Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3230 E. 2021/1884 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3230
KARAR NO: 2021/1884
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/06/2018
NUMARASI: 2016/1217 (E) 2018/542 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; davanın reddine hükmolunmuştur. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; tespit edilen farkın pek aşırı (fahiş) nitelik taşımadığı, uyuşmazlığa konu tutar ile birçok ailenin aylık gereksinimini karşıladığını, alacağına kavuşamayan müvekkilinin aleyhine 2.180,00 TL vekalet ücretine hükmolunduğunu belirterek ilk derece mahkemesi hükmünün kardırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularla ve ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı biçimde yapılan inceleme sonunda: Davalı … Sigorta AŞ (…lk Sigorta AŞ) vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından 8/9/2016 tarihinde davacıya 43.634,00 TL ödeme yapıldığını savunmuş; dava dosyası hasar dosyasının incelenmesinden, davacı …’nın, davalıya Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı … adına kayıtlı … plakalı aracın 1/1/2013 günü neden olduğu trafik kazasında yaralanan …’nın 43.634,00 TL’yi nakden ve tamamen almakla davalı … Sigorta AŞ’yi kayıtsız ve şartsız gayri kabili rücu olmak üzere ibra ettiği, ibranamede belirtilen tazminat tutarının 8/9/2016 günü davacıya ödendiği; yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda ise davacının trafik kazası nedeniyle uğradığı sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik zararının toplamının 44.613,30 TL olduğu bildirilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 131 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve borcun sona ermesi hallerinden biri olan ibra; borçluyu borcu ifa etmeden borçtan kurtarmak hususunda alacaklı ile borçlunun anlaşmasıdır. Diğer bir ifade ile ibra alacaklının borçlu ile yaptığı bir akit ile alacağından vazgeçerek borçluyu borçtan kurtarmasıdır. Nitekim TBK’nin 132’nci maddesinde ibra ve sözleşmenin düzenlenme biçimi; “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.” biçiminde düzenlenmiştir. 2918 sayılı KTK’nin 111’inci maddesinde, bu kanunda öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğu, tazminat miktarlarına ilişkin olan ve yetersiz veya fahiş olduğu “açıkça belli olan” anlaşmalar ya da uzlaşmaların, yapıldıkları tarihten başlayarak “iki yıl içinde” iptal edilebileceği düzenlenmiştir. Burada düzenlenen sürenin hukuki niteliği zamanaşımı süresi olmayıp “hak düşürücü süre” olduğundan, kısmi ödemeyi kabul etmiş olan kişi, artık KTK’nin 109’uncu maddesindeki zamanaşımı sürelerinden yararlanamayacak, iki yıllık hak düşürücü süreyi geçirmişse zararının kalan bölümünü dava edemeyecektir. Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde, eldeki davanın 2918 sayılı KTK’nin 111’inci maddesinde öngörülen iki yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmakla birlikte davalı sigorta şirketinin ödediği tazminat miktarı ile bilirkişi raporu ile hesaplanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı arasında “fahiş fark” bulunmadığı, böylece 2918 sayılı KTK’nin 111’inci maddesinin 2’inci fıkrasında ön görülen koşulların oluşmadığının anlaşılması karşısında, davanın reddine ve davalı lehine maktu vekâlet ücretine hükmolunmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken ‭59,30 TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan ‭35,90 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye ‭23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 361’nci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.09/12/2021