Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3105 E. 2021/937 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3105
KARAR NO: 2021/937
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/07/2018
NUMARASI: 2015/850 Esas – 2018/809 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Dava ve uyuşmazlık, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. ve TBK’nın 54.maddeleri kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan güç kaybı tazminatı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava; meyadana gelen trafik kazası nedeniyle plakası tespit edilemeyen araç nedeniyle sigorta kanununun 14. maddesi atfen … karşı açılmış maluliyet tazminatı davasında kusur oranı, maluliyet oranı, davacının mütefarik kusurunun olup olmadığı, malulilet oranının belirlenme usulu, kusur tespiti usulu, tazminat miktarı, talep edilebilecek faiz türü ve tarihine ilişkin tazminat davasıdır. Taraf beyan, delil ve itirazları gözetilerek dosya kapsamına alınan 09/04/2018 tarihli hüküm kurmaya elverişli aktüer bilirkişi raporunda, kaza tarihi olan 05/11/2013 tarihindeki genel şartlara göre usulüne uygun olarak PMF yaşam tablosuna göre hazırlanan dosya kapsamındaki 13/10/2016 tarihli ATK raporuna göre davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu, davacı yolcunun kusursuz olduğu gözetilerek yapılan usulüne uygun teknik hesaplama neticesinde davacının sürekli iş görememezlik zararının 227.406,76 TL olduğu, geçici iş görememezlik zararının ise 7.581,63 TL olduğu gözetilerek ve dava öncesi davalı sigorta şirketine başvurulduğuna dair bir belgenin bulunmaması nedeniyle dava tarihi itibariyle yasal faize hükmedilmesi gerektiği kanaatine varıldığı” gerekçesiyle, “Davanın kabulü ile 234.988,39 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasına, plakası tespit edilemeyen bir aracın sebebiyet verdiği hususunun ispat edilemediğini, resmi belge ile ispat edilemeyen gelirin asgari ücret olarak kabul edilmesi gerektiğini, davacının gelir durumuna ilişkin herhangi bir belgenin dosya kapsamında bulunmadığını, sosyal ve ekonomik durum araştırmasına istinaden, kaza tarihinde emekli olan müteveffanın 1.776,46 TL gelirinin olduğu kabulü ile yapılan tazminat hesabının hatalı olduğunu, müteveffanın gelirinin, resmi bir belgeyle ispatının gerektiğini, brüt asgari ücret tutarının 2.12 katından gelirin hesaplanmasının hatalı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dosya kapsamından, 05/11/2013 tarihinde, plakası tespit edilemeyen bir aracın davacının sevk ve idaresindeki motosiklete çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının yaralandığı, davacının bu yaralanmasının, Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 28/11/2016 tarihli raporuna göre, %35.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 ay olduğunun mütalaa edildiği; işbu davada, davacı tarafça plakası tespit edilemeyen araç nedeniyle davalı …’ndan güç kaybı tazminatı talebinde bulunulduğu ve Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça her ne kadar, trafik kazasına, plakası tespit edilemeyen bir aracın sebebiyet verdiğinin ispatlanamadığı iddia edilmiş ise de Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/120948 soruşturma numaralı dosyasındaki beyanlara göre, plakası tespit edilemeyen bir aracın, davacının sevk ve idaresindeki motosiklete arkadan çarpması neticesinde trafik kazasının meydana geldiği ve davacının yaralandığı sabittir. Bu nedenle davacının bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir. Davalı vekilinin, tazminat hesaplamasına ilişkin istinaf iddia ve itirazına gelince; istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürülen iddia ve itirazların dava konusu olay (yaralanma) ve aktüerya raporu ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığından, bu yöndeki iddia ve itirazlar da yerinde görülmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 16.052,05 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 3.759,00 TL karar ve ilam harcı mahsup edilerek bakiye 12.293,05 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsil edilerek Hazineye verilmesine, 3-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle sarfettiği yargılama gidernin kendisi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekâlet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, dairemize ya da bulunulan yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilecek dilekçeyle Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/06/2021