Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/33 E. 2019/49 K. 04.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/33
KARAR NO : 2019/49
KARAR TARİHİ : 04/10/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAH.
TARİHİ : 24/08/2017
NUMARASI : 2017/4109 D.İŞ
BAŞVURU KONUSU: TAZMİNAT
İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 28.07.2017 gün 2017İHK-2765 sayılı kararının incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Başvuran vekili dilekçesinde özetle ; 27/10/2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanarak malul kalan müvekkili bakımından sürekli iş görememezlik tazminatı talebinde bulunmuştur. (Başvuran vekili 5000 TL’lik talebinin rapor doğrultusunda 68.258 TL’ye çıkarmıştır)Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.Davacı zararın ödenmesi konusunda davalı sigortaya 18/10/2016 tarihinde başvurmuştur.Hakeme yapılan başvuru zamanaşımı nedeniyle reddedilmiştir.İtiraz Hakem Heyetince, 28/04/2019 tarihinde davacı hakkında düzenlenen adli rapor ile zararın kapsamının öğrenildiğini, 03/01/2017 tarihinde alınan engelli raporuna göre de maluliyet oranını öğrenildiğini, buna göre gerçek zarar miktarının ancak son alınan 03/01/2017 tarihli rapor ile öğrenilmiş olduğunu, giderek talebin zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle sözü geçen engelli sağlık raporunda belirlenen maluliyet oranı ve PMF- 2010 yaşam tablosu esas alınarak ve ceza dosyasında alınan kusur raporu doğrultusunda hesaplanan sürekli iş görememezlik tazminatına hükmedilmiştir.Davalı taraf bu karara karşı zamanaşımı süresinin kaza tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği, somut olay bakımından zamanaşımı süresinin dolduğu, bu nedenle başvurunun kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu ve ayrıca, esas bakımından da engelli sağlık kurulu raporunun hükme esas alınmasının doğru olmadığı sebebine dayalı olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur. Başkaca istinaf itirazı bulunmamaktır.İstinafa konu uyuşmazlık öncelikle talebin zamanaşına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.Kaza tarihi 27/10/2008; hakeme başvuru tarihi ise 26/01/2017 tarihidir.Bilindiği üzere trafik kazalarından kaynaklanan zamanaşımı süresi 2918 sayılı yasanın 109. maddesinde düzenlenmiş olup kural olarak zamanaşımı süresi zarar ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde kaza gününden başlayarak 10 yıldır. Ancak eylem suç teşkil ediyor olması halinde uzamış zamanaşımı uygulanacaktır.Söz konusu yasal düzenleme ve Yerleşik Yargıtay içtihatları gereği failin sonradan öğrenilme ve maluliyete ilişkin gelişen durum bulunmadığı müddetçe zamanaşımı başlangıcı kaza tarihidir. Davacı gerçekleşen trafik kazası nedeniyle aynı gün ameliyata alınmış ve ceza dosyasına mudahil olmuştur. Bu durumda zarar gören kaza tarihi itibariyle zararı ve faili öğrenmiş bulunmaktadır. Gelişen bir durumun varlığı iddia ve ispat edilmiş olmadığına göre itiraz hakem heyetinin zamanaşımına ilişkin başangıç tarihine dair kabulünde isabet bulunmamaktadır. O halde kaza tarihi olan 27/10/2008 tarihinden işbu hakeme yapılan başvuru tarihi olan 25/01/2017 tarihine kadar (kazada yaya olarak cismani zarara uğrayan davacının yaralanması aynı zamanda suç teşkil ediyor olması nedeniyle eylem tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Ceza Kanunu gereğince uzamış zamanaşımı süresi 8 yıldır) zamanaşımını kesen veya durduran bir sebep bulunmaması durumunda zamanaşımı süresinin dolduğu kabul edilecektir.Öncelikle zamanaşımı kesen sebepler arasında alacağın haricen aranması (sigortaya müracaat) süreyi kesen bir neden olarak kabul edilmemiştir. Sigortaya müracaaat, 2918 sayılı Yasının 97. ve BK’nın 153/6. maddeleri uyarınca zamanaşımı süresini durduran bir neden olarak kabul edilse dahi bu durumda da tahkime müracaat tarihi itibariyle süre dolmuştur.Ne var ki; dosya içeriğinden anlaşıldığı kadarıyla zarar gören vekili tarafından kazaya karışan diğer aracın sigortacısına yönelik yapılan müracaat neticesinde ödeme yapıldığı ileri sürülmektedir. BK’nın 61. maddesi uyarınca birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri takdirde bu zarardan müteselsilen sorumlu bulunmaktadırlar. Uyuşmazlığa konu trafik kazası …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı tarafa sigortalı olan ….’ın kullandığı …. plakalı aracın seyir halinde oldukları sırada çarpışmaları neticesinde…’ın direksiyon hakimiyetini kaybederek o sırada yolda yaya olarak yürüyen zarar gören …’ye çarpması şeklinde meydana geldiği karşısında, araç sürücüleri, işletenleri ve ZMMS sigortacıları zarardan müteselsilen sorumludurlar. BK’nın 154/1. maddesinde borçlunun borcu ikrarı veyahut kısmen ifada bulunmuş olması zamanaşımının kesilmesi olarak kabul edilmiştir. Yine aynı yasanın 155/1. maddesinde ise zamanaşımının müteselsil borçlulardan birine karşılık kesilmesi durumunda diğerlerine karşı da kesilmiş sayılacağı öngörülmüştür. Bu durumda borçtan müteselsilen sorumlu olan ve kazaya karışan dava dışı .. plakalı araç sigortacası olan … Sigorta şirketinin, zamanaşımı süresi içerisinde borç kabulü ve/veya tazminat ödemesi var ise zamanaşımı süresi kesilmiş olacaktır.Bu durumda zamanaşımı süresi içerisinde davacı tarafından borçtan diğer bir sorumlu olan dava dışı … sigortaya müracaat da bulunulup bulunulmadığı, bulunulmuş ise sözü geçen şirketin, zamanaşımı süresi içerisinde tazminat borcunu kabul edip etmediği ve/veya tazminat ödemesi yapıp yapmadığı araştırılarak zamanaşımı süresinin kesilmiş ve bu nedenle zamanaşımının dolmamış olduğunun anlaşılması halinde maluliyete ilişkin alınan raporun engelli sağlık kurulu raporu şeklinde düzenlendiği, maluliyetin hangi tüzük ve yönetmeliğe göre düzenlendiğinin açıklanmadığı, bu haliyle raporun hükme esas alınmasının doğru olmadığı karşısında, kaza tarihinin 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarih aralığına rastlaması nedeniyle 2701 sayılı resmi gazetede yayınlanan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği doğrultusunda adli tıp ana bilim enstitülerinden maluliyet raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.O halde davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulüyle HMK’nun 353/1-6 maddesi uyarınca tahkim kararı kaldırılarak tahkim başvurusunun yeniden görülmesi amacıyla dosyanın İtiraz Hakem Heyetine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca sigorta vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin KABULÜNE,2-İtiraz Hakem Heyeti KARARININ KALDIRILMASINA,3-Tahkim başvurusunun yeniden görülmesi için dosyanın KARARI VEREN HAKEM HEYETİNE GÖNDERİLMESİ AMACIYLA SAKLAMA KARARINI VEREN MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE 4-Peşin istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvurana iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 04/10/2019