Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3229 E. 2021/1587 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3229
KARAR NO: 2021/1587
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/07/2018
NUMARASI: 2017/46 (E) 2018/769 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalıların sürücüsü ve işleteni oldukları … plaka sayılı araç ile davacıların desteğinin içerisinde bulunduğu … plaka sayılı aracın çarpışması neticesinde destek …’in hayatını kaybettiğini belirterek her bir davacı için toplam 400,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının sadece davalı …ndan tahsiline; davacılar … ve … bakımından toplam 250.000,00 TL manevi tazminatın aracın sürücüsü ve işleteni olan diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı … vekili cevabında özetle, dava öncesinde yapılan ödeme ile sorumluluklarının kalmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Davalı … cevabında özetle, asıl kusurlu olan tarafın karşı araç sürücüsü olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalı şirket vekili cevabında özetle, kazaya karışan aracın diğer davalıya kiralanmış olduğu ve bu nedenle işleten sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacılar tarafından … aleyhine açılan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davanın kabulü ile davacı … için 20.214,79 TL, … için 8.208,66 TL, … için 4.505,08 TL, … için 12.785,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalı …ndan tahsiline; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı … için 20.000,00 TL, … için 15.000,00 TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 16.06.2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek adı geçen davacılara ödenmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı … vermiş olduğu istinaf dilekçesinde, yetki ve göreve ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, ceza dosyası üzerinden tespit edilen kusur durumunun farklılık arz ettiğini, …ndan tahsil edilen paranın tazminattan mahsup edilmediğini, destekten yoksun kalma tazminatının koşullarının oluşmadığını, manevi tazminatın fahiş takdir edildiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Karara karşı davalı … Şirketi tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle, görev ve yetkiye ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, kira sözleşmesi uyarınca işleten sıfatının bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde karşı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, kusur oranında indirim yapılmamasının hatalı olduğunu, …ndan tahsil edilen paranın hesaplanan zarardan mahsup edilmediğini, ölen murisin gelirinin doğru bir şekilde hesaplanmadığını, elde ettiği gelirle anne ve babasına destek olmasının olağan akışa aykırı olduğunu, anne, baba yönünden tazminat koşullarının oluşmadığını, bilirkişi raporunda kusura ilişkin yapılan değerlendirmelerin yoruma dayalı olduğunu, pasif döneme ilişkin hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, maddi tazminat davası bakımından vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf davalı …ndan maddi tazminat talebinde bulunurken davalılardan sadece manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Ne var ki davalılar tarafından maddi tazminat davasının esasına ilişkin olarak da istinaf başvurusunda bulunulduğu görülmektedir. …nın aracın sigortasının bulunmaması nedeniyle aleyhine hükmedilen maddi tazminat bakımından istinaf başvurusunda bulunan davalılara rücu edeceği göz önünde bulundurulduğundan maddi tazminat davasına ilişkin istinaf başvurusunda bulunmakta hukuki yararlarının olduğu gözetilerek maddi tazminat davasına ilişkin istinaf başvurularının usulden kabulüne karar verilerek istinaf itirazlarının değerlendirilmesine geçilmiştir. Mahkemenin görev ve yetkiye dair kabulünde usule aykırılık yoktur. Davalı şirketin işleten sıfatının bulunmadığına ilişkin istinaf itirazının değerlendirilmesinde, davalı tarafça dayanılan adi yazılı kira sözleşmesinin her zaman düzenlenebilecek nitelikte belgelerden olduğu, davacı tarafı bağlayabilecek güç ve kuvvette olmadığı, dolayısıyla buna yönelik istinaf itirazında isabet bulunmadığı görülmektedir. Hukuk hakimi beraat kararıyla bağlı değil ise de, TBK 74. maddesi gereği kesinleşen mahkumiyet kararıyla bağlıdır. UYAP’tan incelenen Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/195 (E) – 2017/233 (K) sayılı kararı uyarınca davalı araç sürücüsünün kavşağa yaklaşırken tedbirleri almayarak hızını azaltmamış olması nedeniyle tali kusurlu olduğu kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf aşamasından geçerek kesinleştiği, davalı araç sürücüsünün kazadan kaynaklı sorumlu olduğuna ilişkin kabul şeklinin hukuk mahkemesini bağlayacağı, ilk derece mahkemesinin bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle davalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğuna ilişkin kabul şeklinde yasaya aykırılık olmadığı, davalıların kazadan kaynaklı kusur ve sorumluluklarının bulunmadığına ilişkin istinaf itirazlarında isabet olmadığı anlaşılmaktadır. Yargıtay ilke kararları uyarınca çocuğun, gelir elde etmeye başladıktan sonraki dönemde, geliri düşük dahi olsa anne babasına, onların yaşam süresi boyunca destek olacağı kabul edilmektedir. Bilirkişi raporunda maaş bordrosu üzerinden belirlenen aylık gelir tutarı üzerinden hesaplama yapılarak, … tarafından yapılan ödeme tarihi itibarıyla ayrıca hesaplama yapılıp, ödenen tazminat tutarı ile ödenmesi gereken tazminat tutarı arasındaki oransızlığın tespiti üzerine, rapor tarihi itibarıyla mevcut deliller üzerinden yeniden hesaplama yapıldığı ve yapılan ödemenin de güncellenmiş şekli ile hesaplanan zarardan mahsup edildiği, yaşam süresi ve pay oranlarının doğru bir şekilde alındığı, hesaplamanın, Yargıtay ilke kararlarına uygun olduğu, 06/03/2018 tarihli bilirkişi raporunun, bu haliyle, denetime elverişli, usul ve yasaya uygun, hüküm vermek bakımından yeterli olduğu kabul edilmiştir. Bu yöne ilişkin istinaf itirazlarında isabet bulunmamaktadır. Manevi tazminata ilişkin yapılan değerlendirmede ise caydırıcılık ilkesi, tarafların mali ve sosyal durumu, paranın alım gücü ve hak ve nesafet ilkesi nazara alınarak yapılan değerlendirmede, genç yaşında dul kalan davacı … ve 7 yaşında yetim kalan davacı … için bir ömür boyu sürecek acı ve ızdıraplarının karşılığı olarak takdir edilen manevi tazminat miktarı yüksek değildir. Bu yöne ilişkin istinaf başvurusu da yerinde değildir. Son olarak davalılar aleyhine açılmış bir maddi tazminat davası olmamasına rağmen hüküm fıkrasında maddi tazminat davası bakımından da vekalet ücretinden sorumlu tutulmaları tashihen mahallinde düzeltilebilecek bir husus olup, kararın düzeltilmesi nedeni teşkil etmemektedir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı … ve davalı … Şirketi vekilinin maddi ve manevi tazminat davasına ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Alınması gereken 5.513,34 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.538,67 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 2.974,37 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı … ve davalı … Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, ihtiyari dava arkadaşı konumundaki her bir davacı yönünden objektif dava birleşmesi teşkil eden maddi ve manevi tazminat davalarında hükmedilen miktarlar gözetilerek 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi.02/11/2021