Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/333 E. 2019/735 K. 16.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/333
KARAR NO : 2019/735
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2017
NUMARASI : 2017/4978 D.İş
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ : 16/12/2019
İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 18/09/2017 gün 2017/İHK-3570 sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Başvuran … vekili dilekçesinde özetle; 25/08/2015 tarihinde tescilsiz motosiklet ile başvuranın kullandığı … plaka sayılı motosikletin çarpışması neticesinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında müvekkilinin malul kaldığını belirterek maluliyet tazminatının davalı Güvence Hesabından tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuş, talebini ıslah ederek 42.539,10 TL’ye artırmıştır.Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından başvurunun kabulü ile 42.539,10 TL maluliyet tazminatının davalı taraftan tahsiline dair verilen karara davalı vekilinin itirazı üzerine İtirz Hakem Heyeti tarafından itirazın reddine karar verilmiştir.Karara karşı davalı Güvence Hesabı vekili; maluliyet raporunun Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre alınmadığı gibi müvekkili şirket tarafından alınan medikal raporda belirlenen maluliyet oranı ile çelişkili olduğunu, hesap raporunda benimsenen hesap yönteminin de yeni genel şartlarda öngörülen hesaplama yöntemine aykırılık teşkil ettiğini, davacının gerekli güvenlik önlemlerini almayarak motosiklet kullanması ile maluliyeti arasında illiyet bağının bulunduğunu, buna rağmen müterafik kusur indirimi yapılmamasının da doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. 1-Müterafik kusura yönelik değerlendirme;Kaza tespit tutanağında davacının güvenlik tertibatı olmaksızın araç kullandığına ilişkin bir tespit bulunmamaktadır. Bir an için aksi kabul edilse dahi başvuranın yaralanması ortopedik nitelikte olup baş bölgesinden bir yaralanması veya maluliyeti söz konusu değildir. Bu durumda davacının kask takmamış olmasının zararın oluşmasına veya artmasına etki ettiği ileri sürülemeyeceğinden, müterafik kusurdan da söz edilemeyecektir. Yine, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin eki olan (1) sayılı cetvelin (c) bendinde Hususiyetlerine Göre Araçlarda Bulundurulacak Teçhizat bölümünde motosiklet için koruma başlığı (kask) ve koruma gözlüğü dışında “dizlik” vs. bulundurulması zorunlu tutulmamıştır. Bu halde davacının dizlik takmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu kabul etme ve dolayısıyla tazminatta indirim olanağı bulunmadığından davalı vekilinin bu konudaki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.2-Davalı vekilinin 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlar doğrultusunda maluliyet oranı belirlenerek hesaplama yapılması gerektiği yönündeki itirazının değerlendirilmesinde; Yargıtay 17 H.D.nin 2017/3610E. 2018/4373 K. sayılı kararında 1.6.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına ilişkin hükümlerin, 6704 sayılı yasa ile KTK’da yapılan değişikliklerin yürürlüğe girdiği 26.04.2016 tarihinden itibaren değil, genel şartların yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanacağına hükmetmiş bulunmaktadır. Gerçekten de KTK’nın 90 maddesinde, tazminatın biçim ve kapsamının Borçlar Kanunun haksız fiillere ilişkin hükümleri doğrultusnda belirleneceği öngörülmüş iken; bu maddede, 6704 sayılı yasa ile değişikliğe gidilerek tazminatların bu kanun ve bu kanuna göre hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olduğu düzenlenmiştir. Bu madde hükmü esasen aynı zamanda zımni bir yürürlük hükmüdür. Zira, atıf yapılan genel şartlar, işbu yasal düzenlemeden önce yürürlüğe girdiğine göre, madde hükmünün yürürlüğü, genel şartların yürürlük tarihine uzanacak şekilde, bir başka deyişle, madde hükmü, geriye etkili hüküm doğuracak biçimde düzenlenmiş olmaktadır.Bu değerlendirmeler doğrultusunda somut olay ele alındığında; kaza tarihi 25/08/2015 olup bu tarih 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarından sonradır.Bu durumda davalının sorumluluğunun kapsamı davaya konu trafik kazasından önce yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenmesi gerekiren 1/10/2008 tarih 2701 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alınarak PMF yaşam tablosu doğrultusunda hazırlanmış olan rapor çerçevesinde karar verilmiş olması doğru olmayıp buna yönelik istinaf itirazları yerindedir. O halde, dosyada mübrez 15/06/2016 tarihli Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu Raporunda Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre belirlenen %4 maluliyet oranı doğrultusunda TRH-2010 yaşam tablosu esas alınarak %1,8 teknik faiz uygulanmak ve kesinleşen kusur, müterafik kusur ve gelir durumu gibi sair hususlar aynen esas alınmak suretiyle sürekli işgöremezlik tazminatının hesaplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi amacıyla İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, tahkime ilişkin yargılamanın yerinden yürütülmesi için dosyanın İtiraz Hakem Heyetine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/6. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2- Yukarıda tarih ve numarası belirtilen İtiraz Hakem Heyeti KARARININ KALDIRILMASINA,3-Tahkim başvurusunun yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren hakem heyetine gönderilmesi amacıyla saklama kararını veren MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 4-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının İADESİNE,5- İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- Davalı tarafça icranın geri bırakılması talebi kapsamında sunulan teminat mektubunun İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy çokluğuyla karar verildi. 18/12/2019
KARŞI OY Dava ve uyuşmazlık trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
01/06/2015 tarihli ZMSS Genel Şartları, 6704 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi olan 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Somut uyuşmazlıkta kaza tarihi 25/08/2015 ‘dir. Bu durumda, kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan ZMSS Genel Şartları’nın uygulanması mümkün değildir. Başka bir deyişle, davalı tarafın istinaf başvurusundaki iddia ve itirazları yerinde değildir.Bu bağlamda, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısında olduğumdan, Sayın Çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.