Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3236 E. 2021/1473 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3236
KARAR NO: 2021/1473
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2018
NUMARASI: 2015/889Esas – 2018/785 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. ve TBK’nın 54. maddeleri kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan geçici ve kalıcı güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Dosya kapsamına göre ve dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hükme esas almaya elverişli bilirkişi raporları çerçevesinde, davacının %13,3 oranında malul olduğu ve geçici iş göremezlik süresinin 4 ay olduğu 20/08/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yüzde yetmiş oranında, tespit edilemeyen araç sürücüsünün yüzde otuz oranında kusurlu oldukları anlaşılmış, tespit edilemeyen araç sürücüsünün sebebiyet verdiği zarar davalı … Hesabının teminatı altında olduğundan davanın kabulü ile 15.780,07 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 6.050,12 TL geçici işgöremezlik tazminatı toplamı 21.830,19 TL nin dava tarihinden itibraen işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilerek, davanın dava ve ıslah dilekçelerine göre kabulü ile 15.780,07 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 6.050,12 TL geçici işgöremezlik tazminatı toplamı 21.830,19 TL nin dava tarihinden itibraen işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … Hesabı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı … Hesabı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasının, firari aracın kusuru nedeniyle meydana geldiği iddiasının somut verilerle ispatlanamadığını, maluliyet oranı belirlenirken esas alınan yasal düzenlemede hataya düşürüldüğünü, karara dayanak yapılan 13/07/2016 tarihli maluliyet raporunun, 01/10/2008 yürürlük tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin esas alındığını, kaza tarihini 20/04/2014 olması nedeniyle, 01/09/2013 yürürlük tarihli yönetmeliğin esas alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararlarının teminat kapsamında bulunmadığını, davacının geliri konusunda hatalı değerlendirme yapıldığını, yapılan hesaplamada davacının beyanı ve daha sonra vergi beyannamesinin esas alındığını, afaki ve fahiş gelir üzerinden hesaplama yapıldığını; davacının kazadan önce emekliye ayrılmış olaması nedeniyle muhtemel bakiye ömür süresinin tamamı için asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 20/08/2014 tarihinde, plakası tespit edilemeyen bir aracın davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğu, davacı tarafça işbu davada, geçici ve kalıcı güç kaybı tazminatı talebinde bulunduğu; davacının talebinin 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi kapsamında kaldığı, bir başka deyişle olayın oluş şekli konusunda herhangi bir tereddütün bulunmadığı kanısına varılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin, davacının talebinin teminat dışı olduğuna yönelik istinaf iddia ve itirazı yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin maluliyet raporu ve davacının tazminata esas alınan gelir durumuna ilişkin iddia ve itirazına gelince; maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece karara dayanak yapılan 13/07/2016 tarihli maluliyet raporunun, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir. Oysa ki kaza tarihi olan 20/08/2014 tarihinde yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği dikkate alınarak davacının maluliyet raporunun düzenlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, gerekli ve yeterli araştırma yapılmaksızın, yine Mahkeme kararına dayanak yapılan 02/04/2018 tarihli aktüer raporunda davacının aylık net gelirinin 5.000,00 TL – asgari ücretin 5.61 katı olduğu kabul edilerek tazminat hesaplanmıştır. Bu nedenle, davalı vekilinin bu iki hususa yönelik istinaf iddia ve itirazları yerinde görülmüştür. O halde, Mahkemece, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak davacının maluliyet raporunun yeniden aldırılması; davacının kaza öncesindeki gerçek gelirinin belirlenmesi amacıyla gerekli ve yeterli araştırmanın yapılması bakımından, öncelikle davacı tarafın bu yöndeki delillerini ibrazının sağlanması, ilgili mesleki oda ve kuruluşlardan sorulması, davacının kaza tarihi itibariyle sürekli ve net kazanç durumunun tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi; kaza öncesinde asgari ücret üzerinde gelir elde ettiği olgusunun kanıtlanması halinde bu miktar üzerinde, asgari ücret üzerinde sürekli ve düzenli bir gelir elde ettiği olgusunun kanıtlanamaması halinde ise asgari ücret üzerinden tazminat hesaplanmasının yapılması için bilirkişiden ek rapor alınıp varılacak sonuca göre yeniden nihai bir kararın verilmesi gerekmektedir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/10/2021