilekçesinde belirtilen nedenlerle hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık 2918 sayılı yasanın 111/2. maddesinde öngörülen yetersiz anlaşmaları iptaline ilişkin 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği noktasında toplanmaktadır.Sözü geçen madde hükmü uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebileceği, Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu hususun ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklamasının da yeterli olduğu, yasada belirtilen 2 yıllık sürenin, hak düşürücü süre olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiği kabul edilmektedir.(Yargıtay 17 HD 2015/7759E. 2018/1350 K. sayılı kararı ve benzer nitelikteki kararları)Somut olayda; 06.01.2009 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle davalı tarafından davacıya 27.11.2014 tarihinde 73.592,00 TL ödeme yapılmış ve 24.11.2014 tarihli ibraname imzalanmıştır. Davalı Güvence Hesabına 18.01.2017 tarihinde başvurulmuş olmasına göre KTK 111. maddede öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçirmiş olduğu görülmektedir. Kaldı ki, maluliyete ilişkin gelişen bir durum olmadığına göre ibraname tarihinde hesaplamaya esas alınan %15 maluliyet oranı üzerinden yapılan ödeme miktarı yetersiz bir ödeme değildir. Taraflar arasında varılan anlaşma bu yönden dahi iptale tabi değildir.Davalı taraf ibra edildiğine ve ibraneminin iptali şartları da mevcut olmadığına göre davalı Güvence Hesabının dava konusu trafik kazasından kaynaklanan herhangi bir sorumluluğu kalmamıştır. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf karar harcı alınmışsa İADESİNE 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda uyuşmazlık konusu başvuru değeri (42.000,00) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oybirliği ile karar verildi.16/12/2019