Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3359 E. 2021/1064 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3359
KARAR NO: 2021/1064
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2018
NUMARASI: 2016/6 Esas-2018/762 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık, TBK’nın 53. ve 56. maddeleri kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Maddi tazminat talebi bakımından; talebin kabulü ile, Dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre hesaplanan 110.562,22 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacı …’na verilmesine, Cenaze masrafı bakımından ise 1.100,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine, atiye bırakılan 900,00 TL bakımından karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebi bakımından; talebin kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı … için 15.000,00 TL, diğer davacılar …, …, …, … için ayrı ayrı 10.000’er TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 12.11.2015 tarihinden yasal faiziyle beraber daval…’dan alınıp davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin 55.000,00 TL bakımından yerinde görülmeyen talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı …’un ceza dosyasında bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekten 4 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldığını, ortada kaza değil tam anlamıyla bir cinayetin mevcut olduğunu, müvekkilleri lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, bu nedenle dava dilekçesinde belirtilen miktarların tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiğini; Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ceza yargılamasında maddi gerçekliğin doğru bir biçimde saptanamadığını, ceza yargılamasında olayı görüntüleyen cd’nin incelenmediğini, Mahkemece araştırma ve açıklama ilkelerine uymadığını, bilirkişinin yanlı raporu dikkate alınarak karar verildiğini, hukuk mahkemesi hakiminin ceza mahkemesi hakiminin kusur oranı ile bağlı olmadığını, bilirkişi raporunda maaş belirlenmesinde, iş yerinde bordro alınması gerekirken meslek odasından maaşı kondurma ve geçişli bir işlemle kotarılmasının hukuka aykırı olduğunu; Davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sigortalı araç sürücüsüne atfedilecek kusur bulunmadığını, müteveffanın gelirinin, maaş bordrosu, banka kayıtları ya da vergi levhası gibi resmi kayıtlarla ispatlanması gerektiği, davacı tarafın, müteveffanın gelirine ilişkin iddialarının ispatlanamaması nedeniyle asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunda aktif dönem – pasif dönem ayrımı yapılmadan hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, yanlış hesap tablosu kullanıldığını, TRH 2010 ve %1,8 teknik faizin uygulanarak tazminatın hesaplanması gerektiğini, 2.000,00 TL’lik cenaze ve defin giderinden 1.100,00 TL’nin kabul edildiğini, 900,00 TL’sinin reddine karar verildiğini, ancak reddedilen 900,00 TL’lik miktar yönünden müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemişlerdir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, 12/11/2015 tarihinde, davalı …’un maliki – sürücüsü ve davalı … Sigorta Şirketinin ZMS sigortacısı olduğu … plakalı aracın, davacıların desteği (davacı …’nun eşi ve diğer davacıların babası) yaya …’na çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde davacıların desteğinin vefat ettiği; işbu davada, davacı … için destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze- defin gideri, manevi tazminat ve diğer davacılar için cenaze ve defin gideri ve manevi tazminat talebinde bulunulduğu ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece karara dayanak yapılan 06/04/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; kazanın meydana gelmesinde; davalı sürücü …’un %70, müteveffa (yaya) …’nun %30 oranında kusurlu olduğu; kusur oranı dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda davacı (müteveffanın eşi) …’nun talep edebileceği destekten yoksunluk tazminatının 110.562,22 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi kurulu raporunun yapılan incelemesinde, raporun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği; kusur yönünden, olayın oluşuna uygun ve dosyadaki bilgi ve belgelerle uyumlu olduğu; tazminat yönünden, Mahkemece gerekli ve yeterli şekilde yapılan araştırma neticesinde dosyaya celbedilen belgelere uygun olduğu, raporda aktif dönem-pasif dönem ayrımının yapıldığı, hesaplamalarda herhangi bir hatanın bulunmadığı kanısına varılmıştır. Bu nedenle davalı … vekili ile davalı … Sigorta Şirketi vekilinin, bu yönlere ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Kazanın oluş şekli, kusur durumları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile TBK’nın 56/2. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesesinin amacı ile hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği ve az olduğu kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davalı … vekilinin bu yöne ilişkin itirazının reddine; davacılar vekilinin ise kabulüne karar verilerek, takdiren davacı (müteveffanın eşi) … için 30.000,00 TL, müteveffanın çocukları olan diğer davacıların her biri için 20.000,00 ‘er TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin, reddedilen 900,00 TL’lik cenaze ve defin gideri nedeniyle vekalet ücretine yönelik iddia ve itirazına gelince; HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. HMK’nın 341/4.fıkrasına göre ise alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Ayrıca HMK’nın ek 1. maddesinin 1. Fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; “HMK’nın 341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu Yerel Mahkeme hükmünün verildiği 2018 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.560,00 TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece, 2.000,00 TL’lik cenaze ve defin giderinin, 900,00 TL’lik kısmı yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Bu durumda, Mahkemece, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilen 900,00 TL’lik miktar, kararın verildiği tarih olan 2018 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından, davalılar vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen karar için HMK’nın 341/4. maddesi gereğince istinaf hakkı bulunmamaktadır. Yerel Mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-)Davalı … vekili ile davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince esastan reddine, B-)Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-)Davacı …’nun maddi tazminat davasının kabulü ile; 110.562,22 TL destekten yoksun kalma tazminatının 05/01/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’na verilmesine, 2-)Davacıların cenaze ve defin gideri talebinin kısmen kabulü ile; 1.100,00 TL cenaze ve defin giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, atiye bırakılan 900,00 TL bakımından karar verilmesine yer olmadığına, 3-)Manevi tazminat davalarının kabulü ile; davacı … için 30.000,00 TL, diğer davacılar …, …, …, … için ayrı ayrı 20.000,00’er TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 12/11/2015 tarihinden yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 4-)Maddi tazminat yönünden alınması gereken 7.552,50 TL ile manevi tazminat yönünden alınması gereken 7.514,10 TL harç toplamı 15.066,60 TL harçtan, peşin alınan 760,16 TL harcın mahsubu ile kalan 14.306,44 TL harcın davalılardan (Davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun 7.552,50 TL ile sınırlı olması kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 5-)Davacıların ilk dava açılırken peşin olarak yatırdığı 760,16 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 6-)Davacıların yaptığı ilk masraf 34,25-TL, 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 298,40 TL posta gideri ücreti olmak üzere toplam 2.732,65 TL’nin (manevi tazminat davaları için münhasıran yapılmış yargılama gideri bulunmadığından) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 7-)Maddi tazminat davasında davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, İlk Derece Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT gereğince maddi tazminat yönünden hesap ve takdir olunan 11.594,97 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 8-)Manevi tazminat davasında davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden ve her bir davacı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi yönünde istinaf başvurusu bulunmadığından AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 14.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, 9-)Davacıların HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN: 1-)Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine, 2-)İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 73,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 3-)Alınması gereken 15.066,60 TL harçtan, peşin alınan 4.784,00 TL harcın mahsubu ile kalan 10.282,60 TL harcın, davalılardan (Davalı sigorta şirketinin 7.552,50 TL’den sorumlu olması kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 4-)İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderleri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalıların üzerinde bırakılmasına, 5-)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 6-)İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı … lehine hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatı yönünden kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık; diğer hükümler (manevi tazminata ilişkin) yönünden davacıların ihtiyari dava arkadaşı olmaları ve her bir davacı için ayrı ayrı hüküm altına alınan değerler itibarıyla HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.01/07/2021