Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/35 E. 2019/17 K. 27.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/35
KARAR NO : 2019/17
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2017
NUMARASI : 2015/1023 2017/401
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Kasko Poliçesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/09/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket adına kayıtlı … plakalı 2005 model … marka kamyonun davalı nezdinde ticari kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, aracın 20/08/2014 tarihinde, Muş- Varto- Karlıova Karayolu üzerinde seyir halindeyken bölücü terör örgütü tarafından yolun kesilmesi ve trafiğe kapatılması nedeniyle güvenlik güçlerinin olaya müdahale etmesi sonucunda büyük ölçüde zarar gördüğünü, İstanbul Anadolu 18.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/86 D.İş. Sayılı dosyasında yapılan tespit sonucu aracın hasar tamir bedelinin 11.163,00 TL olarak tespit edildiğini, zararın ödenmesi için davalı tarafa başvurulduğunu, davalı tarafça 3.687,72 TL ödeme yapıldığını, ancak 7.295,28 TL kısmın ödenmediğini iddia ederek, hasar tamir bedeli olarak ödenmeyen 7.295,28 TL’ nin 21/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı bulunan araç için expertiz raporu alındığını, onarım için tespit edilen 3.687,25 TL tazminat bedelinin 14/07/2015 tarihinde davacıya ödendiğini, davacının talebinin haksız ve sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verecek nitelikte olduğunu, davacı tarafından, yokluklarında gerçekleştirilen delil tespiti sonucunda oluşturulan bilirkişi raporunun kabul edilemeceğini, faiz başlangıcı talebinin 22/09/2014 tarihi olarak alınmasının haksız olduğunu, müvekkilinin tememrrüde düşürülmediğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “davanın reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporunda müvekklinin zararı 3.687,25 TL olarak belirtilmiş ise de, raporda, taraflarından istenilen faturaların ibraz edilememesi nedeniyle müvekkilinin zararının düşük gösterildiğini, taraflarından istenen faturaların ibraz edilememesinin nedeninin, müvekkilinin parası olmadığından araçtaki hasarının tamamını tamir ettirememesi olduğunu, araçta oluşan hasar nedeniyle araçta değer kaybı da olduğunu, İstanbul Anadolu 18.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/86 D. İŞ sayılı dosyasında müvekkilinin zararının 11.163,00 TL olarak tespit edildiğini, Mahkemece bu tespitin dikkate alınmadığını, müvekkilinin zararının, aracın tamir edilen kısımları için yapılan masrafla sınırlı tutulduğunu, ayrıca davalı taraf, bilirkişi tarafından tespit edilen zararı dava açıldıktan sonra yatırdığından lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dava, ticari kasko poliçesinden kaynaklanan araç hasar tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 20/08/2014 tarihinde, davalı nezdinde ticari kasko poliçesi ile sigortalı bulunan davacıya ait … plakalı aracın, güvenlik güçleri ile terör örgütü arasında çıkan çatışma esnasında hasara uğradığı, bu hasar nedeniyle davalı tarafça, davacıya 14/07/2015 tarihinde 3.687,25 TL tazminat ödendiği, davacı tarafın ise bu tazminatın yetersiz olduğunu iddia ederek 7.295,28 TL ek hasar tazminatı talebiyle iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince aldırılan 30/01/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacıya ait araçta meydana gelen hasar bedeli toplamının 3.687,25 TL olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunun olayın oluşuna, dosyadaki bilgi ve belgelere uygun ve denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Ayrıca davalı tarafça bilirkişi raporuyla tespit edilen 3.687,25 TL’ lik hasar tazminatı, iş bu davanın açıldığı 12/102015 tarihinden önce ödendiğinden ve dava da bu nedenle reddedildiğinden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde de herhangi bir hata bulunmamaktadır. Başka bir deyişle davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde değildir.Bu bağlamda HMK’ nın 353/1-b/1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yaptıkları yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.27/09/2019