Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3324
KARAR NO: 2021/1908
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/06/2018
NUMARASI: 2017/139 (E) 2018/621 (K)
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı şirket tarafından kasko sigortasıyla teminat altına alınan … plaka sayılı aracın şirket personeli tarafından kullanılırken kaldırıma çarpma neticesi hasarlanmış olmasına rağmen gerçekleşen riziko bedeli olan 8.988,65 TL’nin ödenmediğini belirterek bu bedelin davalı taraftan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili, kaza yeri konusunda çelişkili beyanlar bulunduğunu, aracın Ataşehir’de hasarlandığı ihbar edilmiş olmasına rağmen 1 ay sonra bir başka sürücünün kullanımında iken Bakırköy’de hasarlandığı ihbarında bulunulduğunu, ihbar mükellefiyetinin yerine getirilmemesinden dolayı sorumluluklarının olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, toplanan delillere göre sigortalı aracın, …’in sevk ve idaresinde iken kaldırıma çarparak hasarlandığı hususunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 8.988,65-TL tazminatın 12/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan riziko bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davacı şirket çalışanı … tarafından 24/11/2015 tarihinde yapılan hasar ihbarında, 23/11/2015 günü saat 17:00’de Ataşehir’de yolda ilerlerken aniden bir aracın sıkıştırması nedeniyle kontrolünü kaybederek kaldırıma vurduğu ve bu şekilde aracın hasarlandığı hususunun belirtildiği, işbu hasar ihbarından 1 ay sonra ise davacı şirket tarafından bu kere hasar ihbarının yanlış yapıldığı belirtilerek kazanın, …’in sevk ve idaresinde iken Marmara Forum’da kaldırım taşına çarpmak suretiyle meydana geldiği bildirilip, …, bir başka şirket çalışanı … ve … firmasının operasyon şefi olarak görev yapan …’ın 24/12/2015 tarihli beyan dilekçelerini sunduğu, yine bila tarihli bir tutanak sunulduğu, bu tutanakta kazanın 14:30’da gerçekleştiğinin yazılı olduğu, beyan dilekçelerinde ise kaza saatinin 15:00 olarak belirtildiği, kaza anından hemen sonra aracın kaza mahallinde hasarlanmış şekilde çekilmiş bir fotoğrafının bulunmadığı, sadece kazanın gerçekleştiği yer ve yağ birikintisini gösterir fotoğrafların bulunduğu, operasyon şefinin beyanına göre kazanın gerçekleştiği mal kabul peronundaki kamera kayıt sisteminin çalışmadığı, kazaya ilişkin görüntülerin bulunmadığı, iddianın ispatı zımnında başkaca bir delil de dosya kapsamında olmadığı görülmektedir. Kasko Poliçesi Genel Şartları’nın A.5. maddesi ve TTK 1446/2 maddesi uyarınca riziko gerçekleştiğinde sigortalı doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer. Taraflar arasında güven ve iyiniyet esasına dayanan sigorta sözleşmelerinde, gerek sigortalının gerekse sigortacının haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyiniyetle hareket etmesi; rizikonun gerçekleşmesinden sonra doğru ihbar yükümlülüğü altında bulunan sigortalının, bu yükümlülüğüne uyup uymadığının saptanmasında da bu ilkenin gözönünde tutulması gerekir. Davacı taraf, kazanın, esasen ilk ihbara konu edilen yer, saat ve araç sürücüsünün idaresinde değil de, daha sonradan ihbar edilen şekilde gerçekleştiği, ilk ihbarın yanılgıya dayalı olduğunu iddia etmiş ise de, ne sebepten ötürü yanılgıya düştüğü hususunu, mahkemede kanaat oluşturacak şekilde açıklayıp ispatta bulunamadığı, bu durumda doğru bir şekilde ihbar mükellefiyetinin yerine getirildiğinden bahsedilemeyeceği, zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığına ilişkin ispat yükünün, sürücü, yer ve zamana ilişkin birbiriyle çelişen şekilde ihbarda bulunmasından kaynaklı yer değiştirdiği, ilk ihbar tarihinden sonra yapılan düzeltme ihbarına kadar 1 ay kadar süre olduğu, aracın kaza mahallindeki hasarlı halini gösterir fotoğraf veyahut görüntü kaydının bulunmadığı, hasar dosyasına yazılı beyanda bulunan kişilerin tanık olarak dinletilmediği, ibraz edilen tutanaktaki kaza saati ile yazılı beyanlarda belirtilen kaza saatinin başka olduğu, dava dışı yazılı beyanda bulunan kişilerin anlatımı ile haricen tutulan tutanağın davanın ispatı için kafi olmadığı, ezcümle dosyadaki mevcut deliller ile hasarın tam olarak nerede, ne zaman ve hangi sürücünün idaresinde iken ne şekilde meydana geldiği, giderek rizikonun teminat kapsamında kalan bir hadise neticesinde gerçekleştiği hususu ispatlanamadığı halde yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Davalı vekilinin istinaf başvurusu yerindedir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararı bütünüyle kaldırılmak suretiyle düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla, sabit olmayan davanın reddine, 3-Alınması gereken maktu harcın peşin alınan 153,51 TL harçtan mahsubundan sonra kalan 94,21 TL harcın davacı tarafa istek halinde iadesine, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 2.180,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı tarafından sarf edilen 23,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, 7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın bulunması halinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından: 8-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 9-Davalı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı ile 59,10 TL tehiri icra harcının, davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, 10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 11-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (8.988,65 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 15/12/2021