Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/330 E. 2019/732 K. 16.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO : 2019/330
KARAR NO : 2019/732
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2017
NUMARASI : 2017/5782 D.İş
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ: 16/12/2019
İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 09/10/2017 gün 2017/İHK-3915 sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Başvuran … vekili dilekçesinde özetle; 06/12/2013 tarihinde trafik sigortası bulunmayan … plaka sayılı araç ile müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan tescilsiz motosikletin çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını belirterek maddi tazminat talebinde bulunmuş, talebini 119.253,71 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince 119.253,71 TL maddi tazminatın davalı taraftan tahsiline dair verilen karara davalı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili; savcılık soruşturma dosyasında kazaya karışan tarafların uzlaşma yoluna gittiklerini, davacının araç işletenine ve sürücüsüne karşı tüm dava ve tazminat hakkından feragat etmesi nedeniyle Güvence Hesabının da sorumluluğunun kalmadığını, hükme esas alınan maluliyet raporunun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğe göre alınmadığını, müvekkili şirket tarafından alınan medikal raporun da belirlenen maluliyet oranıyla çelişkili olduğunu, bu nedenle hükme esas alınmasının doğru olmadığını, başvuru sahibinin tescilsiz motosiklette bizihati bulunuyor olmasının ve koruyucu tertibat kullanmamış oluşunun müterafik kusur teşkil ettiğini, buna rağmen tazminattan indirim yapılmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. 1-Davalı vekilinin ceza soruşturması aşamasında varılan uzlaşmanın tazminat hakkından da vazgeçilmesi sonucunu doğuracağına ilişkin itirazının değerlendirilmesinde;Ceza soruşturma dosyası içeriğine göre tarafların birbirlerinden şikayetçi olmadıkları, şikayetten vazgeçmenin, kişisel haklardan da vazgeçildiği açıkça beyan edilmedikçe tazminat hakkını ortadan kaldırıcı bir neden teşkil etmediği (TCK m. 73/7), dosya içeriğinde davacının tazminat hakkından da vazgeçtiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, davalı vekilinin iddiasının aksine CMK 253/19 maddesi uyarınca bir uzlaşma işleminin yapılmadığı, bu itibarla buna yönelik istinaf itirazının yerinde olmadığı, reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.2-Maluliyet raporu ve müterafik kusura yönelik itirazlarının değerlendirilmesinde ise;Hükme esas alınan Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından tanzim edilen 03/01/2017 tarihli raporda, davacının maluliyetinin, kaza ile illiyet bağı tespit edilerek maluliyet oranının kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maluliye Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirlendiği, raporun bu haliyle hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, yine kaza tespit tutanağına göre koruyucu güvenlik tertibatının alınıp alınmadığı hususunun tespit edilemediğinin belirtildiği, bu durumda davalı Güvence Hesabı tarafından güvenlik tedbirlerinin alınmadığına ilişkin ispat külfetinin yerine getirilemediği, giderek buna ilişkin istinaf itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının İADESİNE,3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, gerekçeli kararın taraflara/vekillerine tebliğinden itibaren Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere iki hafta içerisinde Dairemize yahut Dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.17/12/2019