Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3332 E. 2021/1577 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3332
KARAR NO: 2021/1577
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2018
NUMARASI: 2014/723 (E) 2018/1128 (K)
DAVANIN KONUSU: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)|
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili bankanın dava dışı … Şirketi, … ve … arasında imzalanan sözleşmeler gereği kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine borçlular hakkında Kartal … İcra Müdürlüğü’nün …, … ve … Esas sayılı takip dosyaları ile takip başlatıldığını, her üç takibin kesinleştiğini, dosya alacaklarının tahsil edilemediğini, dava dışı borçlu …’ın maliki olduğu Çatalca ilçesinde kain … parselde sayılı taşınmaz üzerine 25/12/2006 tarihinde davalı lehine birinci dereceden 100.000,00 TL üzerinden tesis edilen ipoteğin muvazaalı olduğunu, başka bir alacaklının icra takibi nedeniyle taşınmazın satılarak ipotek bedelinin, davalıya ödendiğini belirterek zimnı sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın iptaline, davalıya ayrılan 139.585,00 TL satış bedelinin davalıdan tahsili ile bu payın müvekkili bankaya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, muvazaa iddiasının yerinde olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, sabit olmayan davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından davanın esası ve vekalet ücreti bakımından istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili, 21/11/2017 ve 30/11/2017 tarihli celselerde, davanın, muvazaalı ipoteğin iptaline ilişkin olduğu, sıra cetveline itiraz yönünden taleplerinin bulunmadığını açıklamıştır. İlk derece mahkemesince de, dava, İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmiştir. İddianın ileri sürülüş biçimi ve davacı vekilinin açıklamalarına göre, mahkemenin davanın nitelendirilmesine ilişkin kabul şekli isabetlidir. Ancak davacı tarafın herhangi bir hukuksal neden bildirmemiş ve muvazaaya dayanmış olması nedeniyle, davanın hukuki dayanağı İİK 277 ve devamı maddeleri yanında, dava tarihinde yürürlükte bulunan BK’nın 18. maddesi de oluşturmaktadır. Bu durumda davanın, borçluya ait taşınmaz üzerine muvazaalı bir şekilde tesis edildiği iddia edilen ipoteğin, TBK’nın 19. maddesi (BK 18) ile İİK’nın 277. vd. maddeleri uyarınca iptaliyle, cebri icra neticesinde paraya çevrilen taşınmazda davalıya ödenen ipotek bedelinin icra dosyalarıyla sınırlı olarak davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu görülmektedir. İİK’nın 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Eldeki dava takip borçlusuna husumet yöneltilmeden açılmış ve onun yokluğunda görülerek karara bağlanmıştır. Borçlu ile 3. kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı nedeniyle usulüne uygun şekilde taraf teşkili yapılmaksızın karar verilmiş olması usule aykırıdır. Öte yandan tasarrufun iptali davalarında tarifeye göre hesaplanacak karar ve ilam harcının takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malların, tasarruf tarihindeki değerlerinden hangisi az ise o değer üzerinden belirlenmesi gerekir. Davacı taraf üç ayrı icra dosyasından mütevellit tasarrufun iptali talebinde bulunmaktadır. Kabul şekli bakımından vekalet ücretine esas dava değerinin ne şekilde belirlendiği açıklanmaksızın vekalet ücretine hükmedilmiş olması da doğru olmamıştır.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/4. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 4-Peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istinaf kanun yoluna başvurana iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-Kararın kaldırılması nedenine göre davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 02/11/2021