Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3060 E. 2020/4408 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3060
KARAR NO: 2020/4408
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2018
NUMARASI: 2015/650 Esas – 2018/345 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta AŞ’nin ZMS sigortacısı, davalı … Ltd. Şti.’nin işleteni ve davalı …’in sürücüsü olduğu … çekici ile çekiciye takılı … plakalı dorsenin keskin viraja hızlı girerek, yarı römork kısmının şerit ihlali yapması nedeniyle davacıların mirasbırakanı …’ın idaresindeki … plakalı araca çarpması neticesinde, davacıların mirasbırakanı (davacı …’ın eşi, davacılar … ile …’ın babası) …’ın vefat ettiğini, davacıların maddi ve manevi zarara uğradıklarını, destekten yoksun kaldıklarını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, müteveffa …’ın kazadan önce operatör olarak çalıştığını ve aylık 3.000 TL kazandığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydıyla, her bir davacı için ayrı ayrı 2.000 TL maddi (defin masrafı, destekten yoksun kalma tazminatı vs. için) ve 100.000’er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 306.000 TL tazminatın haksız eylemin gerçekleştiği 23/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı … Sigorta AŞ yönünden manevi tazminat hariç maddi tazminattan sorumluluğu oranında) tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihi itibarıyla müvekkili nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe azami limiti olan 268.000 TL ile sınırlı olduğunu, kaza nedeniyle müvekkili şirket tarafından davacı tarafa 28/05/2014 tarihinde 94.708,20 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını, müvekkili tarafından yapılan ödemenin güncellenerek hesaplanacak tazminattan düşülmesi, müteveffanın kaza esnasında emniyet kemeri takıp takmadığının belirlenmesi ve desteklik durumunun ispatlanması gerektiğini, defin masraflarından müvekkilinin sorumlu olmadığını, kaza nedeniyle SGK tarafından davacılara rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmış ise tazminattan indirilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu tazminata, ancak dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebileceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağındaki kusur oranlarını kabul etmelerinin mümkün olmadığını, kazaya ilişkin yargılamanın Gebze 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/166 Esas sayılı dosyasında halen derdest olduğunu, kusur oranlarının uzman bilirkişiler kurulunca belirlenmesi gerektiğini, sigorta şirketi tarafından davacılara ödenen tazminatın dosyaya bildirilmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirtmiştir. Davalı … davaya cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesince: “Davacılardan …’ın maddi tazminat davasının kabulüne; 211.808,79 TL maddi tazminatın davalılardan … ile …Ltd.Şti’den kaza tarihi olan 11/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … Sigorta AŞ’den ise kısmi ödeme tarihi olan 28/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile (sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere ) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a ödenmesine, davacılar … ve …’ın maddi tazminat davalarının reddine, defin masraflarına ilişkin talep subut bulmadığından reddine, davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; davacı … için 30.000 TL, davacı … için 25.000 TL, davacı … için 25.000TL manevi tazminatın davalılar … ile … ltd.şti’den kaza tarihi olan 11/03/2014 itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek belirtilen miktarda adı geçen davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekili, davalılar … (…) Ltd. Şti. vekili ile … Sigorta AŞ vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müteveffa …’ın asgari ücretle çalıştığı iddiasının kabul edilemeyeceğini, somut uyuşmazlıkta müteveffa …’ın, … Limited Şirketi’nden gelen cevapta belirtildiği ve hayatın olağan akışına da uygun olduğu üzere aylık kazanıcının 2.695 TL olduğunu, tazminat hesaplamasının bu miktar üzerinden yapılması gerekirken asgari ücret üzerinden yapılmasının müvekkilinin mağduriyetine yol açtığını, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının da çok düşük olduğunu belirterek, bu hususlar yönünden kaldırılmasını istemiştir. Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından SGK hizmet dökümünde belirtilen 1.200 TL ücret esas alınarak 28/05/2014 tarihinde davacı tarafa 94.708,20 TL tazminat ödendiğini, müteveffanın vefatından önce çalıştığı … Şirketi’nin ise tek yanlı ve gayrıresmi bir beyanla, müteveffanın aylık net kazancının 2.695 TL olarak belirttiğini ve bu miktar üzerinden tazminat hesaplanmasının hatalı olduğunu, yargılama aşamasındaki itirazların Mahkemece dikkate alınmadığını, oysaki müteveffa …’ın vefatından önceki SGK kayıtlarından, müteveffanın en son ücretinin 1.200 TL olduğunun tespit edildiğini, bu miktar üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini; müvekkili şirket yönünden hasar aşamasında yapılan ödeme gözetilmeksizin, kararın infazı sırasında poliçe limiti üzerinde ödemeye sebep olacak şekilde hatalı karar verildiğini, müvekkilinin, poliçe limiti ile sorumlu olduğu tutarın net olarak belirlenmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsü için belirlenen %85 kusur oranını kabul etmelerinin mümkün olmadığını, müteveffa …’ın, yağışlı havada hızlı araç kullandığından kazanın oluşumunda karara dayanak yapılan bilirkişi raporunda belirtilen orandan daha yüksek oranda kusurlu olduğunu, bu nedenle İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşacak heyetten kusur oranlarının belirlenmesi yönünden rapor alınmasını talep ettiklerini, bu itirazlarının Mahkemece dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, tazminat hesaplamasının TRH 2010 Ulusal Mortalite Tablosuna ve %1,8 teknik faize göre yapılması gerektiğini, PMF tablosuna göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, ıslah edilen tutara, müvekkili şirket yönünden, ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, SGK tarafından dava konusu kaza nedeniyle, davacılara rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı konusunda hiçbir araştırma yapılmamasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı …Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müteveffanın çalıştığı şirketten gelen ve hiçbir hukuki gerekçesi olmayan miktar dikkate alınarak tazminat hesaplaması yapılmasının hatalı olduğunu, bu nedenle maddi tazminat miktarının fahiş bir tutara yükseldiğini, hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğunu, tazminat hesaplamasının SGK hizmet cetvelindeki tutar dikkate alınarak hesaplanması gerektiğini, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK’nın 53. ve 56/2. maddeleri kapsamında ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Dosya kapsamından, 11/03/2014 tarihinde, davalı … Sigorta AŞ’nin ZMS sigortacısı, davalı … Ltd. Şti.’nin işleteni ve davalı …’in sürücüsü olduğu … çekici ile çekiciye takılı … plakalı dorsenin, keskin viraja hızlı girmesi ve yarı römork kısmının şerit ihlali yapması nedeniyle, davacıların desteği (davacılardan …’ın eşi, … ile …’ın babası) …’ın sürücüsü olduğu … plakalı araca çarpması neticesinde, …’ın vefat ettiği, davacıların maddi ve manevi tazminat talebinde bulundukları ve Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır. A-)Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi: Karara dayanak yapılan 15/01/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda, tazminat hesaplaması, müteveffanın aylık net geliri asgari ücret üzerinden değil, kazadan önce çalıştığı şirket tarafından bildirilen miktar (2.695 TL) dikkate alınarak asgari ücretin 3.185 katı aylık geliri olduğu kabul edilerek yapılmıştır. Bu nedenle, davacılar vekilinin maddi tazminatın, asgari ücret üzerinden hesaplanmasının hatalı olduğu yönündeki istinaf itirazında isabet bulunmamaktadır. Davacılar vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf itirazına gelince; Kazanın meydana geliş şekli, davalı sürücünün %85, davacıların desteği (müteveffa) …’ın %15 oranında kusurlu olması, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile TBK’nın 56/2. maddesinde düzenlenen manevi tazminat müessesesinin amacı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Mahkemece, davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının, manevi tazminat müessesesinin amacına ve hakkaniyet ilkesine uygun düşmediği ve hükmedilen miktarların az olduğu kanısına varıldığından, davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmüştür. Bu nedenle, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminat müessesesinin amacı ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek takdiren, müteveffanın eşi ve çocukları olan davacıların her biri için ayrı ayrı 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. B-)Davalılar … Sigorta AŞ vekili ile … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurularının değerlendirilmesi: İTÜ öğretim üyeleri tarafından düzenlenen ve Mahkemece karara dayanak yapılan 13/09/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; dava konusu kazanın meydana gelmesinde, davalı sürücü …’in %85, davacıların desteği (müteveffa) …’ın %15 oranında kusurlu oldukları mütalaa edilmiştir. Bilirkişi heyet raporunun, HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, trafik kazası tespit tutanağı, ceza dosyasında bulunan 26/09/2014 tarihli tek kişilik bilirkişi raporu, 09/02/2015 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu, ceza mahkemesi kararı ve işbu dosyada aldırılan 31/05/2016 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuyla örtüştüğü; dosya kapsamına uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu görüldüğünden, davalı … Sigorta AŞ vekilinin bu yöne ilişkin itirazı kabul edilmemiştir. Mahkemece karara dayanak yapılan 15/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı …’ın bakiye destekten yoksun kalma tazminatının 211.808,79 TL olduğu mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunun HMK’nın 279. maddesinde aranılan koşullara uygun olarak düzenlendiği, kaza tarihi itibarıyla Yargıtayın yerleşik uygulama ve ilkeleri doğrultusunda, müteveffanın kaza öncesinde çalıştığı şirket tarafından dosyaya bildirilen ve ilgili meslek kuruluşlarının yazılarıyla da doğrulanan belgedeki aylık net 2.695 TL gelirine göre PMF Yaşam Tablosu dikkate alınarak, davalı … Sigorta AŞ tarafından ödenen tazminatın güncellenen tutarı mahsup edilerek ve müteveffanın kusur oranına tekabül eden miktar indirilerek hesaplamanın yapıldığı, maddi tazminat hesaplamasında hata bulunmadığı kanısına varıldığından, davalı … Sigorta AŞ vekilinin ve davalı … Ltd. Şti vekilinin bu yöne ilişkin itirazları yerinde değildir. Dava, HMK’nın 107. maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açıldığından, maddi tazminatın tümü açısından davalı … Sigorta AŞ yönünden kısmi ödeme tarihi olan 28/05/2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi isabetli olduğundan ve SGK tarafından davacılara rücuya tabi bir ödeme