Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3189 E. 2021/1931 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3189
KARAR NO: 2021/1931
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2018
NUMARASI: 2016/1177 (E) 2018/494 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın müvekkili şirket tarafından kasko sigortasıyla teminat altına alınmış olan … plakalı araca çarpması neticesinde sigortalı araçta oluşan hasarın dava dışı sigortalıya ödenerek haklarına halef olunduğunu belirterek hasar bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalılar … ve … davaya cevap vermemişlerdir. Diğer davalı sigorta şirketi cevabında, müvekkil şirket tarafından düzenlenen poliçenin, kaza saatinden sonraya ilişkin olması nedeniyle, kaza saati itibarıyla aracın trafik sigortacısı olmadıklarını savunarak davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulü ile 4.100,00 TL maddi tazminatın 17/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davalı … Sigorta Şirketi vekili kaza tespit tutanağında kaza saatinin belli olduğunu, müvekkil şirket tarafından düzenlenen poliçedeki sistem saatinin ise kaza saatinden sonraki bir tarih olduğunu, dolayısıyla kazadan mütevellit trafik sigortacısı olarak bir sorumlulukları bulunmamasına rağmen haklarında verilen kabul kararının doğru olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, sigorta şirketi tarafından kasko sigortasına dayalı olarak sigortalıya ödenen hasar bedelinin, halefiyete istinaden araç sürücüsü işleteni olan davalılar ile trafik sigortacısı olduğu iddia edilen davalı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir. İstinafa konu uyuşmazlık davalı sigorta şirketi nezdinde kaza saatini kapsayan trafik sigorta poliçesi bulunup bulunmadığı, giderek davalı sigorta şirketinin trafik poliçesinden kaynaklı sorumluluğunun olup olmadığı noktasından kaynaklanmaktadır. Dosyada mübrez kaza tespit tutanağında kaza tarih ve saati 21/10/2015 tarih, 12:45 saati olarak belirtilmiştir. … plaka sayılı aracın sicil bilgilerinden kaza günü itibarıyla kaza öncesinde satış suretiyle el değiştirdiği, bu nedenle aracı satan bakımından geçerli olan dava dışı … Sigorta AŞ nezdinde bulunan trafik poliçesinin iptal edildiği, satın alan davalı … tarafından ise aracın trafik sigortası yapılmak suretiyle davalı sigorta şirketi nezdinde poliçe düzenlendiği, davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçede sistem saati bulunmakta ise de, poliçe ön sayfasında başlangıç saatinin yazılı olmadığı, kazanın, 12:45 ile 13:00 saatleri arasında meydana geldiği, davalı tarafın dayandığı poliçe üzerindeki sistem saatinin ise 13:00 olduğu, … Sigorta AŞ tarafından sisteme girülen iptal saatinin ise 12:45:15 saati olduğu görülmektedir. ZMMS Genel Şartlarının A.7 maddesinde “Sigorta, poliçede başlama ve sona erme tarihleri olarak yazılan günlerde, aksi kararlaştırılmadıkça, Türkiye saati ile öğleyin saat 12.00’de başlar ve öğleyin saat 12.00’de sona erer.” düzenlemesi bulunmaktadır. Somut olayda, davalı tarafından düzenlenen poliçede başlangıç saatinin bulunmadığı ve sistem saatinin de başlangıç saati olarak kabul edilemeyeceği karşısında davalı tarafından verilen teminatın, kaza öncesinde saat 12:00 itibarıyla başladığının kabulü gerekir. Bu durumda usul ve yasaya uygun bulunan karara yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1 maddesi hükmü uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Alınması gereken 280,07 TL istinaf karar harcından peşin alınan 71,00 TL harcın mahsubundan sonra bakiye 209,07 istinaf karar harcının istinafa başvuran taraftan tahsil edilerek Hazineye irat kaydına, 3-İstinafa başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda dava değeri (4.100,00 TL) göz önünde bulundurulmak sureti ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 15/12/2021