Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3217 E. 2022/32 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3217
KARAR NO: 2022/32
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2018
NUMARASI: 2015/1097 (E) 2018/1008 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 12/01/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’in sevk ve idaresindeki, davalı … şirketi nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı, … plakalı araç ile 04/05/2015 tarihinde gerçekleşen tek taraflı kazada, araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 2.000,00 TL sürekli sakatlık tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 22/06/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle talep miktarını 225.885,48 TL’ye arttırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müterafik kusur ve hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulüne, 225.885,48 TL maddi tazminatın 2.000,00 TL’sinin dava tarihi olan 18/11/2015 tarihinden, 223.885,48 TL’sinin ıslah tarihi olan 22/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; uyuşmazlık haksız eylemden kaynaklandığından tüm tazminata dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken, bir kısmına dava tarihinden bir kısmına ise ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 1.500,00 TL gider avansı yatırmalarına rağmen mahkemece sadece 1.184,65 TL’ye hükmedildiğini, davacı tarafından yatırılan ıslah harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken bu konu ile ilgili hüküm kurulmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu olayda işleten-davacı arasındaki ilişkisi bakımından hatır taşıması bulunduğunu ayrıca davacının müterafik kusuru olduğunu, mahkemece müterafik kusur ve hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 04/05/2015 tarihinde, dava dışı …’in sürücüsü ve davalı … şirketinin ZMM sigortacısı olduğu … plakalı otomobilin tek taraflı ve araç sürücüsünün %100 kusuru ile gerçekleşen kaza neticesinde, araçta yolcu olarak bulunan, davacının yaralandığı, davacının bu yaralanmasının, mahkemece alınan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin 29.12.2017 tarihli Adli Sağlık Kurulu raporuna göre davacının meslekte kazanma gücü kaybının %36,2 oranında, iyileşme süresinin 9 ay olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi;Dosya kapsamında davacının kaza anında emniyet kemeri takmadığına ilişkin delil bulunmadığından müterafik kusur indirimi yapılmamasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.Dava dosyasına getirtilen İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/50356 soruşturma numaralı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile ekindeki soruşturma belgelerinin incelenmesinde; davacı ile davacının yolcu olarak bulunduğu aracın sürücüsünün arkadaş olup olay tarihinde kaza yapan araçta hatır için taşındığının davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmemiştir. -Davacı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; TBK’nın “Borçlunun temerrüdü” başlıklı 117. maddesine göre, haksız fiil teşkil eden eylemlerde, zarar, haksız fiilin işlendiği tarihte gerçekleşeceğinden (ıslah ile artırılan kısım dahil olmak üzere) temerrüt hali eylemin işlendiği tarihte gerçekleşir. Haksız fiilden kaynaklanan zarardan kanunen sorumlu olan kişiler de, zararın tamamı için kanunda temerrüt tarihi bakımından ayrık hüküm varsa o hükümde belirtilen tarihten itibaren temerrüde düşerler. Ancak alacağın bir bölümü veya tamamı için talep edilen faiz başlangıç tarihi temerrüt halinin gerçekleştiği tarihten sonraki bir tarih ise o tarihten itibaren; yalnızca faiz talep edilmiş ise dava tarihinden; faiz talep edilmemişse karar tarihinden itibaren faize hükmolunacaktır. (Islah edilen kısıma ilişkin olarak da faiz başlangıç tarihinin haksız fiil tarihi olduğuna dair Yargıtay 17 HD. 2015/9265 Esas, 2018/3446 Karar sayılı kararı; Yargıtay 1 HD. 2013/10600 Esas, 2013/15512 Karar sayılı kararı ve benzer nitelikteki diğer içtihatları) 2918 sayılı KTK’nın 99. ve ZMSS Genel Şartları’nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 işgünü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda tazminatın ödenmemesi halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Somut olayda dava ve ıslah dilekçesinde zararın tamamı için kaza tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulmuş olduğuna ve davadan önce davalı … şirketine, yukarıda değinilen düzenleme doğrultusunda başvuru yapılmadığına göre, zararın tamamı için dava tarihinden itibaren temerrüt hali gerçekleşmiştir. Bu durumda, ıslah ile artırılan tazminat miktarı bakımından da dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmadığından, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf iddia ve itirazı yerinde görülmüştür. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesine rağmen davacı tarafça 22/06/2018 tarihinde yatırılan 764,69 TL ıslah harcına hükümde hiç yer verilmediği anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı da yerinde görülmüştür.Davacı tarafından dosyaya 1.350 TL gider avansı yatırılmış olup kullanılan 1.184,65 TL’nin davalıdan tahsiline, bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine,B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi kararının, HMK’nin 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-Davanın kabulü ile 225.885,48 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 18/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 15.430,24 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL ile 764,69 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 14.636,35 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından sarfedilen 29,20 TL peşin harç, 29,20 TL başvurma harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 184,65 TL davetiye posta gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.247,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından yatırılan 764,69 TL ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT uyarınca hesaplanan 19.503,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatıran tarafa iadesine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 15.430,24 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.910,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.520,24 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf kanun yolu aşamasında davacı tarafından sarf edilen 98,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile 28,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 126,10 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsil alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nin 361’inci maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/01/2022