olmadığından davalı … Sigorta AŞ vekilinin bu konudaki itirazı isabetli değildir. Ancak hüküm fıkrasında davalı … Sigorta AŞ’nin sorumlu olduğu bakiye limitin gösterilmemesi infazda tereddüde yol açacağından, bu yöne ilişkin itirazı yerindedir. Bu nedenle, kaza tarihindeki azami limit olan 268.000 TL’den, davalı … Sigorta AŞ tarafından dava öncesinde ödenen 94.708,20 TL’nin indirilmesi sonucunda, davalı … Sigorta AŞ’nin 173.291,80 TL’den sorumlu olması kaydıyla şeklinde hüküm kurulmuştur. Ayrıca davalı … Sigorta AŞ vekili ile davalı … Ltd. Şti. vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf itirazları, yukarıda davacıların istinaf başvurusunun değerlendirildiği bölümdeki gerekçeye göre kabul edilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-)Davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine; B-)Davacılar vekili ile davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmek üzere kaldırılmasına, Buna göre: 1-)Davacılardan …’ın maddi tazminat davasının kabulüne; 211.808,79 TL maddi tazminatın davalılardan … ile … Ltd. Şti.’den kaza tarihi olan 11/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … Sigorta AŞ’den ise kısmi ödeme tarihi olan 28/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile (davalı … Sigorta AŞ’nin bakiye limiti olan 173.291,8 TL’den sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a ödenmesine, 2-)Davacılar … ve …’ın maddi tazminat davalarının reddine, 3-)Defin masraflarına ilişkin talep subut bulmadığından reddine, 4-)Davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; davacı … için 50.000 TL, davacı … için 50.000 TL, davacı … için 50.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi davalılar …Ltd.Şti ile davalı …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine, 5-)Davacılar tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı, 1.045,14 TL peşin harç ve 720,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.790,34 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 6-)Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 24.715,15 TL ilam harcından peşin alınan 1.790,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 22.925,15 TL bakiye ilam harcının davalılardan (Davalı … Sigorta AŞ.’nin maddi tazminat nedeniyle 9.689,68 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına, 7-)Davacılar tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında harcanan 742,00 TL tebligat ve müzekkere posta gideri, 1.811,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.553,00 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 1.804,77 TL’nin davalılardan (Davalı … Sigorta AŞ.’nin 707,56 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, 8-)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 18.658,56 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … verilmesine (Davalı … Sigorta AŞ bakiye poliçe limiti tutarı üzerinden 16.347,51 TL’den müteselsil sorumlu olmak üzere), 9-)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 7.500,00 TL nispi vekalet ücretinin, davalılar … Ltd. Şti. ile …’den tahsili ile davacı …’a verilmesine, 10-)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 7.500,00 TL nispi vekalet ücretinin, davalılar … Ltd. Şti. ile …’den tahsili ile davacı …’a verilmesine, 11-)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 7.500,00 TL nispi vekalet ücretinin, davalılar … Ltd. Şti. ile …’den tahsili ile davacı …’a verilmesine, 12-)Davalılar … Ltd. Şti. ile … Sigorta AŞ. kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden reddedilen maddi tazminat nedeniyle AAÜT gereğince 2.180,00 TL (İlk Derece Mahkemesi kararı dikkate alınarak) maktu vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılar … Ltd. Şti. ile … Sigorta AŞ.’ye verilmesine, 13-)Davalı … Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat nedeniyle AAÜT gereğince 7.500,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı … Ltd. Şti.’ye verilmesine, 14-)Davalı … Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat nedeniyle AAÜT gereğince 7.500,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı … Ltd. Şti.’ye verilmesine, 15-)Davalı … Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat nedeniyle AAÜT gereğince 7.500,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı … Ltd. Şti.’ye verilmesine, 16-)HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının talep halinde yatırana iadesine,
C-)İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN: 1-)Davacılar ve davalı … Sigorta AŞ. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendilerine iadesine, 2-)Harçlar Kanunu’nu göre alınması gereken 19.933,45 TL harçtan peşin alınan 5.018,91 TL harcın mahsubu ile bakiye 14.914,54 TL harcın, davalı … Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-)İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 48,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının, davalı …Ltd.Şti.’den tahsili ile davacılara verilmesine, 4-)İstinaf aşamasında davalı … Sigorta AŞ. tarafından yapılan 118,5 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, 5-)İstinaf aşamasında davalı …Ltd. Şti. tarafından yapılan 131,5 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalı üzerinde bırakılmasına, 6-)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 7-)İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı …’ın maddi tazminatı yönünden HMK’nın 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtaya temyiz yolu açık; diğer yönlerden HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/12/2020