Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3134 E. 2021/1973 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3134
KARAR NO: 2021/1973
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2018
NUMARASI: 2014/1372 (E) – 2018/764 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne, 11.097,06 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 12.739,84 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 23.836,90 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmolunmuştur. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; kusur raporu alınmaksızın davacının müterafik kusuru değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, diğer taraftan hükmolunan tazminattan hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğinin göz ardı edildiğini, Yargıtay 17’nci Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamaları uyarınca müterafik kusur için %20, hatır taşıması için de %20 oranında olmak üzere toplam %40 oranında tazminattan indirim yapılması gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı yapılan incelemede: Mağdurun, makul bir insandan beklenen davranışta bulunmayarak zararın meydana gelmesinde veya artmasında etkili olmasına birlikte kusur denilmektedir. (Prof. Dr. M.Kemal Oğuzman, Prof. Dr. M. Turgut Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler Genişletilmiş 11’inci bası, 2’nci cilt, sayfa 120) Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan birlikte (müterafik) kusur 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 52’nci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hâkim tazminat miktarını hafifletebilir. Birlikte kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin birlikte kusurunun tespiti halinde 6098 sayılı TBK’nin 52’nci maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Dava dosyasına eklenen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/140525 sayılı soruşturma belgelerinin incelenmesinde davalıya ZMSS poliçesiyle sigortalı … plakalı minibüsün seyir halinde bulunduğu … üzerinde dava dışı sürücü …’ın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle bariyere çarparak devrildiği, bu sırada ön koltukta oturan davacının Adli Tıp 3’üncü İhtisas Kurulunun raporuna göre sol femur subtrokanterik bölgede fraktür hattına neden olacak biçimde yaralandığı anlaşılmaktadır. Somut olayda kolluk tarafından düzenlenen Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağı içeriğinde kazada yaralanan adı geçen davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığına ilişkin bölümüne “belirsiz” ibaresi konulmuştur. Bu haliyle davacının birlikte kusuru kanıtlanmadığından, birlikte kusur nedeniyle hükmolunan tazminattan indirim yapılmamasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Herhangi bir çıkar karşılığı olmayan hatır taşıması nedeniyle 6098 sayılı TBK’nin 51’inci maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de indirim yaptığı takdirde indirim oranını objektif ölçüler içinde takdir etmek zorundadır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Yakın aile bireylerinde olduğu gibi maddi ve manevi menfaattin bulunduğu akrabalar arasındaki ücretsiz taşıma ahlaki bir ödev niteliğinde olduğundan, belirlenen tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılamaz. Dava dosyasına eklenen soruşturma belgelerinin incelenmesinde yukarıda ilkeleri açıklanan biçimde hatır taşımasına ilişkin kanıt bulunmadığı gibi davalı … Sigorta AŞ eldeki dava bakımından hatır taşımasını da kanıtlayamamıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin hükmüne yönelik istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1’inci maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.628,30 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 407,10 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye ‭1.221,20 TL karar ve ilam harcının davalı … Sigorta AŞ’den tahsiliyle hazineye gelir kaydına, 3-Davalı … Sigorta AŞ’nin istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama gideri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/12/2021