Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3209 E. 2021/1794 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3209
KARAR NO: 2021/1794
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2018
NUMARASI: 2016/950 (E) 2018/872 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/11/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacıya ait … plakalı dorsenin, davalı tarafından kasko sigortasıyla teminat altına alındığını, ne var ki, 21/07/2015 ve 15/12/2015 tarihlerinde dorsede meydana gelen hasar tutarlarının karşılanmadığını belirterek 21/07/2015 tarihinde meydana gelen hasara ait KDV hariç 5.650,00 TL ve 15/12/2015 tarihinde meydana gelen hasara ait KDV hariç 13.600,00 TL olmak üzere cem’an 19.250,00 TL hasar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, araçta meydana gelen dingil çatlaması/kırılmasına ilişkin hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu, sonraki tarihli rizikonun ise istiap haddinin aşılması nedeniyle teminat dışı kaldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, 21/07/2015 tarihli hasar yönünden açılan davanın rizikonun teminat kapsamında olmaması nedeniyle reddine, 15/12/2015 tarihli hasar yönünden ise açılan davanın kabulü ile 13.600,00 TL bedelin 03/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından 21/07/2015 tarihli hasarın poliçe teminatı dışında olduğunun kabulünün mümkün olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Karara karşı davalı vekili tarafından 15/12/2015 tarihli hasarın, istiap haddinin aşılması nedeniyle teminat dışı kaldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında kasko sözleşmesinin geçerliliği ile rizikoların, sigorta sözleşmesi yürürlük süresi içerisinde ve ihbar edilen şekilde gerçekleştiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; Mal sigortaları türünden olan kasko sigortasının teminat kapsamını belirleyen KSGŞ A/1 maddesine göre; gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar oluşan maddi zararların bütünü sigortanın teminatı kapsamındadır. Somut olayda, sigorta sözleşmesine konu olan dorsedeki hasarın, bozuk engebeli yoldaki çukura dingilinin düşerek kırılması neticesi meydana gelmiştir. Aracın dingilinde meydana gelen hasarın tazmini talep edildiğine göre, aracın yoldaki çukura düşmesi neticesi meydana gelen işbu hasarın, az yukarıda açıklanan sigorta konusu kapsamında kaldığı hususunda tereddüt bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince bu talep yönünden verilen ret kararı doğru olmamıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca kabulü gerekmektedir. 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; 15/12/2015 tarihinde meydana gelen hasar, 34 LNM 82 plakalı dorsenin mevcut yükünü boşaltması esnasında malzemenin düzgün akmaması sonucu devrilmesi neticesi gerçekleşmiştir. Araçların Yüklenmesine İlişkin Ölçü ve Usuller İle Tartı ve Boyut Ölçüm Toleransları Hakkında Yönetmelikte, azami ağırlık tanımının, aracın güvenle taşıyabileceği azami yükle birlikte ağırlığını ifade ettiği açıklanmış, 7. maddesinde ise tartı toleransının en çok [(aracın azami ağırlığının % 3,75’i) + 500] kilogram olarak kabul edileceği ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 65 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinde belirtilen fazla yükleme oranları hesabında; aracın azami ağırlığı ile birinci fıkrada belirlenen tartı toleransının toplamının esas alınacağı düzenlenmiştir. İşbu yasal düzenlemeler uyarınca aracın güvenle taşıyabileceği yükleme hesabında, aracın azami ağırlığı ile tartı toleransının toplamının esas alınması gerektiği kabul edildiğine ve aracın bu oranda yük taşımasına yasal olarak cevaz verildiğine göre istiap haddinin bu kapsamda değerlendirilmiş olması yasaya aykırılık teşkil etmemektedir. İstiap haddi hesabında salt aracın ruhsatında yazılı azami ağırlığın esas alınması gerektiği savunması yasaya uygun düşmemektedir. Bu durumda, bilirkişi raporunda yapılan hesaba göre istiap haddinin aşılmadığı, giderek davalı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı görülmektedir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; A)1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 929,01 TL istinaf karar harcından peşin alınan 267,90 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 661,11 TL istinaf karar harcının istinafa başvuran davalı taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, B)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2. maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararı bütünüyle kaldırılmak suretiyle düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla, davanın kabulü ile, a)15/12/2015 tarihli hasar yönünden 13.600,00 TL’nin 03/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, b)21/07/2015 tarihli hasar yönünden 5.650,00 TL’nin 30/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Karar tarihinde alınması gerekli 1.314,96 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 328,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 986,21 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.328,40 TL yargılama gideri ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 328,75 TL harç gideri toplamı 1.657,15 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine, 5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli AAÜT’deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı tarafından yapılan vekalet ücreti dahil yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 7-Kullanılmayan gider avansının bulunması halinde karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, İstinaf yargılama giderleri bakımından: 8-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 9-Davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı ile 45,50 TL posta giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 11-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (19.250,00 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 30/11/2021