Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3106 E. 2021/939 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3106
KARAR NO: 2021/939
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2018
NUMARASI: 2014/227 Esas – 2018/557 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık, çoklu maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı, aracın hasarsızlık indiriminden yararlanamaması nedeniyle oluşan zarar ve ikame araç bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacının davasının … ve … Sigorta A.Ş. yönünden reddine, davacının ikame araç bedeli yönünden kısmen kabulü ile 2.250 TLnin kaza tarihi olan 17/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, (davalı … Sigorta A.Ş.’nin 138,00 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla,) davacının değer kaybı talebi yönünden 24.750,00 TL’nin 03/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, (davalı … AŞ.’nin 138,00 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) davacının hasarsızlık indiriminden yararlanılamayacağından araç sigorta bedeli davasının reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazadan sonra müvekkiline ait aracın 50 gün serviste kaldığını, buna rağmen ikame araç bedelinin 15 günlük ve günlük olarak da 150,00 TL kabul edilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen değer kaybı tazminatının çok düşük ve gerçeğe aykırı olduğunu, savcılık aşamasındaki kusur raporunun dikkate alınmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporu ile davalı … Sigorta AŞ.’nin değer kaybı zararından haberdar olmasına rağmen … Sigorta AŞ.’ye ödeme yapmasının iyiniyetli olmadığının tespit edildiğini, Yerel Mahkemece … Sigorta AŞ.’nin iyiniyetli olarak kabul edilmesinin ve zararın sadece poliçe limitinin bakiye kısmından sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, 17/10/2012 tarihinde, davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı ve davalı …’in sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davalı … Sigorta AŞ.’nin ZMS sigortacısı ve davalı …’in sürücüsü olduğu … plakalı aracın karıştığı kaza nedeniyle, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, sonrasında davacıya ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına neden olduğu; işbu davada davacı tarafça, değer kaybı tazminatı, aracın hasarsızlık indiriminden yararlanamayacağı gerekçesi ile oluşacak zarar ve ikame araç bedelinin talep edildiği ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince karara dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 06/02/2015 tarihli raporunda; trafik kazasının meydana gelmesinde … plakalı aracın sürücüsü …’in asli kusurlu olduğu, … plakalı aracın sürücüsü …, … plakalı aracın sürücüsü … ve … plakalı aracın sürücüsü …’nın kusursuz oldukları mütalaa edilmiştir. Yine Mahkemece karara dayanak yapılan 11/04/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, davacıya ait … plakalı araçta kaza sebebiyle meydana gelen değer kaybı zararının 24.750,00 TL ve ikame araç bedelinin 2.250,00 TL olduğu, her iki zarar miktarından … plakalı aracın maliki ve sürücüsü …’in kaza tarihi olan 17/10/2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya karşı sorumluluğunun bulunduğu; … plakalı aracın ZMSS poliçesini düzenleyen … Sigorta AŞ.’nin kaza tarihi itibariyle poliçe azami limitinin araç başına 22.500,00 TL olduğu, davacı aracının hasarına ilişkin olarak … Sigorta AŞ.’ye rücuen ödediğini bildirdiği 22.362,00 TL’lik ödemeyi belgelemesinin gerektiği, ödemenin belgelenmesi halinde bakiye 138,00 TL değer kaybı zararından 03/07/2013 temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte sorumlu olacağı, … plakalı aracın sürücüsü davalı …’in kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmaması nedeniyle işleten ve sürücü olarak, davalı … Sigorta AŞ.’nin ise sigortacısı olarak sorumluluğunun doğmadığı, ayrıca %100 rücu olan durumlarda hasarsızlık indiriminin yapılmadığı da uygulamada bilindiğinden, davacının bu talebiyle ilgili değerlendirme ve hesaplama yapılamadığı mütalaa edilmiştir. Tarafların itirazların sonucunda aldırılan 27/11/2017 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda da; kusur oranı, değer kaybı ve ikame araç bedeline ilişkin alacak miktarlarına yönelik önceki raporlardaki görüş ve kanaatin korunduğu, davacının maliki olduğu araç sürücüsünün %100 kusursuzluğu dikkate alındığında, sunulan poliçelerdeki “hasarsızlık koruma klozu” düzenlemesi gereğince hasarsızlık indiriminin korunduğu ve zararın oluşmadığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporlarının yapılan incelemesinde, raporların, HMK’nın 279.maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendikleri, raporların dosyadaki bilgi ve belgelerle uyumlu, denetim ve hüküm kurmaya elverişli oldukları kanısına varılmıştır. Bu durumda, Mahkemece bilirkişi raporları, ödeme belgesi ve ZMSS azami poliçe limiti dikkate alınarak yukarıda belirtildiği şekilde karar verilmiş olmasında herhangi bir hata bulunmadığına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde değildir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsil edilerek Hazine’ye verilmesine, 3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.10/06/2021