Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3385 E. 2021/1204 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3385
KARAR NO: 2021/1204
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2017
NUMARASI: 2014/288 Esas – 2017/665 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/09/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık, TBK’nın 53/3. maddesi kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Davacının babası olan …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile 05/07/2013 tarihinde seyrettiği sırada direksiyon hakimiyetini kaybederek kaza yapması neticesinde davacının annesi …’un vefat ettiği, davacının annesinin desteğinden yoksun kaldığı iddiası ile dava açtığı ancak 01/01/1982 doğumlu olan davacının kaza tarihinde 31 yaşında olup destek alabileceği yaş sınırını geçtiği, destek ile birlikte yaşamasının ve bekar olmasının tek başına destekten yoksun kalma tazminatı isteme hakkını doğurmadığı anlaşılmış olup, davacının çalışmasını engelleyen bir özrü veya sağlık sorunu olduğuna ilişkin bir iddiası ve bu yönde somut bir delil de bulunmadığı” gerekçesiyle, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, yeterli incelemenin yapılmadığını, destekten yoksun kalınmadığının tespit edilmediğini, kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bir an için Mahkemenin kararının isabetli olduğu kabul edilse dahi, yargılama giderlerinin, müvekkiline yüklenmesi nedeniyle, zaten mağdur olan müvekkilinin bir de karşı vekalet ücreti ödemek zorunda bırakılmasının adaletle örtüşmediğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 05/07/2013 tarihinde, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı ve dava dışı sürücü ( davacının babası) …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracın tek taraflı kaza yapması neticesinde, araçta yolcu olarak bulunan davacının annesi …’un vefat ettiği; işbu davada, davacı tarafça destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.Davacının kaza tarihindeki yaşı ve konumu ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; somut uyuşmazlıkta, TBK’nın 53/3 . maddesi kapsamında desteklik olgusu, bir başka deyişle ölenin, davacıya sürekli ve eylemli olarak destekte bulunduğu ispatlanamadığından, Mahkemece talebin reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasa açısından herhangi bir hata bulunmadığı kanısına varılmıştır. Ayrıca davacı aleyhine, kararın verildiği 14/07/2017 tarihi itibarıyla nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olmasında da bir hata bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye verilmesine, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/09/2021