Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/344 E. 2020/482 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/344
KARAR NO: 2020/482
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2017
NUMARASI: 2017/5385 D.İş Esas-2017/5381 D.İş. Karar
(İtiraz Hakem Heyetinin 28/09/2017- 2017/İHK-3752)
DAVANIN KONUSU: Araç Hasar Tazminatı (Kasko Poliçesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili başvurusunda özetle; davalı nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan müvekkiline ait … plakalı, 2015 model, … marka aracın, 12/01/2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karışması sonucu hasara uğradığını, Ankara 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/8 D.İş.sayılı dosyasında yapılan tespit ve bilirkişi incelemesine göre onarım maliyetinin KDV hariç 97.918,33 TL olduğunun tespit edildiğini, bu tespitin akabinde aracın onarımının yaptırılarak aracın tekrar kullanılabilir durumu getirildiğini, hasar tazminatının ödenmesi için Sigorta Şirketi’ne başvurulduğunu, ancak tazminat ödenmediğini iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarınının saklı tutulması kaydı ile aracın onarım bedeli olan KDV dahil 112.143,62 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın müvekkili nezdinde, kaza tarihi itibariyle kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, kazanın haber verilmesinden sonra aracın bulunduğu servise experin gittiğini ancak aracın exper tarafından görülmesinin engellendiğini, zarar gören araca ait herhangi bir fotoğraf ve belge temin edilemediğini, Kasko Genel Şartları gereğince davacı sigortalının yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacıya tazminat ödenmediğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvuru sahibinin talebinin kısmen kabulüne, 86.000,00 TL’nin 24/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile başvuruna ödenmesine karar vermiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti, davalı vekilinin itirazlarının reddine karar vermiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; aracın müvekkili şirket yetkililerince görülmesi ve zararın tespit edilmesinin, davacı Sigortalı tarafından kasıtlı olarak engellendiğini, müvekkili şirketin kıyabında usul ve yasaya aykırı olarak Ankara 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/8 D.İş.sayılı dosyasında keşif yapıldığını ve bilirkişi raporu alındığını, bu rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, hasar ihbarının müvekkili şirkete geç yapıldığını, sigortalı aracın zararını gösteren herhangi bir belge ve fotoğraf bulunmadığını, bu nedenle zarar tespit edilemediğinden müvekkili şirket tarafından tazminat ödenmediğini, Kasko Poliçesi Genel Şartları B.1. maddesi gereğince, davacı sigortalının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, yükümlülüklerin ihlali halinde ödenecek tutarın artması durumunda sigortacının hasar tazminatından kusurun ağırlığına göre indirim yapma hakkı bulunduğunu, işbu dosyada müvekkili Sigorta Şirketi’ne araç üzerinden inceleme yapma hakkı verilmediğini ve hasarın zamanında ihbar edilmediğini bu nedenle Kasko Genel Şartları gereğince hasardan indirim yapma haklarının poliçe ve Genel Şartlar’a aykırı olarak yok sayıldığını, avans faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacı lehine 1/5 oranında vekalet ücreti verilmesi gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan araç hasar tazminatı istemine ilişkindir. Hakem Heyetince, 28/06/2017 tarihli bilirkişi (sigorta experi) …’ın raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, rapor, HMK’nın 279.maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlenmediği gibi denetime ve hüküm kurmaya elverişli de değildir. Çünkü araç üzerinde herhangi bir inceleme yapılmaksızın sadece davacı tarafın soyut iddialarına dayanılarak, davalı … Şirketi’nin yokluğunda Ankara 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/8 D.İş. Sayılı dosyasında, 17/01/2017 tarihinde yapılan tespit ve dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporundaki tespitler aynen tekrar edilerek rapor düzenlenmiştir. Ayrıca 12/01/2017 tarihinde gerçekleştiği belirtilen trafik kazası nedeniyle aracın hasar gördüğü ileri sürülmesine karşılık, tramer kayıtlarına göre 09/06/2016 ve 13/12/2016 tarihlerinde sigortalı aracın trafik kazası yaptığı görülmektedir. Bilirkişi raporunda bu iki kaza değerlendirilmemiştir. Yine, 12/01/2017 tarihinde gerçekleştiği belirtilen trafik kazasının, davalı … Şirketi’ne geç bildirildiği, Sigorta Şirketi tarafından 16/02/2017 tarihinde expertiz talep edildiği, 20/02/2017 tarihli expertiz raporuna göre, sigortalı aracın onarımının yapıldığı belirtilen servise gidildiği, ancak aracın onarımının tamamlandıktan sonra Adana iline kiraya verildiğinin belirtildiği ve araç incelenemediğinden expertiz raporunda, hasar ve zarar konusunda herhangi bir tespitin yapılamadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, eksik araştırma sonucu karar verildiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmüştür. O halde, sigortalı aracın davacı tarafça temin edilerek, tramer kayıtlarında yer alan 09/06/2016 ve 13/12/2016 tarihli kazalar ile ilgili fotoğraflar ve dosyaların getirtilmesi, davacı tarafça, kazanın davalı … Şirketi’ne geç bildirilmesinin nedeninin davacı tarafa sorulması, dava konusu kaza nedeniyle hangi parçaların değiştiği ve onarımının yapıldığı, önceki kazalar nedeniyle parçalarının değişip değişmediği ve onarımının yapılıp yapılmadığı hususları konusunda, uzman 3 kişilik bilirkişi kurulundan, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bir rapor alındıktan sonra, tarafların delillerin değerlendirilerek nihai kararın verilmesi gerekmektedir.Bu bağlamda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılarak dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 5-İstinaf başvurusu için davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 7- İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/03/2020