Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3120 E. 2021/1930 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3120
KARAR NO: 2021/1930
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/03/2018
NUMARASI: 2014/2131 (E) 2018/251 (K)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
Taraflar arasında görülen davada verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı oldukları … plaka sayılı araç ile müvekkiline ait bulunan … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazasında, müvekkilinin ağır bir şekilde yaralanarak malul kaldığını belirterek şimdilik araç hasar bedeli için 3.000,00 TL, mahrum kalınan kazanç kaybı için 3.000,00 TL, sürekli iş göremezlik (maluliyet) zararı için 3.000,00 TL; manevi zararlar için 60.000,00 TL tazminat olmak üzere toplam 69.000,00 TL tazminatın davalılar …, … Ltd. Şti ve … Sigorta AŞ’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilin geçmiş ve gelecekteki tedavi ve bakım giderleri için şimdilik 3.000,00 TL maddi tazminatının ise davalılardan Sosyal Güvenlik Kurumu ve …den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı … şirketi vekili cevabında, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun kanıtlanması gerektiğini, araçta meydana gelen hasarın müvekkili şirket tarafından karşılanarak ödeme yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı SGK vekili cevabında, tedavi giderlerinin SUT hükümleri doğrultusunda müvekkil kurumca karşılandığını, diğer taleplerden sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Şirketi vekili cevabında, dava konusu aracın uzun dönem kiraya verilmesi sebebiyle işleten sıfatlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili cevabında, davacının gelir kaybını kabul etmediklerini, isnat edilen kusur oranının doğru olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulü ile geçici ve sürekli iş göremezlik zararından oluşan 166.459,07 TL maddi tazminatın, sigorta şirketi limitle sorumlu olacak şekilde, kararda belirtilen faiz başlangıç tarihlerinden itibaren müteselsil sorumluluk hükümlerine göre davalılardan tahsiline; araçta oluşan hasarın tazminine ilişkin davanın konusuz kalması nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına; tedavi bakım giderleri yönünden feragat nedeniyle reddine; manevi tazminat davasının ise kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi haricinde kalan davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili, manevi tazminatın az takdir edildiği gerekçesiyle katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalı … Şirketi vekili, mahkemenin yetkili olmadığını, müvekkili şirketin uzun süreli olacak şekilde dava dışı bir şirkete kiralandığını, işleten sıfatlarının bulunmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Karara karşı davalı … vekili, yetkili mahkemenin Antalya mahkemeleri olduğunu, ceza yargılamasında yapılan tahkikatın yeterli olmadığını, araçların hangisinin kırmızı araçta geçtiği hususu tespit edilmeden karar verildiğini, mahallinde keşif yapılarak bir başka heyetten kusur raporu alınmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin, kendisine yeşil ışık yanarken geçtiğini, asli kusurlu olan tarafın davacı taraf olduğunu, ceza yargılamasında hangi tarafın yeşil ışıkta geçtiği hususunun açıklığa kavuşturulmadığını, olay yerine ilişkin görüntü kayıtlarından hangi tarafın kırmızı ışıkta geçtiği hususu belli olmamasına rağmen müvekkil …’un kırmızı ışıkta geçerek tam kusurlu olduğu yönünde tanzim edilen raporun hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı taraf davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde dava açmak hakkına sahiptir(HMK 7. md.)Davalılardan … Sigorta AŞ’nin muamele merkezi İstanbul olduğuna göre tarafların yetkisizlik itirazı yerinde değildir. Antalya 9. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28/03/2016 tarih, 2014/907 Esas – 2016/396 Karar sayılı karar ile davalılardan …’un alkollü bir şekilde sebebiyet verdiği trafik kazası nedeniyle cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyizi sonrasında Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2019/10821 Esas – 2021/6844 Karar sayılı kararı ile uzlaşma işlemi yapılmadan dava açılmasının doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulduğu, dolayısıyla hüküm ve istinaf aşamasında davalı araç sürücüsü hakkında verilen kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığı, giderek ceza mahkemesinde kesinleşen maddi vakıa bulunmadığına göre davaya konu uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için öncelikle taraflardan hangisinin kırmızı ışıkta geçtiği hususunun açıklığa kavuşturulması gerektiği, mahkeme gerekçesinde ise kusurun tamamının davalı araç sürücüsünde olduğu kabul edilmiş ise de; bunun gerekçesinin açıklanmadığı, ceza dosyası kapsamında dinlenen tanıklar ve sair delil durumuna ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı, bilirkişi raporunun, kararda tekrar edilmesinin delillerin değerlendirilmiş olması anlamına gelmediği, bu durumun, HMK 353/1-6. Maddesi uyarınca kararın kaldırılması nedeni teşkil ettiği görülmektedir. Davalı … Ltd. Şti. vekilinin işleten sıfatının olmadığına yönelik istinaf itirazının incelenmesinde ise, adi yazılı nitelikte düzenlenmiş olan 10/02/2014 tarihli kira sözleşmesinde, kiracı olarak gözüken şirketin 09/06/2014 tarihinde alınan unvan değişikliğinden sonraki şirket ünvanın yazılı olduğu görülmektedir.Bu husus, kararın gerekçesinde de belirtildiği üzere kira sözleşmesinin, kaza tarihinden sonra yapıldığına dair karine teşkil etmekte ise de; davalı tarafa, bunun aksinin ispatına dair bir imkan tanınmadan, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle karar verilmiş olması doğru olmamıştır. HMK 353/1-a/6. maddesinde esasa etkili nitelikte bulunan delillerin değerlendirilmemiş olması hali kararın kaldırılması nedeni olarak düzenlenmiştir. O halde, kusur durumuna ilişkin mevcut delillerin değerlendirilmesi, işleten sıfatının bulunup bulunmadığı yönünden ise davalı şirket ve kiracının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulup tutulmadığı belirlendikten sonra bunlar üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesi ve buna dair düzenlendiği savunulan faturaların, süresi içerisinde ticari defterlere işlenip işlenmediği, kira sözleşmesi ile buna ilişkin düzenlenen fatura ve kira bedellerinin maliye ve vergi dairelerine, kira başlangıç tarihinden sonra süresi içerisinde bildirilip bildirilmediği, kira bedellerinin ödenip ödenmediği, ödenmiş ise kim tarafından ve ne şekilde ve ne zaman ödendiği, kira sözleşmesinin, cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, ezcümle davalı … Şirketinin kaza tarihinden önce olacak şekilde uzun süreli kira sözleşmesi uyarınca işleten sıfatını yitirip yitirmediği belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi amacıyla kararın kaldırılmasına, dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Davalı … Şirketi ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulüne, 2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 4-Davalı … şirketi tarafından maddi tazminat davası istinaf edilmemiş olmakla; adı geçen davalı bakımından gerçekleşen kısmi kesinleşme hali uyarınca infazda tereddüt olmaması amacıyla bu davalı bakımından kesinleşen hükmün yeniden verilecek kararda tekrar edilmesi gerekiğinin gözetilmesine, 5-Davacı vekilinin manevi tazminat davasına yönelik istinaf başvurusu hakkında kararın kaldırılması nedenine göre bu aşamada inceleme yapılmasına yer olmadığına, 6-Peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istinaf kanun yoluna başvurana iadesine, 7-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair, 6100 sayılı HMK’nun 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden kesin olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi.15/12/2021