Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3171 E. 2021/1439 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3171
KARAR NO: 2021/1439
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2018
NUMARASI: 2017/878 (E) 2018/576 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 19/10/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla; re’sen dikkate alınabilecek hususlar ayrık olmak üzere istinaf talep ve gerekçeleri ile tarafların ilk derece mahkemesinde ileri sürdükleri iddia ve savunmalar esas alınmak sureti ile dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı sigorta şirketi tarafından trafik sigortasıyla teminat altına alınan dava dışı …’ya ait … plaka sayılı aracın 16/07/2016 tarihinde karışmış olduğu trafik kazası nedeniyle araçta oluşan değer kaybına ilişkin alacağı temlik aldıklarını belirterek şimdilik 300,00 TL değer kaybı bedeli ile 354,00 TL ekspertiz ücretinin kaza tarihinden veya ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirmede, yapılan temlik işleminin geçersiz olması nedeniyle davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından alacağın temliki sözleşmesinin geçersiz olduğuna ilişkin mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığı iddiasıyla istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava, temlik alınan değer kaybı alacağı istemine ilişkindir. Davacı taraf, davalı tarafa sigortalı bulunan aracın karışmış olduğu trafik kazasından kaynaklı değer kaybı alacağını, 11/09/2017 tarihli temlik sözleşmesi kapsamında temellük ettiği iddiasıyla eldeki davayı açmıştır. TBK’nın 183/1. maddesinde, kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklının borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebileceği düzenlenmiştir. Dava tarihindeki mevzuat dahilinde araç değer kaybı alacağının temlikine ilişkin yasaklayıcı bir hüküm bulunmamaktadır. Değer kaybı alacağının temliki işleminin, sigortacılık faaliyeti kapsamında olduğuna ilişkin kabul şeklinde de isabet bulunmamaktadır. Kanunda açık hüküm var iken TMK’nın 1. maddesinde öngörülen hakime tanınan kural koyma yetkisine başvurulamaz. Hakim olması gereken hukuka göre değil, mer’i mevzuata göre karar vermekle yükümlüdür. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu uyarınca sigortacılık yapan kurum veya kuruluşlardan ya da hesaptan talep edilecek tazminat alacağının, sadece hak sahibine veya avukatına ödeneceğine ve hiç kimseye devredilemeyeceğine ilişkin 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun ek 6’ncı maddesinin, dava açıldıktan sonra, 28/07/2020 gün ve 31199 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması karşısında somut uyuşmazlıkta uygulama olanağı bulunmamaktadır. O halde, geçerli bir temlik sözleşmesine dayalı olarak eldeki davayı açan davacının aktif husumet ehliyeti olduğu kabul edilerek davanın esasına girilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile, 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/4 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin kabulüne, 2-İlk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 4-Peşin alınan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 19/10/2021