Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3422 E. 2021/1682 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3422
KARAR NO: 2021/1682
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2018
NUMARASI: 2016/640 (E) 2018/949 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin geçirmiş olduğu davaya konu trafik kazası nedeniyle, İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada düzenlenen aktüerya raporunda tespit edilen alacağının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalıların takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevabında, takip dayanağı bilirkişi raporuna yönelik itirazda bulunduklarını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili cevabında, davacı tarafından Ümraniye 2. ASHM’nin 2010/49 Esas sayılı dosyası üzerinden açılan davada müvekkil şirket bakımından tefrik kararı verilerek devam edilen davanın, müvekkil şirketin bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiğini belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulüyle mükerrer tahsil oluşturmamak kaydı ile, davalı … AŞ’nin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin talepnamedeki koşullarda devamına, davalı … Sigorta AŞ’nin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 34.285,74 TL asıl alacak ve 16.671,32 TL işlemiş faiz yönünden iptaline, takibin, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olmadığından inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, davalı sigorta şirketi aleyhine açılan davada alınan bilirkişi raporuna dayalı olarak icra takibi yaptıklarını, yargılama aşamasında gerçek işletenin davalı … olduğunun anlaşılması karşısında bu davalı yönünden de aynı koşullarda icra takibi yapıldığını, alacağın miktarının belli ve sabit olduğunu, bu nedenle icra inkar tazminatı taleplerinin kabulü gerekirken reddedilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalı … AŞ vekili davanın zamanaşımı süresinden sonra açıldığını, uzamış zamanaşımının müvekkili şirket bakımından geçerli olmadığını, dava konusu olaya ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğunu, davacının maluliyetinin bulunmadığı ve meydana gelen zararda müvekkil şirketin kusuru bulunmadığından bahisle daha önceden açılan başka bir davanın esastan reddedildiğini, kazanın gerçekleşmesinde üçüncü bir kişinin ağır kusuru bulunduğu hususunun, davacı tarafından bizzat imzalanan tutanakta ikrar edildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf olmadıkları bir davada alındığını, bu nedenle itirazları değerlendirilmeden karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 109. maddesinde motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazmini için kaza gününden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüş, aynı maddenin ikinci fıkrasında, davanın cezayı gerektiren bir eylemden kaynaklanması durumunda Ceza Kanununun öngördüğü ceza zamanaşımının (sürücü, işleten veya diğer sorumlular için fark gözetilmeksizin) uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu durumda işleten bakımından uzamış zamanaşımı süresinin uygulanamayacağına ilişkin istinaf itirazında isabet bulunmamaktadır.Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Davaya konu trafik kazası 10/03/2008 tarihinde gerçekleşmiştir. Eldeki davaya konu icra takibi ise 26.06.2015 tarihinde yapılmıştır. Kazanın gerçekleştiği tarihte 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu yürürlüktedir. Davacının cismani zarara uğraması nedeniyle uzamış zamanaşımı süresi anılan yasanın 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıldır. Davaya konu icra takibinin yapıldığı tarih itibarıyla davalı işleten bakımından davanın zamanaşımına uğraması söz konusu değildir. Kaldı ki davacı taraf, kazaya karışan aracın işleteninin kim olduğunu kaza tarihi itibarıyla değil, sicilde yazılı araç malikine karşı açmış olduğu davada öğrenmiştir. Bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerinde değildir. Davalı taraf aleyhine daha önceden açılan ve Anadolu 16. İş Mahkemesinin 2013/137 Esas sayılı dosyası üzerinden karara bağlanan davada, davalının, hizmet akdinden kaynaklı sorumluluğuna dayanılmış olup, eldeki davanın konusuyla bir ilgisi bulunmamaktadır. Davacı taraf, eldeki davada, davalının 2918 sayılı Yasadan kaynaklı sorumluluğundan mütevellit zararının karşılanmasını talep etmektedir. Kesin hüküm ve bu yöne ilişkin istinaf itirazında isabet bulunmamaktadır. Diğer yandan, mahkemece benimsenen ve dairemizce de oluş, usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporunda, davalının işlettiği araç sürücüsüne tali kusur izafe edilmiş olmakla müteselsilen sorumluluk hükümlerine göre zararın tamamından sorumlu olduğu, üçüncü bir kişinin kusurlu bulunması halinin illiyet bağını kesecek yeterlilikte olmadığı, dolayısıyla buna yönelik istinaf itirazı da yerinde olmadığı gğörülmektedir. Son olarak hükme esas alınan bilirkişi raporunun ne sebepten ötürü noksanlık içerdiği, hesaplamanın hangi gerekçe ile hatalı olduğu yönünde istinaf itirazında bulunulmadığı karşısında bu husus, sebep ve gerekçelerle bağlılık kuralı gereğince değerlendirme dışı bırakılmıştır. 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Davacı tarafın sicil kaydına göre işleten olarak gözüken kişi ile davalı sigorta şirketine karşı daha önce açılan davada, davacının zararının belirlendiği, davacı tarafından belirlenen işbu zararın, daha sonradan aracın işleteni olduğu anlaşılan davalı şirket ile sigorta şirketine karşı yapılan icra takibine konu edildiği, yapılan yargılamada da talep edilen zararın aynı şekilde hesaplandığı, ancak güncel veriler üzerinden yeniden hesaplama yapılması nedeniyle, raporda belirlenen miktarların farklılaştığı, ezcümle davacının zararının dava öncesinde likit ve muayyen olduğu, davalılar tarafından bilindiği halde yazılı şekilde inkar tazminatının reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Bu yöne ilişkin istinaf başvurusu yerindedir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 6.549,01 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.637,30 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 4.911,71 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, B)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararı bütünüyle kaldırılmak suretiyle düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla, davanın kısmen kabülü ile; mükerrer tahsil oluşturmamak kaydı ile; a)Davalı … A.Ş.’nin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin talepnamedeki koşullarda devamına, b)Davalı … Sigorta A.Ş.’nin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 34.285,74 TL asıl alacak ve 16.671,32 TL işlemiş faiz yönünden iptaline, takibin, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-İcra takibine konu asıl alacak tutarı olan 57.963,74 TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 11.592,74 TL icra inkar tazminatının, 6.851,74 TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen; 4.741,00 TL’lik kısmının ise davalı … AŞ’den tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesine göre tahsil edilmesi gereken 6.549,01 TL harcın davalılardan (davalı sigorta şirketi 3.480,87 TL sinden sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 6-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 354,60 TL bilirkişi masrafı 600,00 TL ve raporu ücreti 1.473,00 olmak üzere toplam 2.427,60 TL yargılama giderinin davalı (davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğundan ve poliçe limiti yeterli olmadığından) … AŞ’den tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 10.419,76 TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı sigorta şirketi 5.955,28 TL’den sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile davacıya verilmesine, 8-Davalı … Sigorta AŞ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 699,79 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine, 9-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından; 10-İstinafa başvuran tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 11-Davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı ile 40,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama giderinin, davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 12-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 13-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (davalı … AŞ bakımından takibe konu asıl alacak 57.963,74 TL; davalı sigorta şirketi bakımından asıl alacak 34.285,74 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 16/11/2021