Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3382 E. 2021/1576 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3382
KARAR NO: 2021/1576
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/05/2018
NUMARASI: 2013/376 (E) 2018/378 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Kasko Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı tarafından kasko sigortasıyla teminat altına alınan müvekkiline ait aracın önüne çıkan araca çarpmamak için frene bastığı esnada römork üzerinde bulunan sac tabakaların kabin arkasına çarpması neticesinde 56.715,52 TL hasar oluştuğunu, davalı sigorta şirketine müracaat edilmiş olmasına rağmen ödeme yapmaktan kaçındığını belirterek 1.284,48 TL sefere çıkamaması nedeniyle uğranılan zarar da olmak üzere şimdilik toplam 58.000,00 TL tazminatın davalı taraftan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili, rizikonun teminat kapsamında kalmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, kasko bedeli talep edilen araçtaki hasarın, davacıya ait araç sürücüsünün önündeki araca çarpmamak için ani fren yapması sonucu arkadaki emtiayı taşıyan römork üzerindeki levhaların, asıl taşıyıcı aracın şoför kabinine çarpması nedeniyle oluştuğu, ani fren ile usulüne uygun olarak istiflenen sac tabakalarının özelliği gereği kaymasının engellenemeyeceği, bu durumda kavşakta meydana gelen maddi hasardan ötürü sigorta şirketinin sorumlu olduğu, ancak kazanç kaybının teminat kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 56.712,52 TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından davaya konu rizikonun teminat kapsamında kalmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Karara karşı davacı vekili tarafından da araçta oluşan değer kaybının hüküm altına alınmamasının doğru olmadığı, faiz başlangıç tarihinin yanlış tayin edildiği belirtilerek istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinafa cevap olarak da davaya konu hasarın teminat kapsamında bulunduğunu, kaldı ki müvekkil şirket aleyhine yer alan genel işlem şartı niteliğindeki tek taraflı hükümlerin TBK 20-25 maddeleri uyarınca geçersiz olduğunu, istinaf dilekçesinde bahsi geçen kararların emsal nitelikte olmadığını belirterek verilen kabul kararının hukuka uygun olduğunu beyan etmiştir. Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklı hasar tazminatı ve kazanç kaybı istemine ilişkindir. Davanın dayanağını teşkil eden kaza tarihindeki kasko sigorta poliçesi genel şartlarının sigortanın konusunu belirleyen 1’inci maddesinin 2’nci fıkrasına göre, “Gerek hareket halinde, gerek durma halinde iken sigortalının ve aracın kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit ve hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötü niyet veya muziplikle yaptığı hareketler” sigorta teminatı altına alınmış bulunmaktadır. Kasko genel şartları, davalı sigorta şirketi tarafından değil, ilgili idari kurum tarafından düzenlenmekte olup, işbu düzenleme genel işlem şartı niteliğinde olmayıp, taraflar bakımından bağlayıcıdır. (TTK 1425 md.) Somut olayda, araçta oluşan hasar, davalıya kasko sigortasıyla sigortalı bulunan aracın ani fren yapması neticesinde römork üzerinde bulunan yükün aracın çekici kısmının arkasına çarpması neticesinde meydana gelmiş olup; bu şekilde gerçekleşen riziko, sigortanın teminatı kapsamına girmemektedir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25/05/2009 tarih 2008/2231 (E) 2009/6251 (K) sayılı karar ile aynı Daire, 26/04/2004 tarih 2003/10243 (E) 2004/4472 (K) sayılı kararlarında da yükün araca zarar vermesi hali, ek teminat verilmediği müddetçe sigortanın konusuna giren zararlardan olmadığına hükmedilmiştir. Dosyada mübrez sigorta sözleşmesinde de somut olaya konu gerçekleşen rizikoya ek teminat verilmediği görülmektedir. Bu durumda araçta oluşan hasarın tazminine ilişkin talebin reddine karar verilecek yerde yazılı gerekçelerle karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Bununla birlikte kazanç kaybı, değer kaybı vs. şeklindeki dolaylı zararlar kasko sigortasının teminatı kapsamında bulunmamaktadır. Bu talep bakımından ret kararı verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. O halde, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak hasar tazminatına ilişkin talep bakımından da davanın reddine karar verilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının bulunması halinde ilgilisine iadesine, B)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararı bütünüyle kaldırılmak suretiyle düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla, a)Davacı vekilinin hasar tazminatına ilişkin talebinin reddine, b)Davacı vekilinin kazanç kaybına ilişkin talebinin reddine, 3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken maktu harcın peşin alınan 990,50 TL harçtan mahsubu sonrasında kalan 931,20 TL harcın davacı tarafa iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan vekalet ücreti dahil yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden Daire karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/4 maddesi gereğince belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 6-Davalının yaptığı 79,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından: 7-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 8-Davalı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı ile 7,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 10-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda hasar tazminatı davası bakımından dava değeri (56.715,52 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN; kazanç kaybına ilişkin belirsiz alacak davası şeklinde açılan davada ise kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile TEMYİZ yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 02/11/2021