Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi 2019/3033 E. 2021/1405 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
40. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
DOSYA NO: 2019/3033
KARAR NO: 2021/1405
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2018
NUMARASI: 2014/1270 (E) 2018/407 (K)
DAVANIN KONUSU: Maddi tazminat
KARAR TARİHİ: 13/10/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalılardan … Ltd. Şti’ye ait, davalı …’ın yönetimindeki iş makinesinin, olay yerinde bulunan Karayolları Genel Müdürlüğüne ait şantiye sahasından kontrolsüz çıkması nedeniyle o sırada Van istikametine seyir halinde bulunan davalı …’ın yönetimindeki … plaka sayılı aracın karşı yöne geçerek müvekkili şirkete ait araca çarpması nedeniyle maddi hasara neden olduğunu, davalılardan … AŞ’nin Karayolları Genel Müdürlüğünün yüklenicisi, davalı … Ltd. Şti’nin ise alt iş veren olduğunu belirterek, araç hasarı, değer kaybı, ikame araç kiralama bedeli, ödenen vergiler, çekici ücreti ve mahrum kalınan kar olmak üzere toplam 35.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte ortaklaşa ve zincirleme biçimde davalılardan tahsiline, sigorta şirketlerinin sorumluluğunun poliçelerdeki limitlerle sınırlı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … Sigorta AŞ, … AŞ , … Sigorta AŞ, …, … Ltd. Şti. ve … vekilleri cevap dilekçeleri ile davanın reddini savunmuşlardır. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulüne, 28.721,03 TL tazminatın davalılar … ve … Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı … Sigorta AŞ vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun 25.000,00 TL olan poliçe limitiyle sınırlı tutulması gerekirken aşan tutarda tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin aracı diğer davalı şirkete kiralaması nedeniyle araç üzerine müdahale yetkisi kalmadığını, diğer davalı şirket ile müvekkili şirketin tüm hasar gider ve kazalardan kaynaklanana zararlardan diğer şirketin sorumlu olacağı konusunda anlaşmalarına rağmen müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirkete ait aracın kazada kusurunun olmadığını, tespit edilen tazminat miktarının yüksek olduğunu, ayrıca Van 2’nci Asliye Hukuk Mahkemesine acılan 2017/232 (E) sayılı davada asıl sorumluluğu işleten … AŞ’ye ait olduğuna hükmedildiğini belerterek ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355’inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Davada taraf olabilme yeteneği olarak tanımlanan taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki hak ehliyetinin medeni usul hukukunda büründüğü biçimdir. Gerçekten kimlerin taraf ehliyetine sahip oldukları 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 8 ve 48’inci maddelerine göre belirlenmiştir. HMK’nin 50’nci maddesine göre medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir. Hem gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir. Gerçek kişilerin kişiliği ve bununla hak (medeni haklardan yararlanma) ehliyeti TMK’nin 28/1’inci maddesi gereğince ölümle sona erer. Bu nedenle ölmüş olan kişinin taraf ehliyeti yoktur. 6098 sayılı TBK’nin 513’üncü maddesinin 1’inci fıkrasına göre; Sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur. HMK’nin 77’nci maddesi gereğince; Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Dava dosyasına eklenen nüfus kaydının incelenmesinde davalı …’ın 14/11/2016 günü öldüğü, İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının ise davalı … vekili Avukat …’a 10/08/2018 günü tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Somut uyuşmazlık, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında değerlendirildiğinde; davalı …’ın henüz karar verilmeden önce tahkikat aşamasında 14/11/2016 günü öldüğü böylece Van … Noterliğinin 25/11/2014 günlü vekâletnamesi ile tayin ettiği Avukat … ile arasındaki vekâlet sözleşmesinin TBK’nin 513/1’inci maddesi uyarınca sona erdiğinin anlaşılması karşısında; davalı …’ın mirasçılarının davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilip karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması isabetli değildir. Kararın kaldırılması gerekçesine göre, davalılar … Sigorta AŞ ve … Ltd. Şti vekillerinin dilekçelerinde ileri sürdükleri istinaf nedenleri bu aşamada inceleme dışı bırakılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Ltd. Şti vekili ile davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurularının kabulüne, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece mahkemesi hükmünün HMK’nin 353/1-a/4’üncü maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde ilk derece mahkemesince yatıranlara ayrı ayrı geri verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına 5-İstinafa başvuranlar tarafından sarfedilen istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf talep edenler tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran taraflara iadesine, 7-İstinaf sonucuna göre davalı … Sigorta AŞ tarafından icranın geri bırakılması talebi kapsamında icra dosyasına sunulan teminat mektubunun, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 36/5’inci maddesi gereğince davalı … Sigorta AŞ’ye geri verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/10/2021