Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3360 E. 2021/1641 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3360
KARAR NO: 2021/1641
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/06/2018
NUMARASI: 2014/15 Esas – 2018/625 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; TBK’nın 54. maddesi kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Toplanan tüm deliller ile denetlenip benimsenen ve somut olaya uygun görülen bilirkişi raporundaki gerekçeler ve hesaplamalara göre; 27.10.2012 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu, davalı …nın sürcü diğer davalının işleten olduğu araç içinda meydana gelen kazada alınan ATK İhtisas Dairesinin 26.05.2015 tarihli raporuna göre davacının % 17.2 malül kaldığı, kaza sebebi ile ATK trafik İhtisas Dairesinden alınan 10.05.2016 tarihli rahpora göre davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde % 100 kusurlu olduğu ve raporun denetime olanak verecek şekilde hazırlandığı, kazanın meydana geldiği tarih itibarı ile aracın davalı … şirketine … nolu poliçe ile 10.02.2012 ve 10.02.2013 tarihleri arasında sigortalı olduğu ve riskin poliçe dönemi içinde gerçekleştiği, davacının geliri , yaşı , malüliyet oranı ve davacının kusursuz olmasına göre alınan aktüer raporu gereğince davacının zararının 257.150,46 TL olduğu, rapor her ne kadar 2017 yılında alınmış ise de 06.06.2018 tarihli celsede davacı vekili tarafından raporun güncellenmesine yönelik bir talebi bulunmadığı bu husus duruşmada beyan ederek imzaladığı, davacının zararı olan 257.150,46 TL nin davalılar … ve … dan kaza tarihi olan 27.10.2012 tarihinden davalı … şirketinden dava tarihinden önce temmerüt bulunmadığından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı … şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlandırılmasına,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalılar … ve … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza tarihinde davacı ile beraber aynı araçta dava dışı …, … ve … isimli şahısların bulunduğunu ve bu şahıslar tarafından İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/292 Esas sayılı dosyasında açılan davanın görülmekte olduğunu, her iki dava arasında hukuki ve fiili bağlılık ve usul ekonomisi nedeniyle dosyaların birleştirilerek tek dosya üzerinden görülmesini talep ettiklerini, ancak bu taleplerinin Mahkemece değerlendirilmediğini, müvekkili …’nın sahibi olduğu ticari taksiyi dava dışı …’e kiraladığını, bu nedenle işleten sıfatının bulunmadığını, davacının ön koltukta oturmasına rağmen emniyet kemeri takıp takmadığı hususunun Mahkemece araştırılmadığını, yetersiz kusur raporu dikkate alınarak tazminat hesaplaması yoluna gidildiğini, hesap bilirkişisi tarafından yapılan hesaplamada, kök rapor ile ek rapor arasında fahiş fark yaratıldığını, ilk raporda 116.506,39 TL, ikinci raporda ise 257.150,46 TL tazminat çıkarıldığını, bu çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu; Sancaktepe İlçe Emniyet Müdürlüğünün 14/02/2014 tarihli yazısında davacının sosyal ve ekonomik durumunun araştırıldığını, aylık gelirinin 1.000,00 TL olduğunun ve şirkette muhasebeci olarak çalıştığının belirtildiğini, halbuki dava dilekçesinde, davacının bir gıda şirketinin bilgisayar işlerine baktığının belirtildiğini, bu arada görevsiz mahkemece, İTO’ya yazılan yazıya verilen cevapta teknik eğitim bilgisayar bölümü mezunu bir kişinin 28/12/2013 tarihi itibari ile 3.000,00 TL ücret alabileceğinin belirtildiğini, öncelikle görevsiz mahkemenin talep ettiği bilginin hatalı bir bilgi olduğunu, çünkü teknik eğitim bilgisayar eğitimi mezunu şeklinde belirtilmesinin, davacının kuvvetle muhtemelen bir üniversitenin 4 yıllık fakülte mezunu (hatta bilgisayar mühendisliği olasılık dahilindedir) olarak algılanmasına yol açtığını, oysa ki davacının, teknik lise mezunu olduğunun, lise diplomasından ve dava dilekçesindeki beyanından anlaşıldığını, hal böyle olunca, emsal ücret araştırmasının görevsiz mahkemece yanlış araştırıldığının ortaya çıktığını; öncelikle davacının kaza tarihinde ne işle uğraştığının tespit edilmesi, lise mezunu teknik eğitim bilgisayar bölümü mezununun veya kolluk tarafından yapılan araştırmaya göre, lise mezunu bir muhasebecinin alabileceği emsal ücretin ilgili kurum ve kuruluşlardan sorulması, çalıştığı yerden özlük dosyasının talep edilmesi gerektiğini, bu araştırma yapılmadan dava dilekçesindeki beyana bağlı kalınarak tazminat hesaplanmasının, telafisi mümkün olmayan sonuçlara mahal verdiğini, Mahkemece dikkate alınan bilirkişi raporundaki asgari ücretin 2,433 katı ücret aldığının nasıl ve neye göre belirlendiğinin tespit edilemediğini, bu nedenle yapılan hesaplama sonucu ortaya çıkan rakamın abartılı olduğunu, 2012 yılında asgari ücretin net 720,00 