Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/320 E. 2019/724 K. 16.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO : 2019/320
KARAR NO: 2019/724
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/10/2017
NUMARASI : 2017/5629 Esas – 2017/5640 Karar
DAVANIN KONUSU: Hasar Tazminatı
KARAR TARİHİ: 16/12/2019
İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda yazılı değişik iş karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 06/10/2017 gün 2017/İHK-3854 sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Başvuran … Limited Şirketi vekili dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi tarafından kasko poliçesiyle teminat altına alınan … plaka sayılı aracın kiralayan firma tarafından müvekkiline teslim edilmemek suretiyle gerçekleşen çalınma hadisesi neticesinde ortaya çıkan zararın sigorta şirketi tarafından karşılanmadığını belirterek 123.750 TL hasar bedelinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından yapılan tahkikat neticesinde; taraflar arasında akdedilen sigorta sözleşmesine ilişkin poliçenin muafiyet bilgileri bölümünde yazılı operasyonel kiralık klozunda öngörülen muafiyet uygulaması nedeniyle sigorta şirketinin hasar bedelinin %20’si oranında sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle başvurunun kısmen kabulü ile 33.000 TL hasar bedelinin davalı taraftan tahsiline dair verilen karara davacı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; poliçede yazılı operasyonel kiralık klozuna ilişkin sigorta şirketi tarafından herhangi bir bilgilendirmenin yapılmadığını, poliçenin davalı şirket tarafından düzenlendiğini, müvekkili şirketin uzun dönem araç kiralaması yapan bir şirket olduğunu, en az 1 yıl şartının müvekkili şirket tarafından bilinmediğini, bahsi geçen aracın da şahsen 6 ay süre ile kiralandığını, araç 1 hafta gibi kısa nitelikte sayılabilecek süreyle kiralanmış gibi işlem yapılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından kasko poliçesinde teminat dışı bırakılan özel şartlarla ilgili olarak davacının bilgilendirildiğine ilişkin davacının imzasını içeren poliçe aslının veya bilgilendirme formunun mevcut olmadığını, araç kiralama sözleşmesinin noter kanalıyla yapılmamasının da bir eksiklik teşkil etmediğini, poliçe metninin de yanıltıcı ve içerik itibarıyla gabinle malul olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan başvuru, kasko sigortasından doğan tazminat istemine ilişkindir. TTK’nın 1423/2. maddesi: “aydınlatma açıklamasının verilmemesi halinde sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına 14 gün içerisinde itiraz etmemişse sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış sayılır” hükmünü; Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.6. Muafiyetler başlıklı maddesi: “Sigorta poliçesinde, tespit olunan bir miktara veya hasar ile sigorta bedelinin belli bir oranına kadar olan zararın sigortacı tarafından tazmin edilmeyeceği kararlaştırılabilir. Bu şekilde belirlenen muafiyetler en az 14 punto büyüklüğünde harflerle poliçeye yazılır.”hükmünü; aynı genel şartların A.7. Sigorta Teminatına İlişkin Özel Belirlemeler başlıklı maddesi: “Sigorta poliçesi, sigorta konusu aracın belirli günlerde, belli mesafeler altında veya belli kişiler tarafından kullanılması ve benzeri durumlarda oluşacak zararları kapsayacak şekilde düzenlenebilir. Bu madde uyarınca sigorta teminatına ilişkin olarak yapılan belirlemeler en az 14 punto büyüklüğünde harflerle poliçeye yazılır.” yine genel şartların C.11. Özel Şartlar başlıklı maddesi: “bu genel şartlara, sigortalı aleyhine olmamak üzere özel şart konulabilir. Sigortalıya özel şartlar ile sağlanan hasarsızlık indirimi ve diğer menfaatler tâbi olduğu şartlara poliçede yer verilir.” hükmünü içermektedir. Ayrıca sözü geçen genel şartların A.5 maddesinde teminat dışı kalan haller sınırlı olarak sayılmıştır.Diğer taraftan TTK’nın 1282. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1281.maddesi hükmü uyarınca da kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir.Somut olayda, araç kiralama işiyle iştigal eden davacı şirket ile davalı sigorta şirketi arasında akdedilen sigorta poliçesinin muafiyet bilgileri başlıklı bölümde yer alan (14 punto ile yazılı) Operasyonel Kiralık Klozu başlıklı maddesine göre teminatın, aracın kullanım şeklinin operasyonel uzun süreli kiralık olduğu beyanına istinaden verildiği, sigortalı aracın hiçbir şekilde kiralık araç olarak kullanılamayacağı, operasyonel uzun süreli kiralık kullanım şeklinin en az 1 yıllık süre ile kiralanan araçları kapsayacağı, kısa süreli araç kiralama hizmetlerinde kullanıldığının tespiti durumunda hasarın %80’i sigortalı tarafından karşılanmak üzere muafiyet uygulanacağı anlaşılmaktadır. Sigorta sözleşmesine konu aracın davacı şirket tarafından … şirketine 15/07/2015 tarihli Kısa Dönem Kiralama Sözleşmesi başlıklı sözleşme ile 6 ay süre ile kiralandığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki asıl uyuşmazlık, sözü geçen kullanım şekli klozunun taraflar arasında bağlayıcı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. TTK’nın 1423/2. maddesi uyarınca, aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilmemiş olsa dahi araç kiralama işiyle iştigal eden davacı şirketin, sigorta sözleşmesindeki kullanım şekli klozuna 14 günlük süre içerisinde itiraz etmemiş olması nedeniyle bu sözleşme hükmü taraflar arasında bağlayıcı hale gelmiştir. Diğer yandan, poliçede kararlaştırılan sözü geçen kullanım şekline ilişkin kloz, ne kanuna ne de yukarıda alıntılanan kasko sigortası genel şartlarının muafiyet ve sigorta teminatına ilişkin özel haller başlıklı maddelerine aykırılık teşkil etmektedir. O halde, bir yıldan daha az bir süre ile kısa dönem kiralama sözleşmesiyle kiralanan aracın çalınması nedeniyle gerçekleşen rizikoya ilişkin sözü geçen poliçe klozu doğrultusunda muafiyet uygulaması yapılarak taraflar arasında ihtilaflı olmayan hasar bedelinin %20’sine hükmedilerek sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilmesinde ve bakiye hasar bedelinin sigortalı üzerinde bırakılmasında isabetsizlik yoktur. Bu durumda toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı tarafın yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,2-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafça yatırılan istinaf karar ve ilam harcının İADESİNE,3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,5-Duruşma açılmadığından ötürü vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, gerekçeli kararın taraflara/ vekillerine tebliğinden itibaren Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere iki hafta içerisinde Dairemize yahut Dairemize gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile Yargıtay yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.16/12/2019