Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/322 E. 2020/95 K. 21.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/322
KARAR NO: 2020/95
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/09/2017
NUMARASI: 2017/4917 Esas – 2017/4930 Karar
(Sigorta Tahkim Komisyonu 08/09/2017 gün 2017/İHK-2680 sayılı kararı)
DAVANIN KONUSU: Kasko Sigortasından Doğan Tazminat
KARAR TARİHİ: 21/01/2020
İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 08/09/2017 gün 2017/İHK-2680 sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Başvuran … vekili dilekçesinde özetle; davalı … tarafından … numaralı kasko poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı araçta 01/12/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde oluşan maddi hasarın davalı … tarafından ödenmediğini belirterek araçta oluşan 58.400,00 TL hasar bedelinin davalı taraftan tanzimine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili dava konusu başvurunun kasko sigortası genel şartlarının A.5.4 ve A.5.6 maddeleri gereği teminat dışı olduğunu savunarak davanın reddine talep etmiştir. Uyuşmazlık hakem heyeti tarafından yapılan tahkikat neticesinde meydana gelen hasarın tayin ve tespitine yönelik belgelerin dosyaya sunulmamış olması nedeniyle başvuranın kaza dolayısıyla uğradığı gerçek zararı ispatlayamadığı ve ayrıca kaza anında aracı kullanan sürücünün belgesinin mevcut olmadığı gerekçesiyle talebin reddine dair verilen karara vaki itiraz üzerine itiraz hakem heyeti tarafından itirazın kabulü ile uyuşmazlık hakem heyeti kararı kaldırılarak 58.000,00 TL hasar tazminatının davalı taraftan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili; sigortalının başvuru dilekçesinden ve oğlunun savcılıkta verdiği ifadesinden anlaşılacağı üzere aracın anahtarını sigortalının birlikte yaşadığı ev arkadaşının, evdeki masanın üzerinden habersizce almak suretiyle ehliyeti de olmadığı halde aracı kullandığı esnada kazaya sebebiyet verdiğini, bu şekilde gerçekleşen rizikonun KSGŞ’nin A.5.4 ve A.5.6 maddeleri gereği teminat dışı kaldığını, genel şartların 5.4. maddesinde sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından aracın kullanılmasının ve ayrıca 5.6. maddesinde sigortalının birlikte yaşadığı kişiler tarafından sigortalı aracın kaçırılması veya çalınması şeklinde meydana gelen zararların teminat dışı kalan haller olarak düzenlendiğini, bu nedenle başvurunun kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere hesaplanan hasar bedelinin fahiş olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartlarının 5.6. maddesi, “Araca, sigortalı veya fiillerinden sorumlu bulunduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından kasten verilen zararlar ile sigortalının fiillerinden sorumlu olduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından sigortalı aracın kaçırılması veya çalınması nedeniyle meydana gelen zararlar” teminat dışındadır. Bu maddeye göre araca sigortalının fiillerinden sorumlu bulunduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişilerin verdiği kasten zararlar ve sigortalının fiillerinden sorumlu bulunan kişiler tarafından aracın kaçırılması veya çalınması sonucunda meydana gelen zararlar sigorta teminatı dışındadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile savcılıktaki ifade tutanaklarından anlaşıldığı üzere sigortalı aracın, araç maliki tarafından üniversitede okuyan oğlu …’in kullanımına bırakıldığı, … ile birlikte aynı evde yaşayan öğrenci arkadaşı …’ın, sigortalı aracın anahtarını, …’den habersiz bir şekilde ve rızası olmaksızın alarak kullanması neticesinde kazanın gerçekleştiği, kaza tarihinde tespit edilmiş bir sürücü belgesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, kazanın, aracın zilyetliği kendisine bırakılan … ile birlikte aynı evde yaşayan … tarafından kaçırılması sırasında meydana gelmiş olması nedeniyle kural olarak riziko teminat dışındadır. Ancak, 6102 sayılı TTK’nın 1423/1. maddesinde “Sigortacı ve acentesi, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, gerekli inceleme süresi de tanınmak şartıyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirir. Ayrıca, poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklar” düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Aydınlatma açıklamasının verilmemesi hâlinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur. Aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıya aittir” düzenlemesine yer verilmiştir. Dosyada mübrez bilgilendirme formunun 5. sayfasında “anahtar kullanılarak araç çalınması” klozu başlıklı kısımda somut olayda olduğu şekliyle gerçekleşen rizikonun da teminat kapsamına alındığı yazılıdır. Davalı … tarafından rizikonun teminat kapsamında olduğu bilgilendirdikten sonra rizikonun, poliçe metnine dahil edilmemiş olması sigortalının yanılması sonucunu doğurur ve bu durum, Bilgilendirme Yönetmeliğinin 7. maddesi uyarınca tazminatı gerektirir. Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyeti tarafından poliçe hükümleri doğrultusunda rizikonun teminat kapsamında kaldığı gerekçesiyle tazminata hükmedilmiş olması doğru değil ise de sözü geçen yönetmelik hükümleri doğrultusunda aynen tazmin sonucunu doğuracak şekilde dairemizce de benimsenen bilirkişi raporunda belirlenen zarar tutarına hükmedilmiş olması sonuç itibarıyla doğru olup davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değildir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, 2-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, istinaf karar ve ilam harcının davalıya İADESİNE, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi. 21/01/2020