Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3239 E. 2021/2045 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3239
KARAR NO: 2021/2045
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/09/2018
NUMARASI: 2016/327 (E) 2018/659 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 28/12/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 13/11/2011 tarihinde davalı tarafın trafik sigortacısı olduğu … plaka nolu araç sürücüsünün tam kusuruyla sebebiyet verdiği trafik kazasında karşı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını belirterek geçici ve sürekli iş göremezlik zararından oluşan 3.000,00 TL maddi tazminatın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacı tarafından daha önceden açılmış olan davanın sulhle sonuçlanarak ödeme yapıldığını, davacının, bilahare tahkim komisyonuna da başvurduğunu, yapılan ödeme ve kesin hüküm nedeniyle davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, benimsenen bilirkişi raporunda tespit edilen zarardan yapılan ödemenin mahsubundan sonra kalan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatından oluşan 27.879,72 TL bedelin 10/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekili, dava öncesinde yapılan ödeme ve düzenlenen ibraname ve kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik zararının tahsili istemine ilişkindir. Davanın tarafları işbu davanın açılmasından önce 26/12/2014 tarihli sulh ve ibra anlaşması uyarınca tazminat miktarına ilişkin anlaşmaya varmışlardır. Davalı … tarafından ibraz edilen hasar dosyasında mübrez 17/12/2014 tarih … sayılı hesap raporunda davacının zararı 42.241,45 TL olarak hesaplanmış, taraflar arasında yapılan ibra anlaşmasında ise herhangi bir ayrım yapılmaksızın faiz, avukatlık ücreti ve sair ferileriyle birlikte 44.000,00 TL konusunda mutabakata varılmıştır. KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yargıtay ilke kararlarına göre yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece res’en dikkate alınması gerekir. Davacı tarafından İzmir 1. ASHM’nin 2014/659 Esas – 2015/543 Karar sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, usuli nitelikteki bu kararın kesin hüküm teşkil etmesinin mümkün olmadığı, Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan başvurunun da yine aynı şekilde karara bağlanmadan komisyon müdürünce 07/04/2016 tarih 2016/327 Esas – 2016/521 Karar ile işlemden kaldırıldığı, dolayısıyla bu başvurunun da kesin hüküm teşkil etmesinin söz konusu olmadığı, 2014/659 Esas sayılı dava dosyasında bilirkişi incelemesi yapılmadan açılmamış sayılma kararı verilmiş olması nedeniyle. ibra anlaşmasının, KTK’nın 111. maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerektiği, anlaşmanın 26/12/2014 tarihinde yapıldığı, 21/03/2016 tarihinde açılan eldeki davanın ise 2 yıllık yasal süre içerisinde açıldığı, ancak mahkemece, taraflar arasında yapılan anlaşmanın fahiş ve yetersiz olup olmadığı konusunda bir değerlendirme yapılmadan karar verildiği görülmektedir. O halde, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında dava öncesinde yapılan ibra anlaşması tarihindeki veriler üzerinden hükme esas tutulan 11/05/2018 tanzim tarihli asıl rapordaki maluliyet ve kusur durumu aynen esas alınmak suretiyle yeniden hesaplama yaptırılarak, davalı … tarafından dava öncesinde yapılan anapara ödeme tutarına göre sorumluluğunun sona erip ermediği, sorumluluğu sona ermese dahi yapılan ödemenin fahiş ve yetersiz olup olmadığı, giderek KTK’nın 111. maddesi yönünden anlaşmanın iptali şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmek üzere HMK’nn 352/1-a/6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 4-Peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istinaf kanun yoluna başvurana iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 28/12/2021