TL olduğu ülkemizde, lise mezunu bir kişinin asgari ücretin 2,433 katı tutarında 1.800,00 TL ücret almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 27/10/2012 tarihinde, davalı …’nin ZMS sigortacısı, davalı …’nın maliki – işleteni ve davalı …’nın sürücüsü olduğu ve davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı ticari taksi niteliğindeki aracın, arkadan bir tıra çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde, ön koltukta oturan davacının araç içerisinde sıkışarak yaralandığı, çevreden gelen kişiler tarafından araçtan çıkarıldığı, kazanın meydana gelmesinde, davalı sürücünün %100 kusurlu olduğu, davacının yaralanmasının, ATK raporunda %17.2 aranında kalıcı maluliyetine yol açtığı ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 ay olarak tespit edildiği; trafik kazası tespit tutanağına göre; davacının emniyet kemeri takıp takmadığının belirsiz olduğu; davacının emniyet kemeri takıp takmadığının, ATK raporuyla tespit edilen yaralanma, dolayısıyla zarar üzerinde herhangi bir etkisinin olamayacağı, bir başka deyişle olayda müterafik kusurun bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, davacının tazminat hesaplamasına esas alınan gelirine yönelik itiraz dışındaki diğer iddia ve itirazlar yerinde görülmemiştir. Davalıların, davacının tazminat hesaplamasına esasa alınan gelirine yönelik itirazına gelince; Dava dilekçesinde davacının Ümraniye Endüstri Meslek Lisesi bilgisayar bölümü mezunu olduğu, “yazılım ve veri tabanı uzmanlığı sertifikası” aldığı, 4 yıldan bu yana bir gıda firmasının bilgisayar işlerine baktığı, aylık gelirin net 1.800,00 TL olduğu, ancak işveren firma tarafından SGK bildiriminin asgari ücret üzerinden yapıldığı belirtilmiştir. Davacının, sosyal ve ekonomik durumunun tespit edildiği 12/02/2014 tarihli “Araştırma Belgesi”nde, davacının lise mezunu, aylık gelirinin 1.000,00 TL ve şirkette muhasebeci olarak çalıştığı belirtilmiştir. Dosyaya gelen SGK kayıtlarına göre; davacının, … AŞ unvanlı şirkette çalıştığı ve asgari ücret üzerinden maaşının ödendiği belirlenmiştir. İTO’nun yazısına göre ise; teknik eğitim bilgisayar bölümü mezunu, yazılım ve veri tabanı uzmanının alabileceği taban net ücretin 3.000,00 TL olabileceği belirtilmiştir. 28/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda; asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamada davacının güç kaybı maddi zararının 116.506,39 TL olduğu; Mahkemece, karara dayanak yapılan 11/09/2017 tarihli raporda ise; dava dilekçesinde belirtilen 1.800,00 TL’lik (kaza tarihindeki asgari ücretin 2,433 katı) taleple bağlı kalınarak yapılan hesaplama sonucunda güç kaybı tazminatının 257.150,46 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bu durumda, dosyaya gelen ve yukarıda özetlenen bilgi ve belgeler ile her iki bilirkişi raporları arasında, davacının tazminat hesaplamasında dikkate alınması gereken aylık geliri hususunda ciddi çelişkiler bulunmaktadır. Bu çelişkiler giderilmeden ve davacının işi ve aylık geliri konusunda yeterli ve gerekli araştırma yapılmadan karar verilmiş olması doğru olmadığından, davalılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerindedir. O halde, Mahkemece, davacının kaza tarihindeki işinin ve aylık gelirinin tespiti bakımından davacı tarafın ispata dair varsa delilleri toplanıp ilgili kurum ve kuruluşlardan gerekli ve yeterli araştırmanın yapılması ve davacının aylık gelirinin somut olarak belirlenmesinden sonra dava dosyasının yeniden bilirkişiye verilerek, 11/09/2017 tarihli bilirkişi raporundaki diğer veriler esas alınarak, hangi gelirin esas alınması gerektiği de bilirkişiye bildirildikten ve ek rapor alındıktan sonra, asgari ücretten daha fazla bir geliri olduğunun kabul edilmesi ihtimalinde de hangi nedenlerle davacının asgari ücretten daha fazla gelir ettiğinin kabul edildiği tartışılarak yeniden nihai bir kararın verilmesi gerekmektedir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 7-İcranın geri bırakılması talebi kapsamında davalılar tarafından dosyaya sunulan teminat mektubunun, Dairemizce verilen kararın niteliği göz önüne alınarak, davalılara geri verilmesine yer olmadığına, 8-Davalılar … ve … tarafından icranın geri bırakılması kapsamında dosya borcuna karşılık icra dosyasına teminat mektubu sunmaları ve bu teminat mektubunun geri verilmemesine [yukarıda (7) nolu bent] karar verilmiş olunması nedenleriyle, istinaf incelemesine konu olan dosyada kararı veren İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesine dosyanın görevsizlik kararıyla gönderildiği İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/234 Esas sayılı dosyasında 28/03/2013 tarihli tensip (10) nolu ara kararıyla … plakalı araç üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/11/2021