Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3240 E. 2021/1906 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3240
KARAR NO: 2021/1906
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2018
NUMARASI: 2015/1183 (E) 2018/812 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin, 22/06/2013 tarihinde, … Caddesi üzerinde karşıdan karşıya geçmek istediği sırada plakasını tam olarak tespit edemediği bir aracın kendisine çarparak malul kalmasına sebebiyet verdiğini belirterek şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı … Hesabından tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili davanın ispatlanması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, kanıtlanan davanın kabulü ile geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatından oluşan 135.234,05 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vekili, somut verilerle ispat edilmeyen davanın reddine karar verilecek yerde davacının beyanı dışında hiçbir bilgi ve belgeye dayanmayan davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, plakası tespit edilemeyen aracın davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği iddiasıyla …na karşı açılan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasından yararlanma olanağının ortadan kalkmış olması durumunda, 5684 Sayılı Yasa’nın 14. maddesi gereğince kazaya neden olan motorlu aracın kimliği belirsiz ise, kaza sırasında geçerli poliçesi yoksa veya eksikse, poliçeyi düzenleyen sigorta şirketi iflas etmişse veya ruhsatı iptal edilmişse, çalınan veya gasp edilen araçlardan dolayı işleten sorumlu tutulamıyorsa, …’na başvurulabilecektir. … işletenin kusuru nispetinde sorumludur. İstinafa konu uyuşmazlık davanın sübut bulup bulmadığı noktasında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesince benimsenen kusur durumu, maluliyet ve hesaba dair istinaf itirazı bulunmamaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davacının olay günü olan 22/06/2013 günü Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesinin acil servisine götürüldüğü, burada yapılan muayenesinde olayın öyküsünün “acile gelmeden yarım saat önce gelişen ADTK (araç dışı trafik kazası)” şeklinde belirtildiği, aynı gün saat 14:15:16’da sağ radius alt uç frk olan hastaya uzun kol alçı uygulandığı, sağ ön kolda bozukluk gözlemlendiği, muayene ve tedavisi üzerinden 2 gün geçtikten sonra 24/06/2013 günü polis merkezine müracaat ederek 22/06/2013 günü saat 13:45’de … Caddesi, … tarafından karşı kaldırıma geçmek için yolun karşı tarafına geçtiği sırada görebildiği kadarıyla lacivert renkte olan plakasını tam olarak hatırlayamadığı Kartal marka bir aracın geri geri gelerek kendisine çarptığını, bu nedenle yere düştüğünü, sağ kolunun acıdığını, orada bulunanların kendisin hastaneye götürdüğünü, sağ el bileğinin kırık olması nedeniyle alçıya alındığını ve daha sonradan ameliyat olacağını belirterek buna sebebiyet veren sürücüden şikayetçi olduğu, hatırlayabildiği kadarıyla bildirmiş olduğu plaka bilgileri üzerinden yapılan araştırmada plakaların, lacivert renkli … marka araç üzerine kayıtlı olduğu, ancak … marka bir araca ait olmadığının anlaşılması sonrasında davacının şikayetinden vazgeçtiği, bu nedenle soruşturma dosyasında takipsizlik kararı verildiği, şikayetçi olduktan 1 gün sonra 25/06/2013 tarihinde yeniden hastaneye yatarak ameliyat olduğu, davacı sakatlanmasının, 28/11/2016 tarihli ATK raporunda, trafik kazasından kaynaklandığı ve sağ radius distal uç arızası nedeniyle %19,2 oranında malul kaldığının belirtildiği, dosyaya kazandırılan keşif neticesi düzenlenen kusur raporunda ise geri geri gelen kimliği tespit edilemeyen araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu kanaatinde bulunulduğu görülmektedir. İşbu delil durumuna göre kazadan hemen sonra davacının araç dışı trafik kazası geçirdiği belirtilmek suretiyle düzenlenen trafik kazasına bağlı yaralanmasını gösteren muayene raporları, yine hemen akabinde davacının kolluk nezdinde şikayetçi olması, şikayetçi olduktan 1 gün sonra trafik kazası nedeniyle gerçekleşen yaralanmasından kaynaklı ameliyat olmuş olması, bu nedenle hastanede 3 gün yatmış olması ve olağan akışa ters düşmeyen nitelikteki davacı anlatımlarını destekler şekildeki yaralanmanın trafik kazasıyla illiyet bağını kuran ATK raporu ile keşif neticesi düzenlenen kusur raporu doğrultusunda ilk derece mahkemesinin davanın kanıtlandığına ilişkin kabul şeklinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. maddesi hükmü uyarınca davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 9.237,83 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.309,50 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 6.928,33 TL istinaf karar harcının davalı …ndan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 15/12/2021