Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3064
KARAR NO: 2021/1998
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/06/2018
NUMARASI: 2015/909 (E) 2018/672 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi ve manevi tazminat
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
Yukarıda yazılı İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Sigorta Şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesiyle sigortalı, işleteni davalı …’a ait, sürücüsü davalı …’in yönetimindeki … plakalı otomobilin ışıklı kavşakta kırmızıda geçerek kusuruyla müvekkili davacı …’nın … plakalı otomobiline çarparak adı geçen müvekkili ile otomobilde bulunan müvekkili …’nın yaralanmasına neden olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla davacı … için 1.000,00 TL, davacı … için de 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan ortaklaşa ve zincirleme tahsiline; davacı … için 150.000,00 TL, davacı … için de 100.000,00 TL manevi tazminatın, kusursuz sorumluluk kapsamında sorumlu olan davalılar ile davalı işleten ve sürücüden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın 23/11/2014 – 23/11/2015 tarihleri arasında ZMSS poliçesiyle sigortalandığını belirterek toplanmasını istediği kanıtları bildirmiş, limiti aşmayan maddi tazminat talepleri ile manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiş, dilekçe ekinde ZMSS poliçesi ile manevi tazminat klozunu da içeren “Genişletilmiş Kasko” poliçesini göndermiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davacılar … ve …’nın maddi tazminat davalarının kabulüne, davacı … için 11.253,50 TL, davacı … için de 9.173,28 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine; manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne, davacı … için 12.000,00 TL, davacı … için de 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmolunmuştur. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … Sigorta Şirketi vekili dilekçesinde özetle; geçici iş göremezlikten kaynaklanan ve 1/6/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlar uyarınca sağlık giderleri teminatı kapsamına alınan zarardan Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) sorumlu olması nedeniyle müvekkilinin zarardan sorumlu olmayacağını, iş göremezlik tazminatına ilişkin müvekkili aleyhine SGK tarafından İstanbul Anadolu 18’inci İş Mahkemesinin 2017/437 (E) sayılı davasının açılmasına rağmen bu konuda herhangi bir değerlendirmenin yapılmadığını, hükmolunan manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı sürücü …’in %100 kusurlu olduğunun açıkça saptanmasına rağmen hükmolunan manevi tazminatın müvekkillerinin yaşadığı elem ve ızdırabı karşılamaktan uzak olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir. Katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvuran davalılar … ve … vekili dilekçesinde özetle; kırmızı ışıkta geçtiğine dair somut kanıt bulunmayan müvekkilinin %100 kusurlu bulunduğuna ilişkin raporun eksik ve hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yer alan maddi tazminat hesaplarının Adli Tıp Kurumu raporunda öngörülen maksimum sürelere göre yapıldığını, fahiş manevi tazminata hükmolunduğunu belirterek ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine ilişkin konularla sınırlı yapılan inceleme sonunda: Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 9/11/2016 tarihli raporunda kendi beyanına göre ışıklı kavşakta kırmızıda geçen davalı sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğu bildirilmiş; Adli Tıp Kurumu 3’üncü Adli Tıp İhtisas Kurulunun 22/1/2018 tarihli raporunda davacı …’nın 16/7/2015 günü geçirdiği yaralanması araz bırakmamış olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği, 12/7/2017 tarihli raporunda ise davacı …’nın 16/7/2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının araz bırakmadığından maluliyet tayinine yer olmadığı, iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir. Mahkemenin hükmüne esas aldığı Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda, davalı sürücü … ile davacı sürücü …’nın yönetimindeki araçların kaza sırasındaki konumları ve adları geçen sürücülerin davranışları irdelenerek, davalı sürücünün olayın meydana gelmesindeki kusur oranının yasal dayanaklarıyla birlikte, eylemler ile sonuç arasındaki nedensellik bağını ortaya koyacak biçimde, dosya kapsamından anlaşılan oluşa, bilimsel ölçütlere, usul ve kanuna uygun olarak saptandığı anlaşılmış; aktüerya uzmanı bilirkişi raporunda, davacıların uğradığı zararın Adli Tıp Kurumu 3’üncü Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda belirtilen iyileşme sürelerine göre hesaplandığının anlaşılması karşısında, HMK’nin 279’uncu maddesine uygun düzenlenen ve dosya kapsamına uygun somut olgu ve ölçütlere dayanan, yeterli gerekçeyi de taşıyan aktüerya uzmanı bilirkişinin raporunun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, bu konulara ilişkin istinaf dilekçelerinde ileri sürülen istinaf nedenleri isabetli kabul edilmemiştir. 25/2/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/2/2011 tarihli 6111 sayılı Kanunun 59’uncu maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 98’inci maddesi değiştirilmiş, buna göre 6111 sayılı Kanunun 59’uncu maddesinde “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” düzenlemesine; 6111 sayılı Kanunun geçici 1’inci maddesinde de “Bu Kanun’un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59’uncu maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı’nın yükümlülüklerinin sona ereceği” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemeler ile trafik kazasından kaynaklanan ve KTK’nin 98’inci maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri bakımından, trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu son bulmuştur. Bununla birlikte söz konusu yasal düzenleme haksız fiil sorumluları (işleten ve sürücü gibi) yönünden her hangi bir ayrıksı düzenleme getirmemiş olduğundan bu kişiler yönünden belgesiz tedavi giderlerine ilişkin sorumluluk devam edecektir. Bununla birlikte Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nin 98’inci maddesi kapsamında, tüm tedavi giderlerinden değil, yalnızca söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı Kanun kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir.Somut uyuşmazlık yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında değerlendirildiğinde; davalı sürücü …’in %100 oranında kusuruyla kazaya neden olan … plakalı otomobilin ZMSS poliçesini düzenleyen davalı Anadolu Anonim … Şirketinin geçici iş göremezlik talebi yönünden sorumluluğunun devam ettiğinin anlaşılması karşısında, davalı vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü bu konuya yönelen istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Davalı … Sigorta Şirketi vekili 24/11/2017 gününde sunduğu dilekçeyle; SGK tarafından müvekkili aleyhine 3.580,53 TL geçici iş göremezlik tazminatının tahsiline ilişkin İstanbul Anadolu 18’inci İş Mahkemesinin 2017/437 (E) sayılı davasının açıldığının bildirilmesi karşısında; SGK’den davacılar … ve …’ya 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 55’inci maddesinin 1’inci fıkrası ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca rücuya tabii ödeme yapılıp yapılmadığı sorularak ve İstanbul Anadolu 18’inci İş Mahkemesinin 2017/437 (E) sayılı dava dosyası getirtilip incelenerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi isabetli görülmemiştir. Kararın kaldırılma gerekçesine göre davacılar ile davalılar vekillerinin dilekçelerinde ileri sürdükleri manevi tazminat hükmüne yönelik istinaf nedenleri bu aşamada inceleme dışı bırakılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için davacılar ile davalılar tarafından yatırılan karar ve ilam harçlarının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatıran taraflara geri verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf kanun yolu incelemesi için yatırılan gider avansının yatıran tarafa geri verilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.22/12/2021