Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3377
KARAR NO: 2021/1909
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2018
NUMARASI: 2015/1303 (E) 2018/632 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, henüz 5 yaşında olan müvekkillerinin çocuğu …’un, sürücüsü … olan … plaka sayılı aracın çarpması sonucu vefat ettiğini belirterek şimdilik 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile davacı … için 18.923,52 TL; davacı … için 28.117,34 TL destekten yoksun kalma tazminatının 09/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, davacıların cenaze ve defin gideri istemlerinin ise reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, kusurun tamamının yaya konumundaki merhum …’a ait olduğunu, hesaplamanın PMF Yaşam Tablosu ve iskontolama yöntemine göre yapılması gerekirken … Yaşam Tablosu esas alınarak yapılmış olmasının doğru olmadığını, kaldı ki yetiştirme giderinin düşülmemiş olmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davaya konu trafik kazasının, davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan … plaka sayılı aracın, yoldan karşıya geçmeye çalışan kaza tarihinde yaklaşık 5 yaşında olan davacıların çocuğu …’a çarpması neticesi meydana geldiği, kaza tarihi itibarıyla müteveffanın davranışlarını yönlendirme yeteneği olmamasına rağmen trafik kusuru verilmesi doğru değil ise de, dava dışı sigortalı araç sürücüsünün, kaza mahalli meskun mahalde maktul çocukla birlikte olan kız çocuğunu görebilecek konumda olmasına rağmen, çocukların yola girme ihtimaline karşı korna uyarısında bulunup, onları kollamak ve aracını yavaşlatmak, yola girmeleri üzerine de etkin bir şekilde çarpmamak için manevra yapması gerekirken bunları yapmamaktan kaynaklı kusur izafesinin doğru olduğu, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartları C11. maddesinde, genel şartların, yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı karşısında 1 yıl geçerlilik süresi olan poliçe başlangıç tarihinin 14/10/2014 tarihi olduğu, dolayısıyla yeni genel şartlar öncesindeki mevzuat ve Yargıtay içtihatları uyarınca iskontolama yöntemiyle hesaplama yapılmış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, Yargıtay 17. HD 2021/2388 E. 2021/3038 K. Sayılı ve benzer nitelikteki diğer kararları ile tazminat hesaplarında PMF Yaşam Tablosu kullanılması gerektiğine ilişkin içtihadından döndüğü, içtihat değişikliğine göre iskontolama yöntemiyle yapılacak hesaplamada dahi TRH 2010 Yaşam Tablosu kullanılması gerektiği, dolayısıyla hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözü geçen yaşam tablosuna göre yaşam sürelerinin belirlenmiş olmasında yasaya aykırılık bulunmadığı, ancak anne ve babadan hangisi çalışıyor ise %5 oranında yetiştirme giderinin mahsubu gerekirken buna ilişkin değerlendirme yapılmamış olması doğru olmamıştır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre SGK kaydı bulunamayan davacı babanın soruşturma aşamasındaki beyanına göre seyyar satıcılık yaptığı, düzenli bir işi ve geliri olmadığı, davacı annenin ise soruşturma evrakına göre ev hanımı olarak gözüktüğü, her ne kadar davacı annenin çalışan kaydı bulunmakta ise de hizmet döküm cetvelinde çalışmaya başladığı tarihin 2019 yılı olduğu, kaza ve rapor tarihi itibarıyla çalışmadığı, dolayısıyla indirim yapılması şartlarının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 3.927,83 TL istinaf karar harcından peşin alınan 804,00 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 3.123,83 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,Dair, ihtiyari dava arkadaşı konumundaki her bir davacı bakımından davalı aleyhine hükmedilen miktarlar (davacı … için 17.977,34 TL; davacı … için 28.117,34 TL) gözetilerek 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 15/12/2021