Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3127 E. 2021/1716 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3127
KARAR NO: 2021/1716
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2018
NUMARASI: 2018/209 Esas – 2018/776 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin trafik kazası nedeniyle doğan maddi zararın tazmini talebi olduğu, davacı tarafça davalıların malik ve sigortacısı olduğu aracın oto korkuluklarına zarar verdiğinden bahisle tazmininin talep edildiği davalı tarafça öncelikle davanın zamanaşımına uğradığından bahisle davanın reddine, kabul görmediği takdirde de esastan reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 109/1.maddesinde “motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine dair talepler zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar” düzenlemesine yer verilmiştir. Eldeki davamız bakımından da; kazanın 24/12/2013 tarihinde meydana geldiği, bununla birlikte zarar gören davacının zarar miktarını 03/02/2014 tarihinde düzenlenen tutanak ile öğrendiği, dava dilekçesinde de bildirdiği üzere 05/02/2014 ve 11/04/2014 tarihlerinde zarar yükümlülerinden sigorta şirketine başvurduğu, 2918 sayılı KTK’nın 109/1.maddesinde öngörülen zamanaşımı süresinin zararın öğrenildiği tarih dikkate alındığında 03/02/2016 tarihinde sona erdiği, ancak eldeki davanın 2 yıllık süre dolduktan sonra açıldığı, bu hali ile davalıların zamanaşımı itirazlarının yerinde olduğu anlaşılmakla davanın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili İstinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kurum müşavirliğinden avukata havale tarihi 03/03/2017 olduğundan, 2 yıllık zamanaşımı süresinin, avukata havale tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğini, bu nedenle kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından; 24/12/2013 tarihinde, davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMSS sigortacısı ve davalı …’in sürücüsü olduğu … plakalı aracın, davacının bakım ve onarımından sorumlu olduğu oto korkuluklarına çarpması nedeniyle meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde, oto korkuluklarının zarar gördüğü, davacı tarafça 16/03/2017 tarihinde açılan işbu davada, maddi zararın davalılardan talep edildiği; davalıların yasal cevap süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulundukları ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde yukarıda belirtildiği şekilde, zamanaşımından dolayı davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 2918 sayıl Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/1. maddesine göre; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine dair taleplerin, zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten başlayarak 2 yıl içerisinde zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; yukarıda da belirtildiği üzere kaza 24/12/2013 tarihinde gerçekleşmiş, bir başka deyişle davacı taraf, zarar ve zarar yükümlüsünü 24/12/2013 tarihinde öğrenmiştir. İşbu dava ise; 2 yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra 16/03/2017 tarihinde açılmıştır. Bu durumda, Mahkemece zamanaşımından dolayı davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlarında isabet bulunmamaktadır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye verilmesine, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.16/11/2021